Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Hamas’tan İsrail’e baskın: Netanyahu’dan savaş ilanı

Yayınlanma

Bu sabah saatlerinde Hamas öncülüğünde İsrail’e karşı başlatılan operasyon ve İsrail’in yanıt olarak savaş ilanı bölgede kanlı bir savaşın başladığını haber veriyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, abluka altındaki Gazze Şeridi’nden İsrail’e yönelik “Aksa Tufanı” isimli kapsamlı bir operasyon başlattı. Binlerce roket İsrail’e doğru ateşlenirken Yahudi yerleşim birimlerine sızan Filistinli gruplar, İsrail askerlerini esir aldı. İsrail “eşi benzeri görülmemiş yanıt vereceğini” duyurdu ve savaş ilan etti.

Gazze’den sabah saatlerinde İsrail yönüne bir dizi roket atıldı. İsrail içinde Gazze Şeridi yakınlarındaki yerleşim yerlerinin yanı sıra Aşdod, Aşkelon, Berşeva’da saldırı sirenleri çaldı. Gazze Şeridi’nden uzakta büyük kentler Tel Aviv ve Kudüs’te de saldırı sirenleri çaldı. İsrail hava savunma sistemi Demir Kubbe, Gazze’den fırlatılan roketlerden bazılarını imha etti, gökyüzünde patlama sesleri duyuldu.

Eş zamanlı olarak Gazze Şeridi’nden çıkan Filistinli silahlı gruplar, sınır çevresindeki İsrail yerleşim yerlerine girdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (KAN), Filistinli silahlı grupların Sderot kentinde bir polis merkezini ele geçirdiğini, bölgede çatışma yaşandığını belirtti. Filistinli silahlı grupların bazı İsraillileri alıkoyduğu, silahlı kişilerin önünde elleri başlarının üzerinde bağlı yerde yüzükoyun yatan erkeklerin fotoğrafları paylaşıldı. Filistinli kaynaklar şu ana kadar Filistinli grupların 40’a yakın İsrail askerini esir aldığını ve 7 yerleşim biriminde çatışmaların devam ettiğini belirtti.

İsrail’deki Kanal12 televizyonunun haberine göre, Gazze’den 4 ayrı silahlı grup, çevredeki yerleşim yerlerine girdi. Sosyal medyada, Filistinli silahlı grupların Gazze şeridi çevresindeki İsrail yerleşim yerlerinde dolaştığı görüntüler paylaşıldı.

İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, düzenlenen saldırılarda 22 İsraillinin öldüğünü duyurdu.

Çatışmaların yaşandığı İsrail – Gazze sınırında bir kepçe, İsrail tel örgülerini kaldırarak sınırı açtı. FOTO: Ashraf Amra/AA

Hamas: İsrail Gazze’ye saldıracaktı

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf, bu sabaha karşı İsrail’e yönelik başlattıkları saldırıya ilişkin yüzünün görülmediği bir videoda konuştu.

Filistin halkının yeniden devrim yaptığını ve bir devlet kurma projesine geri döndüğünü ifade eden Dayf, “İsrail’in ihlallerine karşı bir çizgi çekme kararı aldık, İsrail’e karşı Aksa Tufanı operasyonunu başlattık” dedi. Aksa Tufanı’nın ilk aşamasında İsrail yönüne 5 bin kadar roket ve havan fırlattıklarını açıklayan Dayf, İsrail ile güvenlik koordinasyonunun sona erdiğini belirtti.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ise yaptığı yazılı açıklamada, “Bu tarihi anlarda, adı Mescid-i Aksa, kutsallarımız ve tutsaklarımız ve ana sebebi de Mescid-i Aksa’ya yönelik suç işleyen Siyonist saldırı olan bir kahramanlık savaşının içerisindeyiz” ifadesini kullandı.

Binlerce yerleşimcinin Mescid-i Aksa’ya saygısızlık ettiği son günlerde İsrail saldırganlığının zirveye ulaştığını belirten Heniyye, bu adımın, Mescid-i Aksa üzerinde egemenlik kurmak için atıldığına ilişkin bilgileri olduğunu kaydetti.

Heniyye, Gazze’yi abluka altında tutan İsrail’in, Batı Şeria’da devam eden Yahudi yerleşimi ve saldırıların yanı sıra Gazze’ye ani bir baskın düzenlemeyi, bölge halkına yönelik saldırıları artırmayı planladığını belirtti.

İsrail ordusu karşı saldırıya geçti

İsrail ordusu, onlarca savaş uçağıyla Gazze’ye hava saldırısı başlattığını duyurdu.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberine göre, Savunma Bakanı Yoav Gallant, yedek askerleri göreve çağıran kararnameyi imzaladı. Gallant, Gazze Şeridi çevresindeki 80 kilometre yarıçapındaki alanı askeri bölge ilan etti. Bakan Gallant, yayımladığı video mesajında, Hamas’ın İsrail’e karşı savaş başlatarak “büyük bir hata” yaptığını söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Aksa Tufanı” saldırısı üzerine, videolu bir ulusa sesleniş konuşması yayınladı.

İsrail vatandaşlarını uyaran Netanyahu, “İsrail vatandaşları savaştayız. Bu bir operasyon veya karşılıklı saldırı değil, savaş. Hamas sabah saatlerinden itibaren İsrail vatandaşlarına karşı kanlı bir sürpriz saldırı başlattı. Sabah saatlerinden itibaren bunun içindeyiz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, güvenlik birimleriyle yaptığı toplantının ardından abluka altındaki Gazze Şeridi çevresinde Filistinli silahlı grupların sızdığı İsrail yerleşim yerlerinin “temizlenmesi” talimatı verdiğini ve son saatlere kadar “operasyonun” sürdüğünü belirtti. İsrail Başbakanı, geniş kapsamlı biçimde, yedek askerlerin göreve çağırılması ve “düşmana karşı eşi görülmemiş bir güçle savaşma” talimatı verdiğini kaydetti.

Ortadoğu

İsrail donanması, Gazze’ye ilerleyen Özgürlük Filosu gemisine baskın düzenledi

Yayınlanma

İsrail deniz kuvvetleri, Gazze Şeridi’ne doğru yola çıkan Özgürlük Filosu koalisyonuna ait Madleen gemisine dün gece baskın düzenledi. Gemideki tüm aktivistler gözaltına alınırken, gemi Aşdod Limanı’na çekildi. Hamas, olayı ‘organize devlet terörü’ olarak nitelendirerek kınadı.

İsrail deniz kuvvetleri, pazar gecesi Gazze Şeridi’ne yönelik ablukayı kırma hedefiyle yola çıkan Özgürlük Filosu koalisyonuna ait Madleen gemisine baskın düzenleyerek gemideki tüm aktivistleri gözaltına aldı.

İsrail medyası, geminin Aşdod Limanı’na çekildiğini ve gözaltına alınanların ülkelerine sınır dışı edilmesinin beklendiğini duyurdu.

Koalisyon içindeki kaynaklar, 4 İsrail botunun gemiye yaklaşarak kontrolü ele geçirmeye çalıştığını bildirdi. İsrail devlet televizyonu, baskından önce insansız hava araçlarının gemiye yaklaşarak niteliği bilinmeyen beyaz renkli sıvı maddeler döktüğünü aktardı.

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, İsrail ordusu gemiye baskın düzenledi ve gemideki tüm aktivistler kayda değer bir direniş göstermeden gözaltına alındı.

Geminin bugün öğleden sonra Aşdod Limanı’na ulaşması bekleniyor. Bu olay, bölgedeki gerilimin tırmandığı ve İsrail’in on yılı aşkın süredir Gazze’ye uyguladığı ablukanın sona erdirilmesi yönündeki uluslararası çağrıların arttığı bir dönemde yaşandı.

Hamas: Bu bir devlet terörüdür

Hamas, Madleen gemisine yapılan müdahaleye sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, olayın “organize devlet terörü, uluslararası hukukun bariz bir ihlali ve sivil gönüllülere yönelik bir saldırı” olduğu belirtildi.

Tehditlere kararlılıkla karşı koyan farklı milletlerden dayanışma gönüllülerini selamlayan Hamas, bu kişilerin Gazze’nin yalnız olmadığını teyit ettiğini vurguladı.

Aktivistlerin güvenliğinden tamamen İsrail’i sorumlu tutan Hamas, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşları bu suçu kınamaya davet etti.

İsrail bakanından engelleme talimatı

İsrail Güvenlik Bakanı Yisrael Katz, dün yaptığı açıklamada, Madleen insani yardım filosunun kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ne ulaşmasını engellemek için orduya derhal harekete geçme talimatı verdiğini duyurmuştu.

Saldırgan bir üslupla yaptığı açıklamada Katz, filoya “geldikleri yere geri dönmeleri gerektiğini” söyleyerek, “İsrail ordusu geminin Gazze kıyılarına ulaşmasına izin vermeyecektir,” ifadelerini kullanmış ve bunu engellemek için “gerekli tüm araçların” kullanılacağı tehdidinde bulunmuştu.

Dünyanın dört bir yanından aktivist ve destekçileri bir araya getiren Özgürlük Filosu koalisyonu, bu tür girişimlerle Gazze’ye uygulanan deniz ablukasını kırmayı amaçlıyor.

Ancak bu girişimler, Gazze halkına doğrudan yardım veya destek ulaşmasını engellemeyi hedefleyen İsrail müdahaleleriyle neredeyse her zaman karşılaşıyor.

Batı’nın Gazze sessizliği

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Suriye’nin tarihi hazineleri Facebook üzerinden satışa çıkarılıyor

Yayınlanma

İngiliz The Guardian gazetesinin araştırması, Suriye’de eski hükümetin düşmesinden bu yana tarihi eser kaçakçılığının benzeri görülmemiş bir şekilde arttığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, güvenlik boşluğu ve yoksulluk nedeniyle mezarlar ve tarihi alanlar yağmalanırken, çalınan paha biçilmez eserler Facebook gibi platformlarda açıkça satılıyor. Uzmanlar, Batı’daki talebin bu yağmayı körüklediği uyarısında bulunuyor.

İngiliz The Guardian gazetesi, Suriye’nin Palmira kentinden yürüttüğü kapsamlı bir araştırmayla, ülkede eski hükümetin geçen aralık ayında düşmesinin ardından tarihi eser kaçakçılığı ve internet üzerinden satışında benzeri görülmemiş bir artış yaşandığını gözler önüne serdi.

Gazetenin haberine göre, ülkedeki geniş çaplı güvenlik zafiyeti ve derin yoksulluk, “arkeolojik altın ateşi” olarak tanımlanan bir yağma dalgasını tetikledi.

Bu durum, tarihi mezarları ve arkeolojik alanları yasa dışı define avcılarının hedefi hâline getirdi.

Palmira sakini ve “Barış İçin Miras” örgütünde aktivist olan Muhammed el-Faris, mezar hırsızlarının gecenin karanlığından faydalanarak binlerce yıllık mezarları kazdığını belirtti.

Faris, bu kazılar sırasında arkeolojik katmanların birbirine karıştırıldığını ve bunun da alanın tarihsel bağlamının tamamen kaybolması tehlikesini doğurduğunu vurguladı.

Sadece bir arkeolojik alanda, hırsızların geride bıraktığı ve derinliği 3 metreye ulaşan çukurlar belgelendi. Bu çukurlar, binlerce dolara satılabilecek mezar hazineleri ve parçaları bulmak amacıyla kazılıyor.

Kaçakçılık altı ayda zirve yaptı

Tarihi Eser ve Kültürel Miras Kaçakçılığını İzleme Projesi (ATHAR), Suriye’de 2012’den bu yana kaydedilen kaçakçılık vakalarının yaklaşık üçte birinin, yalnızca hükümetin düşüşünü takip eden altı aylık dönemde gerçekleştiğini ortaya koydu.

Projeyi yöneten araştırmacılar Amr el-Azm ve Katie Paul, durumun ciddiyetine dikkat çekti. Amr el-Azm, “Rejimin çöküşünün ardından, tarihi eser kaçakçılığı üzerindeki son denetim mekanizmaları da ortadan kalktı,” dedi.

Araştırmaya göre, yağma operasyonlarına hem hızlı bir gelir elde etmek isteyen yoksul bireyler hem de ağır iş makineleri kullanarak gece gündüz çalışan organize şebekeler katılıyor.

Özellikle Selamiye bölgesindeki Tel Şeyh Ali gibi Tunç Çağı’na ait alanlarda, bu şebekelerin açtığı derin ve düzenli çukurlar tespit edildi.

‘Hazineler Facebook’ta satılıyor’

Kaçakçılığın dijital boyutu da endişe verici seviyelere ulaştı. Bir Facebook kullanıcısı, “15 yıldır saklıyorum” notuyla bir dizi antik sikkeyi satışa çıkardı.

The Guardian‘ın araştırmasında, üzerinde “Zeus” figürü bulunan bir Roma mozaiğinin önce yerdeyken çekilmiş, daha sonra ise tamamen sökülmüş hâlini gösteren görüntülere yer verildi.

Facebook’un sahibi olan Meta şirketi, 2020 yılında tarihi eserlerin satışını yasaklamış olsa da araştırmacılar bu yasağın uygulanmadığını belirtiyor.

Katie Paul, bazıları yüz binlerce üyeye sahip ve halka açık olan onlarca Facebook grubunda, nadir taş heykellerin ve mozaiklerin hiçbir denetim olmaksızın sergilendiğini ifade etti.

ATHAR, bu platformların yerel mezar kazıcıları ile çalıntı eserleri Ürdün ve Türkiye üzerinden küresel pazara taşıyan uluslararası kaçakçılık ağları arasında bir köprü görevi gördüğü uyarısında bulunuyor.

Bu eserler için sahte mülkiyet belgeleri düzenlenerek yıllar sonra resmi müzayedelere sokuluyor.

‘Sorumluluk sadece Suriyelilerin değil’

Bu krize karşı yeni Suriye hükümeti, yağmanın durdurulması için çağrılar yaparak eserleri teslim edenlere para ödülü teklif ederken, kaçakçılık yapanları 15 yıla kadar hapisle tehdit ediyor.

Ancak gazetenin araştırması, yeniden yapılanma ve ülke genelinde kontrolü sağlama çabalarının öncelikli olduğu Şam’ın imkanlarının yetersiz kaldığına işaret ediyor.

The Guardian, haberini, kaçakçılığı durdurma sorumluluğunun yalnızca Suriyelilere ait olmadığı vurgusuyla sonlandırdı.

Habere göre asıl sorumluluk, bu hazineler için ana pazar olan ve yağmalanan Suriye eserlerinin müzelerinde ve koleksiyonerlerin elinde son bulduğu Batı ülkelerine, özellikle de Avrupa ve ABD’ye düşüyor.

Araştırmacı Amr el-Azm, haberin sonunda durumu, “Batı’daki talep durmadıkça, Suriye’deki arz da durmayacaktır,” sözleriyle özetledi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

BMGK’nin Gazze kararı 5. kez ABD tarafından veto edildi

Yayınlanma

BMGK’nin Gazze kararı ABD tarafından beşinci kez veto edildi. Hamas, ABD’nin veto yetkisini kullanmasının, İsrail’in Filistinli sivillere karşı işlediği soykırıma doğrudan destek anlamına geldiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) Gazze’de ateşkes sağlanması için sunulan karar tasarısı ABD tarafından Hamas’ı kınamadığı gerekçesiyle veto edildi.

Bu veto, ABD’nin Donald Trump döneminde BMGK’da kullandığı ilk veto olurken, Ekim 2023’te başlayan Gazze savaşına ilişkin ABD’nin veto ettiği beşinci tasarı oldu.

BMGK, daha önceki ateşkes girişimlerinde de benzer şekilde karar alamamıştı.

BMGK, kurulun geçici 10 üyesi (E10) tarafından imzalanan ve grup koordinatörü Slovenya tarafından dün sunulan Gazze tasarısını görüşmek üzere toplandı.

İnsani durum gerekçe gösterilerek sunulan ateşkesle ilgili karar tasarısına, söz konusu toplantıda yapılan oylamada ABD veto hakkını kullandı.

İsrail’in saldırılarının devam ettiği Gazze’deki sivillere acil müdahaleyi öneren tasarı, az önce sona eren oylamada 14 evet oyuna karşın veto hakkı bulunan daimi üye ABD tarafından reddedildi.

ABD Temsilcisi Dorothy Shea, veto kararına gerekçe olarak, “Bu karara karşı çıkmamız sürpriz olmamalı. İçerdiği, içermediği ve ileri sürülme biçimi için kabul edilemez” ifadelerini kullandı. Shea, “ABD, Hamas’ı kınamayan hiçbir önlemi desteklemeyeceğini açıkça belirtti” diye ekledi.

“14 evet oyu güçlü bir mesaj taşıyor”

E10 grubu adına ABD’nin veto kararını değerlendiren Slovenya’nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar, “Karar kabul edilmedi. Ancak 14 evet oyu güçlü bir mesaj taşıyor.” dedi.

ABD’nin bir veto oyuyla, Konsey’in harekete geçmesinin engellendiğini vurgulayan Zbogar, “Uluslararası toplumu 80 yıldır yönlendiren kurallardan vazgeçmek ile veto hakkı arasında bir tercih yapmak durumunda kaldığımızda insanlığı seçtik.” şeklinde konuştu.

Zbogar, BMGK içindeki farklı duruşların farkında olduklarını, bu nedenle taslak kararda sadece insani duruma odaklandıklarını belirterek,”Konsey’in engelsiz insani erişim ve açlıktan ölen sivillere yiyecek ulaştırılması için bu acil talep etrafında birleşmesi gerektiğini düşündük.” diye ekledi.

Slovenya Temsilcisi, sivilleri aç bırakmanın, onlara “muazzam” acılar çektirmenin “insanlık dışı ve uluslararası hukuka aykırı” olduğunu vurguladığı konuşmasında, “Hiçbir savaş hedefi böyle bir eylemi haklı çıkaramaz. Bunun ortak anlayışımız olduğunu umduk ve bekledik” sözlerini kaydetti.

Hamas: ABD insanlığa karşı suçları destekliyor

Hamas, BMGK’nin Gazze kararına ABD vetosunun, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistinli sivillere karşı işlediği soykırıma doğrudan destek anlamına geldiğini söyledi.

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Gazze’de ateşkes için BMGK’ya sunulan karar tasarısının, ABD’nin tek oyuyla veto edilmesinin kınandığı belirtildi.

Açıklamada, “ABD’nin vetosu, Washington’un faşist işgal hükümetine karşı körü körüne taraflılığını temsil ediyor ve Gazze Şeridi’nde insanlığa karşı işlediği suçları desteklediğini teyit ediyor” denildi.

Washington’ın uluslararası hukuku hiçe saydığına değinilen açıklamada, bunun Filistin kanının dökülmesini durdurmaya yönelik her türlü uluslararası çabayı tamamen reddettiğini yansıtan küstah bir tutum olduğu vurgulandı.

Açıklamada, “ABD’nin tutumu, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan savaş suçlusu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze Şeridi’nde çocuklar, kadınlar ve yaşlılar dahil olmak üzere masum sivillere karşı vahşi soykırım savaşını sürdürmesi için yeşil ışık anlamına geliyor ve İsrail’in işlemeyi sürdürdüğü suça tam ortak olduğunu ortaya koyuyor” değerlendirilmesinde bulunuldu.

Hamas, açıklamasında şunları kaydetti: “BMGK’nin 20 aydır devam eden savaşı durdurmadaki başarısızlığı, kuşatmayı kıramaması veya gıda yardımı girdirememesi, uluslararası toplum kurumlarının rolü ve İsrail’in hiçbir hesap vermeden veya ona yönelik fiili bir eylemde bulunulmadan her gün ihlal etmeyi sürdürdüğü uluslararası yasa ve sözleşmelerin etkinliği konusunda temel soruları gündeme getirdi.”

Açıklamada, uluslararası topluma bu ahlaki ve siyasi çöküşe karşı acilen harekete geçilmesi, soykırım savaşının derhal durdurulması ve İsrail liderlerinin Filistin halkına karşı işledikleri suçlar nedeniyle hesap vermeleri için baskı yapılması çağrısında bulunuldu.

Tasarı BMGK’nın geçici 10 üyesi tarafından sunulmuştu

Gazze’ye acil müdahaleyi öneren tasarı dün BMGK’nın geçici 10 üye ülkesi (E10) tarafından BMGK başkanlığına sunulmuş ve bugün için oylama talep edilmişti.

Tasarıda, mart ayında İsrail’in saldırılarını tekrar başlatmasıyla Gazze’deki sivil halkın durumunun daha da kötüleştiğine dikkat çekilmişti.

E10 grubu, kıtlık riski de dahil, Gazze’deki durumla ilgili “ciddi endişelerini” dile getiren ve tüm tarafların uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uymaları gerektiğini yeniden teyit eden özlü bir taslak karar hazırladıklarını belirtmişti.

Tasarıya imza atan ülkeler arasında, E10 koordinatörü olan Slovenya başta olmak üzere Cezayir, Danimarka, Yunanistan, Guyana, Panama, Pakistan, Güney Kore, Sierra Leone ve Somali bulunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »