Bizi Takip Edin

Diplomasi

Katar, Trump’a jet hediyesinin ‘rüşvet’ olmadığını savundu

Yayınlanma

Katar, ABD Başkanı Donald Trump’a 400 milyon dolarlık jumbo jet teklifinin “rüşvet” girişimi olmadığını, ABD’nin tarih boyunca birçok ülkeden hediye kabul ettiğini söyledi.

Başbakan Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani salı günü Doha’da düzenlenen Katar Ekonomi Forumu’nda yaptığı açıklamada, “Bunu müttefikler arasında normal bir şey olarak görüyorum. İnsanların bunu rüşvet olarak görmelerinin veya Katar’ın bu yönetimde nüfuz satın almak istediğini düşünmelerinin nedenini anlamıyorum. Bu ortaklık… iki yönlü bir ilişki, Katar ve ABD için karşılıklı yarar sağlıyor,” dedi.

Jet teklifi, Trump’ın geçen hafta Körfez’e yaptığı ziyaretin öncesinde geldi. Trump, bu ziyaret sırasında Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden ABD’ye yüz milyarlarca dolarlık yatırım yapılacağını duyurdu.

Lüks Boeing 747 jetlerinin transferine ek olarak Katar, ABD ile milyarlarca dolarlık anlaşmalar yaptığını duyurdu. Bu anlaşmalar arasında, Trump’ın şirketin tarihindeki en büyük jet siparişi olarak nitelendirdiği, Boeing’den 210 uçak satın alınması da yer alıyor.

Şeyh Muhammed, dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatçılarından ve en zengin ülkelerinden biri olan Katar’ın geçmişte ABD veya diğer ülkelerle nüfuz satın almaya çalıştığı yönündeki iddiaları reddetti.

Katarlı yetkili, “Katar’ın küçük bir Arap ülkesi olduğu, gaz zengini olduğu için parayla satın almadan yolunu bulamayacağı şeklindeki bu klişeyi aşmamız gerekiyor. Niyetimiz çok net bir mübadelede bulunmak… ABD’nin geçici olarak Air Force One’ı hızlandırması gerekiyor, Katar bunu sağlayabilir, biz de adım attık… Birçok ülke ABD’ye birçok şey hediye etti. Bunu Özgürlük Heykeli ile karşılaştırmıyorum,” dedi.

Tüm Körfez ülkeleri, Trump’ın gözüne girmeye çalışırken, aynı zamanda Amerikan silahları satın almak ve özellikle yapay zeka alanında ABD teknolojisine erişim sağlamak istiyorlar.

Fakat ABD’nin müttefiki Katar, Trump’ın ilk döneminde yaşadığı zorlu deneyimler ve Hamas ile bağlantıları nedeniyle maruz kaldığı inceleme nedeniyle de Amerikan başkanını kazanmaya istekli.

Trump, 2017’de başkan olarak Körfez’i ilk kez ziyaret ettikten kısa bir süre sonra, Suudi Arabistan ve BAE’nin Katar’a karşı yaklaşık dört yıl süren bölgesel ambargoya öncülük etmesiyle, bu ülkelerin yanında yer aldığı izlenimi vermişti.

Trump, o dönemde Katar’ın bölgedeki en büyük ABD askeri üssüne ev sahipliği yapmasına rağmen, bu ülkenin “üst düzey” bir terör destekçisi olduğunu iddia etmişti.

Diplomasi

Avustralya Başbakanı Albanese bu yaz Pekin’de Çin lideri Xi ile görüşecek

Yayınlanma

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi politikaları nedeniyle dünya çapında yaşanan türbülansın ortasında ticaret görüşmeleri için Pekin’e gidiyor.

Durumdan haberdar bir kaynak, The Post‘a verdiği demeçte, Avustralya liderinin temmuz veya ağustos ayında Çin’in başkentine varmasının beklendiğini ve Avrupa Birliği’nin de aynı dönemde Çin ile kritik bir zirve düzenleyeceğini söyledi.

Kaynak, “Albanese, ziyareti sırasında [Devlet Başkanı] Xi Jinping ile görüşmeyi bekliyor” dedi.

Albanese, 2022’de ilk kez seçildiğinden bu yana, daha şahin tavırlı öncüllerinin Çin ile yarattığı ekonomik gerilimi yumuşatmak için çalışarak Pekin’in Avustralya kömürü, şarabı, ıstakoz ve diğer ürünlere uyguladığı ithalat kısıtlamalarını hafifletmesinin önünü açtı.

İşçi Partisi’nin geçen ay Avustralya’da yapılan federal seçimlerde muhalefetteki Liberal-Ulusal Koalisyon’a karşı kararlı bir zafer kazanmasının ardından, Çin ile ilişkilerin Albanese’nin ikinci döneminde de öncelikli olmaya devam etmesi bekleniyor.

Kaynak, “Bu, Avustralya’nın en büyük ticaret ortağıyla ilişkiler kurmak için yapılan bir ziyaret” dedi. “Avustralya halkı, Avustralya-Çin ilişkilerini istikrara kavuşturabileceği için Albanese’ye yeniden oy verdi” diye ekledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Post’un yorum talebine hemen yanıt vermedi.

Avustralya Başbakanlık ve Kabine Bakanlığı, “resmi bir açıklama yapılana kadar olası resmi ziyaretler ve etkinlikler hakkında yorum yapmayacağını” söyledi.

Görüşmeler, Avustralya’nın en büyük ticaret ortağı olan Çin ile önemli bir güvenlik müttefiki olan ABD arasında tırmanan gerilimi yönetmeye çalıştığı bir dönemde, iki ülke arasındaki ilişkiler açısından kritik bir zamanda gerçekleşiyor.

Avustralya, ABD’nin nisan ayında düzinelerce ülkeye uyguladığı yüzde 10’luk “temel” gümrük vergisinden etkilendi, ancak Washington’un daha yüksek ‘karşılıklı’ gümrük vergilerinden şu ana kadar etkilenmedi.

Trump’ın nisan ayında duyurduğu ve birkaç gün sonra dondurduğu “karşılıklı” gümrük vergileri, temmuz ayı başında yeniden yürürlüğe girecek.

Kaynak, Avustralya liderinin ziyaretinin kesin tarihinin henüz belirlenmediğini ve son dakika değişiklikleri olabileceğini belirtti.

AB-Çin Zirvesi

Bu arada, Avrupa Birliği ve Çin, bloğun Çin ile gerilimi azaltmak ve ABD’nin korumacı politikalarına nasıl yaklaşılacağı konusunda ortak bir zemin bulmak amacıyla temmuz ayı sonunda Pekin’de bir zirve düzenleme planlarını doğruladı.

Avustralya İstatistik Bürosu’nun verilerine göre, Avustralya’nın Çin pazarına ihracatı geçen yıl %10,2 düşüşle 196 milyar Avustralya dolarına (127 milyar ABD doları) gerilemesine rağmen, Çin Avustralya’nın en büyük ihracat pazarı olmaya devam ediyor.

ABD, 2024 yılında Avustralya’nın dördüncü büyük ihracat pazarı oldu ve toplam ihracat bir önceki yıla göre yüzde 3,3 artarak 40,1 milyar Avustralya dolarına ulaştı.

Avustralya Ticaret Bakanı Don Farrell, mayıs ayında Australian Financial Review gazetesine verdiği röportajda, Trump’ın gümrük vergileri nedeniyle Canberra’nın ticaret akışını Çin’den uzaklaştırarak “dengelemek” konusunda isteksiz olduğunu, çünkü “Avustralya’nın Çin ile ihracat ticaretinin ABD ile ticaretinden çok daha fazla değerinde” olduğunu belirtti.

Farrell, “Çin en büyük ticaret ortağımız” diye ekledi ve “Çin ile daha az iş yapmak istemiyoruz; Çin ile daha fazla iş yapmak istiyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Gürcistan, NATO ve AB enformasyon merkezini kapatıyor

Yayınlanma

Gürcistan’da bulunan NATO ve AB Enformasyon Merkezi’nin 1 Temmuz itibarıyla kapatılarak Dışişleri Bakanlığı’na devredileceği açıklandı. Merkez direktörü iddiaları ‘spekülasyon’ olarak değerlendirirken, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Kavelaşvili Batı’nın ülkesine yönelik baskıyı artırdığını belirtti.

Gürcistan’da NATO ve Avrupa Birliği (AB) Enformasyon Merkezi’nin 1 Temmuz’dan itibaren kapatılacağı ve yeniden yapılanma sonrasında Dışişleri Bakanlığı’na bağlanacağı bildirildi.

Interpressnews‘in aktardığına göre Gürcistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, merkez çalışanlarının görevlerinden alındıkları yönünde bilgilendirildiği belirtildi.

Söz konusu enformasyon merkezi, Gürcistan’ın Batı ile ilişkilerinin gerildiği bir dönemde, 2005 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin talimatıyla kurulmuştu.

Merkez direktörü ‘spekülasyon’ dedi

NATO ve AB Enformasyon Merkezi Direktörü Tamara Tsuleiskiri ise merkezin kapatıldığına dair haberleri “spekülasyon” olarak nitelendirdi.

Tsuleiskiri, yeniden yapılanma sürecinin şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü ve gelecekte merkezin fonksiyonlarını Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatındaki Avrupa entegrasyonu departmanının üstleneceğini söyledi.

Tsuleiskiri, “Kamuoyu, Dışişleri Bakanlığı’nda kapsamlı bir reform yapıldığını zaten biliyor. Yapısal değişiklikler hem Dışişleri Bakanlığı’nı hem de sistemindeki kamu hukuku tüzel kişilerini etkiledi,” dedi.

Tüzel kişiliğin tasfiyesi gündemdeydi

Daha önce merkez temsilcilerinden Temur Sukaşvili, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, NATO ve AB Enformasyon Merkezi’ni temsil eden tüzel kişiliğin tasfiye edilme planlarına değinmişti.

Mayıs sonunda Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Kavelaşvili, Ukrayna’daki askeri müdahalenin başlamasının ardından Batılı ülkelerin Tiflis üzerindeki baskısının arttığını belirtti.

Kavelaşvili’ye göre, Gürcistan üyelik adayı olmasına rağmen Avrupa Birliği’nde adaletsiz bir muamele görüyor.

Gürcü lider, Batılı politikacıların Tiflis’e ilk kez baskı yapmadığını da sözlerine ekledi.

Kavelaşvili, Şubat ayında yaptığı bir açıklamada da Ukrayna’daki çatışmaların başlamasının ardından Batı’nın ülkesinin çatışmaya katılması konusunda ısrar ettiğini belirtmiş ve Avrupa’nın adımlarını Gürcistan’ı Rusya ile savaşa itmek olarak nitelendirmişti.

ABD istihbarat raporu: Rusya, Gürcistan’da etkisini artırıyor, Ermenistan’da zemin kaybediyor

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rutte: Rusya, NATO’nun toplamından 16 kat fazla mühimmat üretiyor

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya’nın tüm ittifak ülkelerinden 16 kat daha fazla mühimmat ürettiğini açıkladı. Rutte, Kremlin’in mevcut askeri potansiyel artışıyla üç ila beş yıl içinde NATO’ya saldırabileceği uyarısında bulunarak, savunma harcamalarının GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarılması gerektiğini vurguladı; bu konu ABD Başkanı Trump’ın da talebiyle 5 Haziran’da Brüksel’de görüşülecek.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya’nın tüm ittifak ülkelerinin toplamından 16 kat daha fazla mühimmat ürettiğini belirterek, Moskova’nın mevcut askeri kapasite artışıyla üç ila beş yıl içinde NATO’ya saldırabileceği uyarısında bulundu.

Rutte, 5 Haziran’da Brüksel’de yapılacak savunma bakanları toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, bu tehdide karşı NATO müttefiklerinin gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) yüzde 5’ini savunmaya ayırması gerektiğini söyledi; bu, ABD Başkanı Donald Trump tarafından da daha önce dile getirilen bir talepti.

‘Rusya’nın üretim hızı endişe verici boyutta’

NATO Genel Sekreteri, “Rusya askeri imkanlarını hızla restore ediyor ve üç ayda tüm NATO ülkelerinin bir yılda ürettiğinden dört kat daha fazla mühimmat üretiyor,” ifadelerini kullandı.

Rutte, Rusya ekonomisinin ittifak devletlerinden 25 kat daha küçük olmasına rağmen, mevcut askeri potansiyel artış hızının Kremlin’in üç ila beş yıl içinde NATO’ya saldırmasına olanak tanıyabileceğine dikkat çekti.

‘Savunma harcamaları GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarılmalı’

Bu durum karşısında Rutte, “Bu yüzden kendimizi güvence altına almak için komuta kontrol, uzun menzilli hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere savunma harcamalarımızı gerçekten artırmalıyız,” dedi.

Genel Sekreter, müttefiklerin bu amaçlar için mevcut yüzde 2 yerine GSYİH’lerinin yüzde 5’ini harcaması gerektiğini belirtti. Bu talebin perşembe günü savunma bakanları tarafından ele alınacak kilit bir konu olacağını da sözlerine ekledi.

Rutte, “Putin, Baltık ülkelerine veya NATO’ya saldırmayı denemesi hâlinde yanıtımızın ezici olacağını bilmeli,” diye ekledi.

Putin: Kiev terör eylemlerine geçti, müzakereler provokasyonlara gelinmeden sürmeli

ABD’den müttefiklere ‘yüzde 5’ taahhüdü için baskı

Öte yandan ABD’nin NATO Daimi Temsilcisi Matthew Whitaker, Rusya’nın Ukrayna sonrasında “yeni adımlara” hazırlandığını ve askeri kapasitesini artırdığını ifade ederek, NATO’nun Moskova’yı “geçmek zorunda olduğunu” belirtti.

Whitaker, “Başka seçeneğimiz yok,” dedi ve Ukrayna’ya gelecekteki askeri yardım konusunda henüz bir karar alınmadığını, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin barış görüşmelerine odaklandığını vurguladı.

‘Trump’ın barış çabalarına odaklanıldı’

Diplomat, “Amerika Birleşik Devletleri, daha önce de belirttiğim gibi, müzakerelere ve Başkan Trump’ın askeri faaliyetleri sona erdirmesi için alanını korumaya odaklanmış durumda. Bu nedenle gelecekteki yardımla ilgili herhangi bir karar alınmadı,” şeklinde konuştu.

Aynı zamanda Whitaker, NATO’yu güvence altına almanın en iyi yolunun ittifak içindeki “savunma planlarımızı tam olarak kaynaklandırmaya yönelik adımlar” olduğunu belirtti ve Washington’un savunma yatırımları taahhüdü üzerinde çalıştığını vurguladı.

‘Ukrayna için Avrupa liderlik üstlenmeli’

Amerika Birleşik Devletleri’nin, “Ukrayna’da kalıcı bir barışın sağlanması için gerekli” kaynakların ve siyasi sermayenin Ukrayna’ya sağlanmasında Avrupa’nın liderlik etmesini beklediğini ifade eden Whitaker, “Avrupalıların kendi kıtalarında barışı sağlamada hayati çıkarları var ve Amerika Birleşik Devletleri onları desteklemek için mümkün olan her şeyi yapmaya devam edecektir,” diye ekledi.

ABD’nin NATO Daimi Temsilcisi, şu anda Ukrayna’nın ittifaka katılımı konusunun gündemde olmadığını belirterek “Ve bu görüşte olan tek NATO müttefiki biz değiliz,” diye ekledi.

Daha önce Washington, Ukrayna’nın NATO’ya girme fikrini defalarca reddetmişti. Özellikle nisan ayında Başkan Trump, fosil yakıtlarla ilgili bir anlaşma karşılığında Ukrayna’nın NATO üyeliğini dışlamıştı.

Daha önce AFP, 24-25 Haziran’da Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde Ukrayna’nın blokla müzakerelerinin büyük olasılıkla olmayacağını ve ittifakın nihai bildirisinde Kiev’in üyeliğinden ve askeri desteğinden bahsedilmeyeceğini bildirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »