Diplomasi
Azerbaycan, uçak kazası nedeniyle Rusya’ya dava açacak

Azerbaycan, Rusya’nın suçunu kabul etmemesi hâlinde, Grozni üzerinde düşürülen Embraer E190 tipi uçağı nedeniyle Rusya’ya uluslararası mahkemede dava açmaya hazırlanıyor. Azerbaycan, Rusya’nın sorumluluğu üstlenmesini ve tazminat ödemesini talep ediyor.
Azerbaycan, Rusya’nın “suçunu kabul etmemesi” durumunda, Grozni üzerinde düşürülen Embraer E190 tipi uçağı nedeniyle Rusya’ya dava açacak.
APA haber ajansının aktardığına göre, şu anda delil toplama çalışmaları sürüyor, olayla ilgili gerçekler ve tanık ifadeleri derleniyor ve uluslararası mahkemeye başvurmak için hazırlıklar yapılıyor.
Ajans, “Azerbaycan’ın şartları ve talepleri açık ve en üst düzeyde dile getirildi. Moskova, açıkça suçunu kabul etmeli ve sorumluluğu üstlenmelidir. Aksi takdirde Bakü, daha ileri adımlar atmaya hazır,” ifadelerine yer verdi.
Bakü, Kazakistan Ulaştırma Bakanlığı’nın 25 Aralık’ta Aktau’da meydana gelen Azerbaycan Hava Yolları (AZAL) uçağı kazasıyla ilgili ön raporunu yayımlamasının ardından bile Rusya tarafının olaya “önyargılı yaklaşım” sergilemesine tepkili.
Yetkililer, Rusya Federal Havacılık Kurumu’nun (Rosaviatsiya) hazırladığı raporun “olayın nedenleri hakkında sonuçlar içermediği” yönündeki açıklamasının bu durumu kanıtladığını düşünüyor.
Rosaviatsiya, özellikle mürettebatın hava trafik kontrolörlerine uçağa kuş girmesi ve uçakta gaz tüpünün patlaması yönünde bilgi verdiğini, Rusya’nın Mahaçkale ve Mineralnıye Vodı havalimanlarını önermesine rağmen mürettebatın Aktau’ya iniş yapmaya karar verdiğini belirtti.
Ayrıca Rosaviatsiya, uçağa zarar veren “yabancı cisimlerin” kendi incelemelerini yapabilmeleri için Moskova’ya teslim edilmediğini de ekledi.
Rosaviatsiya’nın açıklamasında, rapordaki diğer ayrıntılar ise yer almadı. Örneğin, Grozni havaalanı kontrolörünün, uçak hasar gördükten sonra Kover planı kapsamında hava sahasının kapatıldığını bildirmesi gibi. Ayrıca Rosaviatsiya’nın, raporda kuş çarpmasına veya oksijen tüpü patlamasına dair herhangi bir belirti bulunmadığı bilgisini de gizlediği öne sürüldü.
Olayda 298 kişi hayatını kaybetmiş, Rusya Savunma Bakanlığı ise kazadan Ukrayna’yı sorumlu tutmuştu, ancak Lahey’deki mahkeme farklı bir sonuca varmıştı.
Rusya yetkilileri şu anda Çeçenya’nın AZAL uçağına saldırı sırasında Ukrayna insansız hava araçlarına karşı koyduğunu vurguluyor.
Fakat Azerbaycan, uçağın Rus yapımı Pantsir-S hava savunma sistemi tarafından vurulduğunu söylüyor.
Reuters ajansına konuşan bir hükümet yetkilisi, uçaktan çıkarılan ve uluslararası bir inceleme sırasında tespit edilen ilgili füzenin bir parçasına sahip olduklarını söyledi. Ayrıca, ateşin Grozni’deki Hanka askeri üssünden açıldığına dair bilgiler de mevcut.
Bakü’den Grozni’ye gitmekte olan AZAL’a ait Embraer E190 tipi uçak, 25 Aralık’ta Aktau bölgesinde düşmüştü. Olayda 38 kişi hayatını kaybederken, 29 kişi de yaralanmıştı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, uçağın “radyo elektronik harp araçlarıyla kontrol edilemez hâle getirildiğini” ve ardından Rusya topraklarında karadan saldırıya uğradığını belirtmişti.
Pilotlar, en yakın Rus havaalanlarından birine acil iniş talep etmiş, ancak her yerden ret yanıtı almış, ardından uçak Hazar Denizi’ni geçerek Aktau’ya düşmüştü.
Aliyev, kazanın sorumluluğunu Rusya’ya yüklemiş ve sorumluların cezalandırılmasını talep etmişti. Ayrıca, Moskova’nın kuş çarpması ve uçakta gaz tüpünün patlaması gibi “saçma sapan” açıklamalarla olayı örtbas etme ve uçağın hava savunma sistemleriyle vurulması gerçeğini gizleme girişimlerinde bulunduğunu dile getirmişti.
Azerbaycan: Kazakistan’da düşen uçak Rus yapımı Pantsir-S füzesiyle vuruldu
Diplomasi
İsrail’den Macron’a ‘Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi’ suçlaması

Tel Aviv yönetimi, Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, resmi ziyaret için gittiği Singapur’da, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili konuştu.
Filistin devletinin tanınmasının ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu vurgulayan Macron, bu tanımanın gerçekleşmesi için yerine getirilmesini beklediği koşullardan bahsetti. Macron bu bağlamda, Filistin devletinin İsrail’i ve bu ülkenin güven içinde yaşama hakkını tanıması, Hamas’ın silahsızlanması, Hamas’ın Filistin yönetimine katılmaması ve esirlerin serbest bırakılması gibi koşulları anlattı.
İsrail’in gelecek saat ve günler içinde Gazze Şeridi’ndeki insani duruma uygun bir çözüm sunmaması halinde Macron, bu ülkeye karşı daha sert bir ortak tutum sergilenmesi gerektiğini vurguladı.
Macron, böyle bir durumda Avrupa Birliği’nin (AB) kendi kurallarına uyması, insan haklarına saygıyı ön koşul sayan süreçleri sona erdirmesi ve yaptırım uygulaması gerekeceğini belirtti, “Ancak İsrail’in tutumunu değiştireceğine ve sonunda insani bir çözüm olacağına dair umudum var” dedi.
“Onlar kağıt üzerinde biz sahada…”
Macron’a ilk tepki İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’tan geldi. Katz, işgal altındaki Batı Şeria’da 22 yeni yerleşim biriminin onaylanmasının Macron’a mesaj olduğunu söyledi.
Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde inşasına onay verilen 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminden biri olan Sa-Nur’a giden Katz, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu (22 yasa dışı yerleşimin inşasına onay verilmesi) Macron ve arkadaşlarına açık bir mesaj. Onlar, Filistin’i kağıt üzerinde tanıyacak ve biz sahada Yahudi İsrail devletini kuracağız. O kâğıt (Filistin’i tanıma kararı) tarihin çöp kutusuna atılacak” ifadelerini kullandı.
Haçlı Seferi suçlaması
İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın, X hesabından yapılan açıklamada ise Macron’un İsrail’in Gazze’de neden olduğu insani felakete ilişkin söylediklerinin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi.
Macron’u “Yahudi devleti İsrail’e karşı Haçlı Seferi düzenlemekle” suçlayan Bakanlık, Gazze’de ablukanın olmadığını, İsrail’in yardım girişini kolaylaştırdığını ileri sürdü.
Açıklamada, ABD-İsrail güdümündeki Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyetleri övüldü ve 900 tır yardımın Gazze’ye giriş yaptığı söylendi. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler’e (BM) ait tırlardaki yardımların beklediğini belirten Bakanlık böylece bu yardımların dağıtılmadığını kabul etti.
Fransa’nın Hamas’a baskı uygulaması gerektiği buna karşın Macron’un Filistin devletinin kurulması için çaba sarf ettiği ve “bu devletin milli gününün ise 7 Ekim olacağı” ileri sürüldü.
Dışişleri de ilhakla tehdit etmişti
İsrail kabinesi, Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminin kurulmasına onay vermişti.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da aralarında Fransa ve İngiltere’nin de bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması halinde Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’ni tek taraflı ilhak edebilecekleri tehdidinde bulunmuştu.
İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te gasbedilen Filistin toprakları üzerinde 250’ye yakın yasa dışı yerleşim birimi bulunuyor.
Filistin kentlerini hatta köylerini bile birbirinden ayrılan bu yasa dışı yerleşim birimleri, bölgedeki işgali daha da derinleştiriyor.
Bu yasa dışı yerleşim birimlerindeki Filistin topraklarını gasp eden İsrailliler, Batı Şeria’da sık sık Filistinlilerin köylerine saldırıyor, evleri, araçların yanı sıra tarım arazilerini ateşe veriyor, zeytin ağaçlarını kesiyor.
Yasa dışı saldırıları nedeniyle Batı Şeria’da işgalin boyunduruğu altındaki Filistinlilerin hayatı daha da güç hale geliyor.
Diplomasi
NYT, Ukrayna’nın çözüm muhtırasının ayrıntılarını yazdı

The New York Times gazetesi, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının kara, deniz ve havada ateşkes ile bu koşulların denetlenmesi için uluslararası ortakların katılımını içerdiğini duyurdu. Rusya ve Ukrayna heyetleri, 2 Haziran’da İstanbul’da yapılması planlanan ikinci tur müzakerelerde kendi çözüm önerilerini ele alacak.
The New York Times gazetesi, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye dayandırdığı haberinde, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının önemli maddelerini kamuoyuna duyurdu.
Habere göre taslak; kara, deniz ve havada kapsamlı bir ateşkesin sağlanmasını ve bu ateşkes koşullarının uygulanmasının uluslararası ortaklar tarafından denetlenmesini içeriyor.
İki ülke arasındaki müzakerelerin ikinci turunun ise 2 Haziran’da Türkiye’nin İstanbul şehrinde yapılması planlanıyor.
Müzakereler İstanbul’da sürecek
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, görüşme girişiminin kendilerinden geldiğini ve Rus tarafının krizin çözümüne ilişkin tüm boyutları kapsayan kendi muhtıra taslağını hazırladığını belirtmişti.
Lavrov, bu taslağın Ukrayna tarafına iletildiğini ifade etmişti.
Ukrayna Savunma Bakanı ve Ukrayna heyetinin başkanı Rüstem Umerov ise daha önce yaptığı bir açıklamada, Kiev’in kendi muhtıra versiyonunu Moskova’ya ilettiğini doğrulamıştı.
Umerov, Ukrayna’nın Rus tarafıyla görüşmeye karşı olmadığını ancak diyaloğun verimli olması ve çatışmanın sona ermesine gerçek anlamda katkı sağlaması için Moskova’dan yanıt niteliğinde bir belge beklediklerini vurgulamıştı.
Kremlin’den ‘gizlilik’ açıklaması
Kremlin’den bugüjn yapılan açıklamada, her iki tarafın hazırladığı muhtıra taslaklarının müzakereler başlamadan önce kamuoyuyla paylaşılmayacağı ve bu belgelerin İstanbul’daki görüşmede ele alınacağı kaydedildi.
Açıklamada, gizliliğin müzakere süreci açısından önemli olduğu vurgulandı.
Taraflar arasındaki ilk doğrudan müzakere turu 16 Mayıs’ta yine İstanbul’da gerçekleşmişti.
Bu görüşmenin ardından taraflar, çözüm pozisyonlarını hazırlama, “1000’e 1000” esasına göre kapsamlı bir esir takası yapma ve diyaloğu sürdürme konularında anlaşmaya varmıştı.
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
Diplomasi
Bessent: ABD-Çin ticaret görüşmeleri durma noktasına geldi

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin “biraz durma noktasına geldiğini” söyledi.
Bu açıklamalar, iki tarafın iki hafta önce Cenevre’de yapılan görüşmelerde, yüzde 145’e kadar yükselen karşılıklı gümrük vergilerini azaltacak bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıklarından bu yana çok az ilerleme kaydettiğini gösteriyor.
Bessent Fox News’e verdiği demeçte, “Önümüzdeki birkaç hafta içinde daha fazla görüşme olacağını ve bir noktada Başkan ile parti başkanı Xi arasında bir telefon görüşmesi olabileceğini düşünüyorum. Görüşmelerin büyüklüğü göz önüne alındığında… bu, her iki liderin de birbirleriyle görüşmesini gerektirecek. İkisi arasında çok iyi bir ilişki var ve Başkan Trump tercihlerini açıkladığında Çinlilerin masaya oturacağından eminim,” dedi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Bessent’in açıklamalarına yorum yapmaktan kaçındı.
Trump, çeşitli vesilelerle Xi ile telefon görüşmesi yapma olasılığını gündeme getirdi. 12 Mayıs’taki görüşmelerden önce ikilinin görüştüğünü iddia etti, fakat Çin bunu sürekli olarak yalanladı.
İsviçre’deki görüşmelerin ardından iki ülke, en az 90 gün boyunca birbirlerinin mallarına uyguladıkları gümrük vergilerini düşüreceklerini açıkladı.
ABD’nin bu yıl Çin’e uyguladığı ek vergiler yüzde 30’a, Çin’in vergileri ise yüzde 10’a indirilecek. Anlaşma kapsamında Çin, ABD’ye uyguladığı tarife dışı önlemleri “askıya alma veya iptal etme”yi de kabul etti, fakat ayrıntılar hakkında bilgi vermedi.
Çin Ticaret Bakanlığı, görüşmelerin ardından her iki tarafın “Çin-ABD ekonomik ve ticari danışma mekanizması kurarak, ekonomik ve ticari alanlardaki karşılıklı endişeler konusunda yakın iletişim kurmak ve daha fazla danışma yapmak” konusunda anlaştığını açıkladı.
Bakanlık, iki tarafın düzenli olarak veya gerektiğinde “Çin ve ABD arasında dönüşümlü olarak veya karşılıklı olarak kararlaştırılan üçüncü bir ülkede” danışmalar yapacağını belirtti.
Fakat o zamandan bu yana, her iki taraf da görüşmelerle ilgili çok az kamuoyu açıklaması yaptı ve Trump yönetimi, Çinli şirketlerin ABD teknolojisini kullanmasına daha fazla kısıtlama getirdi.
Cenevre görüşmelerinden kısa bir süre sonra Washington, Huawei tarafından üretilen yapay zeka çiplerini kullanan şirketlere, ABD’nin ihracat kontrollerini ihlal ettikleri için cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulundu.
ABD Ticaret Bakanlığı da, yarı iletkenlerin tasarımında kullanılan yazılımları sunan ABD şirketlerine, Çin’in gelişmiş çipler geliştirmesini zorlaştırmak amacıyla, Çinli gruplara hizmet satmayı durdurmaları talimatını verdi.
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika1 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş1 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Görüş2 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Dünya Basını2 hafta önce
Dani Rodrik: Merkantilizm o kadar da kötü değil ama Trump’ınki en kötüsü