Bizi Takip Edin

Diplomasi

AB ve Birleşik Krallık savunma anlaşması planlarına son şeklini verecek

Yayınlanma

Keir Starmer ve Ursula von der Leyen bugün (24 Nisan) yeni bir Birleşik Krallık/AB savunma paktı ve hassas bir alan olan balıkçılık hakları konusunda bir anlaşmaya yönelik planlara son şeklini vererek daha geniş kapsamlı bir ekonomik anlaşmaya yönelik müzakerelerin önünü açacaklar.

Birleşik Krallık Başbakanı ve Avrupa Komisyonu Başkanının 19 Mayıs’ta yapılacak zirvede bir savunma ve güvenlik paktı ile mevcut balıkçılık düzenlemelerinin yenilenmesini duyurmaları bekleniyor.

Görüşmeler hakkında Financial Times’a (FT) bilgi veren çok sayıda yetkili, savunma anlaşmasının güven tesis edeceğini ve yeni bir gençlik hareketlilik programı, enerji işbirliği ve gıda ve tarım ürünleri ticaretinin önündeki engellerin kaldırılması gibi konularda hassas görüşmelere kapı açacağını söyledi.

İngiliz yetkililer Starmer’in bugün Londra’da Von der Leyen ile uluslararası enerji güvenliği zirvesi marjında bir saat süren bir görüşme yapmasının beklendiğini söyledi. Yetkililerden biri “güçlü bir kişisel ilişkileri olduğunu” söyledi.

Anlaşmaya 19 Mayıs’ta diğer alanlardaki işbirliğini belirleyen bir belgenin de eşlik etmesi bekleniyor. Zirve hazırlıkları hakkında bilgi veren bir AB diplomatı, “Plan ileriye dönük ortak bir yol belirleyen bir belge yayınlamak,” dedi. Bir İngiliz yetkili de, “19 Mayıs başlangıç noktası olacak,” diye ekledi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi üç kişiye göre, balıkçılıkla ilgili sıkıntılı meselenin, Birleşik Krallık sularındaki mevcut balıkçılık kotalarının en az iki yıl süreyle devam ettirilmesi ve AB teknelerine Fransa ve diğer kıyı ülkelerinin talep ettiği kesinliğin sağlanması yoluyla çözülmesi bekleniyor.

Buna karşılık, Birleşik Krallık savunma şirketleri, bloğun Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) projesi kapsamında silah alımlarını finanse etmek için AB destekli olası 150 milyar avroluk kredilere erişim hakkı kazanacak.

Brüksel’in aralarında Norveç, Arnavutluk, Güney Kore ve Japonya’nın da bulunduğu altı ülkeyle yasal bağlayıcılığı olmayan güvenlik anlaşmaları bulunuyor ancak İngiltere ve AB müzakerecileri potansiyel olarak daha derin bir ikili ortaklığı görüşüyorlar.

SAFE programı, AB üyelerinin Brüksel’in belirlediği mali sınırların dışında, AB bütçesi tarafından desteklenen ve maliyeti düşüren tahviller ihraç etmelerine olanak tanıyacak. Program, AB üye ülkeleri ve AB ile güvenlik anlaşması olan ülkelerdeki üreticilerden silah alımlarını finanse etmek üzere tasarlandı.

Üst düzey bir AB diplomatı, “Avrupa savunma politikası Birleşik Krallık olmadan düşünülemez. İşte bu nedenle İngiltere’nin SAFE’ye tıpkı Norveç gibi yakından dahil olması gerekiyor,” dedi.

Birçok üye ülke anlaşmayı kabul etmesi için Fransa’ya baskı yaptı fakat Paris, Brexit sırasında yapılan bir anlaşmanın sona ereceği Haziran 2026’dan sonra Birleşik Krallık balık stoklarına erişimin aynı seviyede kalması konusunda ısrar etti. Bazı üye devletler hâlâ balık konusunda en az beş yıllık bir anlaşma için bastırıyor.

AB ve Birleşik Krallık savunma konusunda yakınlaşıyor

İki tarafın, Birleşik Krallık ve AB arasında elektrik ticaretinin geliştirilmesi gibi enerji alanındaki işbirliğini derinleştirmesi ve elektrik ara bağlantıları gibi altyapıların inşa edilmesi için gereken süreyi yansıtacak şekilde muhtemelen daha uzun bir vadeye yayması bekleniyor.

Zirve bildirisi ayrıca iki tarafın karbon emisyonu ticaret sistemlerinin yeniden bağlantılandırılmasına ilişkin gelecekteki görüşmeler için bir yol haritası belirleyecek.

Bir AB diplomatı, “Veterinerlik anlaşması, ETS ve gençlik hareketliliğini içerebilecek ortak bir anlayış olacak. Bu hâlâ hareketli bir hedef, ama havadaki müzik kesinlikle olumlu. 19 Mayıs’a kadar bir iniş bölgesi olabileceğine dair inandırıcı bir umut var,” dedi.

Bir Downing Street yetkilisi de her iki tarafta da gerçek bir istek bulunduğunun altını çizdi. Bir başka üst düzey İngiliz yetkili ise anlaşma şansını “75/25” olarak değerlendirdi.

Bir AB diplomatı, balıkçılık hakları konusundaki mücadelenin güvenlik anlaşması planlarından ayrıldığını ancak anlaşmanın diğer unsurları üzerinde “yoğun müzakerelerin” devam ettiğini söyledi.

Bu unsurlar arasında güvenlik, hareketlilik ve göç, enerji piyasalarının yeniden bağlanması ve Manş Denizi üzerinden ticareti yapılan hayvan ve bitki ürünleri üzerindeki sınır kontrollerinin kaldırılmasına yönelik bir ‘veterinerlik anlaşması’ yer alıyor.

İngiltere’nin temel taleplerinden biri olan gençlerin hareketliliği ve sanatçıların AB’de turne yapma hakları konusunda çözülmesi gereken önemli boşluklar bulunuyor. Fakat AB yetkilileri Londra’nın, İngiltere’nin AB kural ve standartlarını otomatik olarak kabul edeceği ve Avrupa Adalet Divanı’nın (AAD) AB hukukuyla ilgili konularda nihai hakem olacağı “dinamik uyum” ilkesini kabul ettiğini söyledi.

Anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği ve AAD’ın yargı yetkisinin pratikte nasıl işleyeceği gibi hassas konular ise hâlâ müzakere edilmeyi bekliyor.

Bir yetkili, “Daha acil olan soru ise Birleşik Krallık’ın dinamik uyum uygulamasını ve AB kurallarını Birleşik Krallık hukukuna aktarmasını sağlayacak mekanizmaları nasıl hayata geçireceği,” diyor.

Diplomasi

Alman ordusu Hint-Pasifik’te kalmaya devam edecek

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Casten Reuer, ABD’nin Avrupa ülkelerine “Rusya’dan gelen tehdide” daha fazla odaklanmaları çağrısında bulunmasına rağmen, “Alman ordusu Hint-Pasifik güvenliğinde rol oynamaya devam edecek,” dedi.

Singapur’da düzenlenen IISS Shangri-La Diyalog konferansı sırasında Bloomberg’e verdiği röportajda Breuer, Almanya’nın çıkarlarının, “kurallara dayalı uluslararası düzeni” desteklemek ve Asya-Pasifik bölgesinde “seyrüsefer özgürlüğünü” korumak olduğunu savundu.

Almanya, diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte Asya’da daha güçlü savunma ilişkileri kuruyor ve 2021’de Japonya ve diğer yerleri ziyaret eden Alman fırkateyni Bayern gibi savaş gemilerini bölgeye gönderiyor.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth cumartesi günü yaptığı açıklamada, Avrupa’nın en önemli önceliğinin, özellikle Ukrayna’da devam eden savaş nedeniyle kendi bölgesi olmaya devam etmesi gerektiğini söyledi. Hegseth, ABD’nin Çin’den gelen tehdidi ele almaya odaklanacağını belirtti.

Hegseth ayrıca Asya ülkelerini savunma harcamalarını artırma konusunda Avrupa’nın öncülüğünü izlemeye çağırdı. Hegseth, Almanya da dahil olmak üzere NATO üyelerinin gayri safi yurtiçi hasılalarının %5’ini savunmaya ayırmayı taahhüt ettiklerini hatırlattı.

Breuer, Almanya ve diğer ülkeleri askeri bütçelerini artırmaya iten asıl tehdidin Rusya olduğunu söyledi. Ona göre odak noktası sadece harcama hedeflerine ulaşmak değil, doğru yetenekleri geliştirmek.

Alman bakan, “Hızlanmamız gereken alanlar elbette hava savunma, ana muharebe tankları, piyade savaş araçları ve mühimmat tedariki,” dedi.

Çin’in Rusya ile olan bağları da dahil olmak üzere küresel rolünün, küresel tehditleri ayrı ayrı ele almayı zorlaştırdığını savunan Breuer, “Avrupa’dan Asya’ya ve tersi yönde yayılan etkilerin farkında olmak gerekiyor,” dedi.

Breuer, hükümetinin, Ukrayna’nın kendini daha iyi savunabilmesi için 4 milyar avroluk bir destek paketi hazırladığını söyledi ve “Bu, Ukrayna’nın savunma sanayisini güçlendirerek gelecekte kendi kendini idame ettirebilmesini sağlamak için,” dedi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Çin, ABD’yi ticaret ateşkesini ‘ağır şekilde ihlal etmekle’ suçladı

Yayınlanma

Çin, ABD’yi ticaret ateşkesini “ciddi şekilde ihlal etmekle” suçladı ve iki güç arasındaki gerginliğin yeniden alevlenmesi üzerine çıkarlarını korumak için güçlü önlemler alacağına söz verdi.

Çin ve ABD, mayıs ayı başında Cenevre’de yapılan görüşmelerde, yüzde 145’e kadar yükselen karşılıklı gümrük vergilerini geçici olarak azaltacak bir anlaşmaya varmıştı.

ABD’li yetkililer, 12 Mayıs’taki anlaşmadan bu yana Pasifik’e nadir toprak ihracatının yavaşlamasından giderek daha fazla rahatsız olurken, Başkan Donald Trump cuma günü Çin’in anlaşmayı “tamamen ihlal ettiğini” iddia etti.

Ancak pazartesi günü Çin Ticaret Bakanlığı, Washington’un son haftalarda Cenevre mutabakatını baltalayan ve “Çin’in meşru hak ve çıkarlarına” zarar veren “bir dizi ayrımcı ve kısıtlayıcı önlem” aldığını açıkladı.

Bakanlık, “ABD kendi yolunda ısrar eder ve Çin’in çıkarlarına zarar vermeye devam ederse, Çin meşru haklarını korumak için güçlü ve kararlı önlemler almaya devam edecek” dedi.

Açıklamada bahsedilen ABD’nin önlemleri arasında, Huawei çiplerinin küresel olarak kullanılmasına yönelik uyarılar, Çinli firmalara çip tasarım yazılımı satışının durdurulması ve Çinli öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesi yer alıyor.

ABD’li yetkililer, 12 Mayıs’ta varılan anlaşmanın Çin’in nisan ayı başında açıkladığı nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamalarını kaldıracağını düşünüyordu, ancak Çin ihracat rejimini değiştirmedi ve ABD’ye sevkiyatları yavaşlatarak devam etti.

Bu kritik mineraller, Amerikan otomotiv, elektronik ve savunma tedarik zincirlerinde yaygın olarak kullanılıyor ve ABD’ye ihracatın yavaşlaması, ABD imalat sektöründe iş durma tehdidini artırıyor.

Çin Ticaret Bakanlığı, “ABD tek taraflı olarak yeni ticaret sürtüşmeleri çıkardı” dedi. Bakanlık, “Kendi eylemlerini sorgulamak yerine, Çin’i konsensüsü ihlal etmekle suçladı” diye ekledi.

Trump cuma günü gazetecilere, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yapacağı telefon görüşmesinde anlaşmazlığı çözmeyi umduğunu söyledi. Trump, son aylarda birkaç kez dile getirdiği bu fikri henüz hayata geçiremedi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

İstanbul görüşmeleri öncesinde Ukrayna’nın ateşkes memorandumu basına sızdı

Yayınlanma

Reuters haber ajansı, Ukrayna’nın bugün İstanbul’da yapılması planlanan müzakerelerde sunacağı ateşkes memorandumunun tam metnini yayımladı. Memorandumda, en az 30 gün sürecek tam ateşkes, esir takası, Rusya’ya yönelik yaptırımların aşamalı kaldırılması ve dondurulan Rus varlıklarının Ukrayna’nın yeniden inşası için kullanılması gibi maddeler yer alıyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, kendi memorandumlarının doğrudan İstanbul’da sunulacağını açıklamıştı.

Reuters haber ajansı, Ukrayna’nın bugün (2 Haziran) İstanbul’da gerçekleştirilecek müzakerelerde masaya yatırmayı planladığı ateşkes memorandumunun tam içeriğini kamuoyuna duyurdu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise daha önce yaptığı açıklamada, Rusya’nın kendi memorandumunu doğrudan İstanbul’da sunacağını belirtmişti. Ukrayna’nın sunduğu belge, barış görüşmelerinin temelini oluşturacak beş ana bölümden oluşuyor.

Ukrayna’nın müzakere ilkeleri netleşti

Ukrayna tarafından hazırlanan memorandumun ilk bölümü, “anlaşmanın ve müzakere sürecinin temel ilkeleri” başlığını taşıyor.

Bu bölümde, barış müzakerelerinin ön koşulu olarak “havada, karada ve denizde tam ve koşulsuz ateşkes” vurgulanıyor.

Ateşkes rejiminin en az 30 gün süreyle kurulması ve uzatma olasılığıyla birlikte, denetimin “ABD liderliğinde üçüncü ülkelerin katılımıyla” gerçekleştirilmesi öneriliyor.

Memorandumda öne çıkan diğer ilkeler arasında “güven artırıcı önlemler” kapsamında “tüm esirlerin birbiriyle” değiştirilmesi, “kalıcı barış ve güvenlik için daimi bir zemin” oluşturularak “yeniden saldırganlığın önlenmesi” ve Ukrayna için “güvenlik garantileri” ile uluslararası toplumun (Avrupa ve ABD’nin katılımıyla) müzakerelere dahil olması bulunuyor.

Tarafsızlıktan vazgeçiş ve toprak bütünlüğü vurgusu

Kiev yönetiminin tarafsızlık statüsünü korumayı reddettiği belirtilen belgede, Avrupa Birliği’ne katılım olasılığına ve NATO üyeliğinin “ittifak içindeki mutabakata bağlı” olduğuna işaret ediliyor.

Memorandumda, “Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin sayısına, konuşlanmasına veya diğer parametrelerine ve dost yabancı devletlerin askerlerinin Ukrayna topraklarında konuşlandırılmasına herhangi bir kısıtlama getirilemez,” ifadeleri yer alıyor.

Uluslararası toplumun, Rusya’nın Şubat 2014’ten bu yana kaybettiği Ukrayna toprakları üzerindeki kontrolünü tanımayacağı vurgulanan metinde, “Temas hattı müzakereler için başlangıç noktasıdır. Toprak sorunları ancak tam ve koşulsuz ateşkesin ardından tartışılır,” deniliyor.

Ayrıca, Rusya’ya yönelik yaptırımların kısmen ve aşamalı olarak kaldırılması ile bunların yeniden uygulanma olasılığı da metinde yer alırken, “Rusya’nın dondurulan egemen varlıkları yeniden inşa için kullanılır veya tazminat ödenene kadar dondurulmuş olarak kalır,” maddesi dikkat çekiyor.

Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?

Liderler zirvesinin gündemi

Memorandumun “Liderler görüşmesi” başlıklı bölümünde, iki ülke liderlerinin bir araya gelmesinin “nihai barış çözümünün kilit yönlerini uzlaştırmak” için gerekli olduğu belirtiliyor. Bu kapsamda ele alınacak konular şunlar olarak sıralanıyor:

— Çatışmaların kalıcı olarak durdurulması, ateşkesin izlenmesi ve ihlaline yönelik yaptırımlar

— Güvenlik garantileri

— Toprak sorunları

— Ekonomi, tazminatlar, yeniden yapılanma

— Anlaşmaların ihlalinden doğan sorumluluk

— Nihai barış anlaşmasının imzalanması

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un daha önce belirttiği üzere, Rusya’nın Ukrayna ile diyalogda gündeme getireceği konular arasında Ukrayna’nın tarafsız, blok dışı ve nükleer silahsız statüsü ile Rus dilinin kullanımına ilişkin ayrımcı yasaların kaldırılması yer alıyor.

Moskova’nın daha önce dile getirdiği diğer talepler arasında ise Ukrayna güçlerinin Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri, Herson ve Zaporojye oblastlarından çekilmesi; bu bölgelerin yanı sıra Kırım ve Sivastopol’un uluslararası düzeyde Rus toprağı olarak tanınması; yaptırımların kaldırılması; Ukrayna’nın silahsızlandırılması ve Nazilerden arındırılması bulunuyor.

Bu koşullar, Vladimir Putin tarafından geçen yıl yaz aylarında açıklanmıştı.

Moskova, Batı’da dondurulan Rus varlıklarıyla ilgili her türlü eylemi “hırsızlık” olarak nitelendiriyor.

Rusya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, 30 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’da ateşkesi görüşmeye hazır olduğunu ancak Kiev’in Batılı ülkelerden askeri yardım almayı durdurması da dahil olmak üzere karşılıklı adımlar atması gerektiğini söylemişti.

Rus heyetinin 1 Haziran’da müzakereler için İstanbul’a hareket ettiği bildirildi.

Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »