Ortadoğu
İran müzakereye hazır ancak “maksimum baskı altında” değil

İran dini lideri Hamaney’in ABD ile müzakerelerin “akıllıca” olmadığını söylemesinden sonra daha önce müzakerelere yeşil ışık yakan İran hükümeti yetkilileri, ABD ile yaptırımların kaldırılması konusunda müzakereye hazır olduklarını ancak bunu Trump’ın “maksimum baskı” politikası altında yapmayacaklarını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta İran’a yönelik “maksimum baskı” kampanyasını yeniden devreye sokarak Tahran’ın nükleer silah elde etmesini engellemeye yönelik yaptırımları sıkılaştırdı. Ancak aynı zamanda, İran ile bir anlaşmaya açık olduğunu ve İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan ile görüşmeye istekli olduğunu dile getirdi.
İran hükümeti de ABD ile müzakereler konusunda istekli açıklamalar yaparken ülke lideri Ayetullah Ali Hamaney, cuma günü Tahran’da katıldığı bir etkinlikte “Trump’ın ilk başkanlık dönemindeki eylemleri” ışığında, Washington ile müzakerelerin, “akıllıca” olmayacağını söyledi. Tüm stratejik kararların nihai onay makamı konumundaki Hamaney, “böyle bir hükümetle müzakere yapılmaması gerektiğini” belirtti.
Dini liderden gelen bu uyarının ardından hafta sonu, üst düzey yetkililer ve milletvekillerinin katıldığı bir konferansta konuşan Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, “Yaptırımların kaldırılması müzakereleri gerektirir, ancak maksimum baskı politikası altında değil. Müzakere, zayıf bir konumdan yapılamaz. Bu, müzakere değil, bir tür teslimiyet olur. Biz asla bu şekilde masaya oturmayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan da bugün, 1979 İslam Devrimi’nin yıl dönümü için düzenlenen gösterilerde, baskılara boyun eğmeyeceklerini söyledi.
Tahran’daki Özgürlük Meydanı’nda halka seslenen Pezeşkiyan, “Eğer ABD müzakerelerde samimiyse neden bize yaptırım uyguluyor” diye sordu. İran’ın savaş peşinde olmadığını vurgulayan Pezeşkiyan, ancak “baskılara boyun eğmeyeceklerini” belirtti.
İran devlet televizyonu, ABD ve İsrail’den gelen baskının arttığı bir dönemde, İran’ın birlik içinde olduğunu göstermek amacıyla düzenlenen gösterilere yüz binlerce kişinin katıldığını aktardı. Göstericiler, “Amerika’ya ölüm” ve “İsrail’e ölüm” şeklinde sloganlar attı.
Ortadoğu
Körfez ülkelerinden İsrail’in İran saldırısına kınama

Körfez ülkeleri, İsrail’in İran’ın içerisine yönelik görülmemiş askeri saldırılarını kınadığını açıkladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Suudi Arabistan Krallığı, kardeş İslam Cumhuriyeti İran’ın egemenliğini ve güvenliğini zedeleyen ve uluslararası hukuk ve normları açıkça ihlal eden İsrail’in küstah saldırılarını şiddetle kınamakta ve lanetlemektedir,” denildi.
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in tekrarlanan saldırılarına derhal karşı çıkma ve durdurma sorumluluğuna dikkat çekildi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrail’in İran İslam Cumhuriyeti’ne yönelik askeri saldırılarını en şiddetli şekilde kınadı ve devam eden gerginliğin tırmanması ve bunun bölgesel güvenlik ve istikrar üzerindeki etkilerinden derin endişe duyduğunu ifade etti.
BAE Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, riskleri azaltmak ve çatışmanın genişlemesini önlemek için azami itidal ve sağduyu ile hareket edilmesinin önemini vurguladı.
Bakanlık, diyaloğun güçlendirilmesi, uluslararası hukuka bağlı kalınması ve devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesinin mevcut krizlerin çözümü için temel ilkeler olduğunu belirten BAE’nin tutumunu yineledi.
BAE, anlaşmazlıkların çatışma ve tırmanma yerine diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini vurguladı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni ateşkesin sağlanması ve uluslararası barış ve güvenliğin güçlendirilmesi için acil ve gerekli önlemleri almaya çağırdı.
İran ile Batılı güçler arasındaki nükleer müzakerelerde önemli bir rol oynayan Körfez ülkesi Umman, saldırıyı “tehlikeli bir tırmanış” olarak nitelendirdi.
Umman Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Umman bu eylemi, Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukuk ilkelerinin açık bir ihlali olan tehlikeli ve pervasız bir tırmanış olarak değerlendiriyor. Umman Sultanlığı, bu tırmanış ve sonuçlarından İsrail’i sorumlu tutuyor ve uluslararası topluma bu tehlikeli gidişatı durdurmak için kararlı ve net bir tavır sergilemeye çağırıyor,” dedi.
Katar, saldırıyı “İran’ın egemenliğine yönelik açık bir ihlal” olarak nitelendirerek uluslararası topluma müdahale etmesi ve daha fazla tırmanışın önlenmesi çağrısında bulundu.
Katar Dışişleri Bakanlığı, sükunetin yeniden sağlanması ve bölgeyi savaşa sürükleyebilecek eylemlerden kaçınılması çağrısında bulundu.
Ortadoğu
ABD-İsrail-İran üçgeninde taraflar el yükseltiyor

ABD-İsrail-İran üçgeninde tansiyon tırmanıyor. Tahliyeler, askeri hazırlıklar ve karşılıklı tehditler krizi derinleştiriyor. Nükleer müzakereler ise tüm baskılara rağmen sürüyor.
ABD’nin Irak başta olmak üzere Ortadoğu’daki diplomatik temsilciliklerinde kısmi personel tahliyesi ve askeri üslerde güvenlik alarmı düzeyini yükseltmesi, İsrail’in İran’a yönelik olası bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaları yeniden gündeme getirdi. ABD basınında yer alan haberlere göre, İsrail hükümeti ABD yönetimine “İran’a saldırı başlatmaya hazır olduğu” bilgisini iletti.
İran ile ABD arasında yürütülen dolaylı nükleer müzakerelerin merkezinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın “sıfır uranyum zenginleştirme” şartına dayalı anlaşma önerisi bulunuyor. Ancak İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney başta olmak üzere üst düzey yetkililer bu teklifi kesin bir dille reddetti.
ABD personelini tahliye ediyor, askeri alarm seviyesi artırıldı
Trump yönetimi, Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’nde zorunlu olmayan personel ile aile bireylerinin, artan güvenlik tehditleri nedeniyle tahliye edileceğini açıkladı. Aynı zamanda Bahreyn, Katar, BAE ve Kuveyt’teki ABD misyonlarına da benzer yönde mesajlar iletildiği ve askeri üslerin yüksek alarm durumuna geçirildiği öne sürüldü. ABD ayrıca vatandaşlarını Irak’a seyahat etmemeleri konusunda en yüksek düzeyde uyardı.
Petrol fiyatları yükselişe geçti
İngiltere merkezli Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO), artan bölgesel gerilimin, Basra Körfezi, Umman Körfezi ve Hürmüz Boğazı’ndaki denizcilik faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği yönünde uyarı yayınladı. Tüm bu gelişmeler, enerji piyasalarına da yansıdı ve petrol fiyatlarında yüzde 4’ü aşan artış yaşandı.
İsrail’in mesajı
Bu gelişmeler yaşanırken CBS televizyonu, İsrail’in ABD’ye “İran’a saldırı başlatmaya hazır olduklarını” bildirdiğini duyurdu. Haberde, bazı Amerikalı yetkililere göre bu durumun ABD vatandaşlarının bölgeden çıkarılmasının nedenlerinden biri olabileceği, ayrıca İran’ın Irak’taki bazı ABD tesislerine misillemede bulunabileceği değerlendirildi.
NBC kanalı da benzer şekilde, İsrail’in İran’a saldırı planladığını ve ABD’nin bu saldırıya doğrudan ya da dolaylı destek verme konusunda bir planı olmadığını aktardı. Ancak Trump yönetiminin gelişmeleri yakından takip ettiği ve “teyakkuzda” olduğu vurgulandı.
ABD Başkanı Donald Trump da İran ile yürütülen müzakerelerin başarıyla sonuçlanacağına dair eski güvenini yitirdiğini belirtti. Ortadoğu’daki bazı personelin tahliyesine ilişkin bir soruya ise “Oradan çıkarıldılar çünkü tehlikeli bir yer olabilir. Neler olacağını göreceğiz” yanıtını verdi. İran’ın nükleer silaha sahip olamayacağını vurgulayan Trump, “Bu kadar basit. Buna izin veremeyiz” ifadelerini kullandı.
İran’ın yanıtı: Askeri tatbikat ve füze testi
İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Aziz Nasırzade, müzakerelerin başarısız olması ve İran’a saldırı dayatılması durumunda, bölgedeki tüm ABD üslerinin “tereddütsüz hedef alınacağını” ifade etti. Ayrıca İran’ın geçen hafta 2 tonluk savaş başlığı taşıyabilen bir balistik füzeyi başarıyla test ettiğini açıkladı.
İran ordusu da savunma ve caydırıcılık kapasitesini artırmak amacıyla askeri tatbikatlar başlattı.
İran Genelkurmay Başkanlığının yazılı açıklamasına göre Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, “İktidar 1404” adı verilen ve her yıl çeşitli münasebetlerle düzenlenen bir dizi tatbikatın başlatılması talimatını verdi. Söz konusu tatbikatların amacının, silahlı kuvvetlerin savunma ve caydırıcılık kabiliyetlerinin artırılması ve hazırlık durumlarının değerlendirilmesi olduğu belirtildi. Tatbikatların, silahlı kuvvetlerin yıllık takviminde değişiklikler yapılarak ve düşman hareketlerine odaklanılarak planlandığı bilgisi verildi.
İran “en yüksek askeri hazırlık” seviyesine geçti
İran’ın İngilizce yayın yapan devlet televizyonu Press TV’ye konuşan ismi açıklanmayan üst düzey güvenlik yetkilisi de İran’ın askeri saldırı tehditlerine karşı “en yüksek askeri hazırlık seviyesinde” olduğunu söyledi.
İsrail ve ABD’ye “hızlı ve beklenmedik” şekilde karşılık verileceğini belirten İranlı yetkili, “İran şu anda en üst düzeyde askeri hazırlık seviyesinde. ABD veya siyonist rejim (İsrail) herhangi bir saldırganlık eylemine kalkışırsa hazırlıksız yakalanacak” dedi.
ABD’nin bölgedeki faaliyetlerinin, İran’a karşı herhangi bir saldırganlık eylemi olması halinde bölgesel çıkarlarını ve üslerini hedef alacağı yönündeki İran uyarılarına karşı savunma amaçlı bir tepki olduğunu ifade eden yetkili, “Amerikalıların yaptığı İran’a yönelik bir tehdit mesajından ziyade, İran’ın Amerikan çıkarlarına yönelik tehditlerine bir tepkidir” diye konuştu.
Nükleer müzakerelerde 6. tur pazar günü
Nükleer müzakerelerin kritik bir noktada bulunması, ABD’nin tahliye kararının gerçek bir saldırı hazırlığından mı yoksa diplomatik baskı yaratma amacıyla mı alındığı tartışmasını gündeme getirdi.
Nitekim gerilimin tırmanması üzerine 15 Haziran’da yapılacağı duyurulan ABD-İsrail müzakerelerinin 6. turunun iptal edildiği iddiaları ortaya atıldı. Ancak Umman Dışişleri Bakanı Bedir Buseydi, müzakerelerin 15 Haziran Pazar günü Maskat’ta yapılacağını doğruladı. Bu açıklama, diplomatik sürecin askeri tehditlerle ivmelendirilmeye çalışıldığı iddialarını güçlendirdi.
UAEA’nın kararı ve İran’ın tepkisi
Arka planda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA), İran aleyhine bu sabah aldığı ve 20 yıl aradan sonra BM’nin İran’a yeniden yaptırım uygulamasının önünü açan kararının yankıları sürüyor. Karar İran’ı nükleer taahhütlerine uymamakla suçluyor. İran ise bu karara uranyum zenginleştirme kapasitesini artıracağını açıklayarak karşılık verdi.
Öte yandan İran kısa bir süre önce İsrail’in nükleer programına dair gizli belgeleri elde geçirdiklerini ve bu belgelerin UAEA’nın İsrail’le koordineli çalıştığını gösterdiğini açıkladı. Tahran yönetimi, UAEA Başkanı Rafael Grossi’yi de “İsrail’in talimatlarını yerine getirmekle” itham etti.
Diplomasi
UAEA’nın İran kararı sonrası Tahran’dan uranyum hamlesi

Tahran yönetimi UAEA’nın İran kararı üzerine yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracağını duyurdu.
UAEA Yönetim Kurulu, İran’ın nükleer programıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi yaptırımlarını tetikleyebilecek kararı kabul etti. Karar üzerine İsrail uluslararası topluma İran’a müdahale etmesi yönünde çağrı yaparken Tahran ise tepki olarak yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracağını duyurdu.
Birleşmiş Milletlerin (BM) nükleer denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) 35 üyeli Yönetim Kurulu, yaklaşık 20 yıl aradan sonra ilk kez İran’ı nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik yükümlülüklerini ihlal etmekle suçladı. Bu karar, BM Güvenlik Konseyi’nin İran yaptırımlarını yeniden devreye sokma ihtimalini güçlendirdi.
Bu önemli adım, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de İran ile dünya güçleri arasında yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesiyle tırmanan UAEA-İran gerginliklerinin sonucu olarak görülüyor. Söz konusu anlaşmanın çökmesiyle birlikte taraflar arasında birçok kriz patlak vermişti.
İran, kendisine karşı alınan karar ve kınamalara karşı oldukça sert tepkiler vermesiyle bilinirken, bu karar son yıllardaki en sert çıkışlardan biri olarak dikkat çekiyor. Tahran yönetiminin bu karara nükleer faaliyetlerini tırmandırarak karşılık vereceği beklentisi, İran ile ABD arasında yürütülen ve İran’ın hızlanan nükleer programını sınırlamayı amaçlayan mevcut müzakereleri daha da karmaşık hale getirebilir.
İran, UAEA’yı nükleer sırlarını İsrail’e sızdırmakla suçladı
Karar, ayrıca bölgedeki gerginliğin tavan yaptığı bir dönemde geldi. ABD’nin bölgedeki diplomatik personelini geri çekmesi ve Donald Trump’ın bölgenin tehlikeli hale geldiği uyarısıyla birlikte, “Washington’un İran’ın nükleer silah edinmesine izin vermeyeceğiz” yönündeki açıklamaları da dikkat çekiyor.
Kapalı kapılar ardında yapılan toplantıya katılan diplomatlara göre, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan karar tasarısı 19 ülkenin desteğiyle kabul edildi. 11 ülke çekimser oy kullanırken, Rusya, Çin ve Burkina Faso karşı oy verdi.
İran’a ağır suçlama
Reuters tarafından görülen karar metninde, 31 Mayıs’ta UAEA’nın üye ülkelere gönderdiği kapsamlı rapora dayanarak İran’ın yükümlülüklerini ihlal ettiği belirtiliyor.
Metinde şu ifadeler yer alıyor: “(İran’ın) Birden fazla bildirilmemiş yerde, beyan edilmemiş nükleer malzeme ve faaliyetler konusunda Ajansa tam ve zamanında işbirliği sağlama yükümlülüklerini yerine getirmemesi, Ajansın 12.C maddesi kapsamındaki Güvenlik Anlaşması yükümlülüklerine uymadığı anlamına gelmektedir.”
Kararın merkezindeki en önemli unsurun, İran’ın bildirilmemiş bazı tesislerde bulunan uranyum izlerine dair UAEA’ya inandırıcı açıklamalar sunmadığı iddiası olduğu anlaşılıyor.
Kararda, nükleer malzemenin silah ve benzeri patlayıcı unsurlara yönlendirilmediğinin doğrulanmasını sağlamak için İran’ın yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi ve bekleyen tüm güvenlik sorunlarını netleştirmek amacıyla acilen şu adımları atması gerektiği kaydedildi:
“İran’da iki beyan edilmemiş yerde tespit edilen insan kaynaklı uranyum parçacıklarının varlığına ilişkin teknik olarak inandırıcı açıklamalar sunması, söz konusu nükleer malzemenin veya nükleer bulaşmış ekipmanların mevcut konumlarını Ajansa bildirmesi, UAEA’nın bu amaçla talep ettiği tüm bilgi, belge ve cevapları sağlaması, kurumun gerekli gördüğü yer ve malzemelere erişim sağlaması, ayrıca Ajansın uygun göreceği örneklerin alınmasına izin vermesi.”
ABD istihbarat servisleri ve UAEA, İran’ın 2003 yılına kadar gizli, koordineli bir nükleer silah programı yürüttüğüne ancak bu programın daha sonra durdurulduğuna inanıyor. Ancak bu süreçten sonra birkaç yıl boyunca bazı gizli deneylerin sürdüğü yönünde iddialar var. UAEA Başkanı Rafael Grossi, bu hafta yaptığı açıklamada, son bulguların bu genel değerlendirmeyle büyük ölçüde tutarlı olduğunu ileri sürdü.
Tahran ise, nükleer silah geliştirmeyi hiçbir zaman hedeflemediğini savunuyor.
Kararda İran’ın BM Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmesinden bahsedilse de diplomatlar bunun için ayrı bir ikinci karar tasarısına ihtiyaç olduğunu belirtiyor. İran, en son 2005 Eylül ayında yükümlülüklerini yerine getirmediği ilan edildikten sonra, 2006 Şubat ayında BM Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmişti.
İsrail’den açıklama gecikmedi
UAEA kararı sonrası İsrail’den uluslararası topluma İran’a karşı harekete geçme çağrısı geldi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, “sistematik şekilde gizli nükleer silah programı yürüttüğünü” öne sürdüğü İran’ın hızla yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum biriktirdiğini ve Tahran’ın nükleer programının barışçıl olmayan amaçlar için olduğunu iddia etti.
İran’ın ilk tepkisi: Daha fazla uranyum zenginleştirme…
İran ise UAEA kararına tepki olarak yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracağını duyurdu.
İran devlet televizyonuna göre, İran Dışişleri Bakanlığı ve Atom Enerjisi Kurumu, yaptıkları ortak açıklamayla, UAEA Yönetim Kurulunda İran aleyhinde alınan kararı kınadı.
Açıklamada kararın, teknik ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve UAEA Yönetim Kurulu’nun “siyasi amaçlara dayalı bir araç olarak” kullanıldığı ifade edildi.
Karara tepki olarak, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami’nin talimatıyla güvenli bir yerde yeni bir zenginleştirme merkezinin açılacağı belirtildi.
Bununla birlikte Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesisinde eski nesil santrifüjlerin uranyumu daha hızlı zenginleştirecek altıncı nesil santrifüjlerle değiştirileceği bilgisi verildi.
Karara karşılık atılacak diğer adımların daha sonra duyurulacağı aktarıldı.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya3 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Dünya Basını5 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’