Ortadoğu
İsrail Refah’taki yardım dağıtım merkezini bombaladı

ABD’li özel güvenlik görevlileri, yardım dağıtım merkezinde izdiham oluşturan Filistinlileri dağıtmak için havaya ateş açtı. İsrail’in yardım dağıtım merkezine düzenlediği saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ve ABD destekli “Gazze İnsani Yardım Vakfı” (GHF) tarafından başlatılan yeni insani yardım dağıtım sistemi ikinci gününde kaosla sonuçlandı. Yardım almak için kilometrelerce yol yürüyen binlerce Filistinlinin Refah’taki dağıtım noktasına akın ettiği sırada yaşanan izdihamda ABD’li özel güvenlik görevlileri havaya ateş açtı.
Aid distribution to displaced families has failed due to Israel’s ongoing starvation policy in Gaza. The Israeli occupation forces have established only one aid distribution point for 2 million people, worsening the situation.
The continued blockade and obstruction of aid have… pic.twitter.com/R6e4Vzdap1
— Quds News Network (@QudsNen) May 27, 2025
İsrail ordusunun da Refah’taki yardım dağıtım merkezine gerçekleştirdiği saldırıda 3 Filistinlinin öldüğü, 46 kişinin yaralandığı, 7 kişinin ise kaybolduğu bildirildi. İsrail ordusu ise yaşananları “dağıtım sürecinin bir parçası” olarak niteleyip güvenlik gerekçesiyle yapılan bir müdahale olduğunu savundu.
Yaşananlar, açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya kalan sivillerin yardım erişimi için hayatlarını tehlikeye attığını ve dağıtımın planlanmasında ciddi ihmaller olduğunu ortaya koydu.
“Toplama kampı” görüntüleri
Yardım kuyruğunda bekleyenlerin fotoğrafları sosyal medyada hızla yayıldı. Tel örgülerle çevrili bölmede saatlerce bekleyen sivillerin görüntüleri, Nazi toplama kampından alınmış tarihi karelere benzetildi.
The Times of Israel’e konuşan ABD’li bir yetkili, yaşanan kaotik sahneleri “20 dakikalık kısa bir kontrol kaybı” olarak nitelendirerek hafife aldı. Yetkili, “GHF’nin iki günlük faaliyetiyle 462 bin öğün yemek dağıtıldı. Sistem sonuç vermeye başladığında diğer ülkeler de destek verecek” ifadelerini kullandı. Ancak olayın yaşandığı anlara ait görüntülerde İsrail askerlerinin uyarı ateşi açtığı ve halkın panikle kaçtığı anlar net biçimde görülüyor.
Hamas: Şüpheli yardım mekanizmasının başarısızlığı…
Hamas tarafından yapılan açıklamada ise olay, “şüpheli bir yardım mekanizmasının başarısızlığı” olarak nitelendirildi. Açıklamada, dağıtım sisteminin yardım kisvesi altında sivil halkı kontrol altına alma ve onları aşağılama amacı taşıdığı belirtilerek, GHF’nin Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının rolünü marjinalleştirdiği ifade edildi:
🚨A disturbing video circulating on Hebrew platforms shows an American soldier mocking and making humiliating gestures during an aid distribution attempt by a U.S. company to starving civilians in southern Gaza Strip yesterday. pic.twitter.com/ctjDJP70G2
— Gaza Notifications (@gazanotice) May 28, 2025
“Binlerce insanımızın açlık baskısı altında, yardım dağıtım mekanizmasının uygulanması için belirlenen merkeze akın etmesi ve ardından kendilerine ateş açılması görüntüleri, sivillerin hayatlarını tehlikeye atan ve Gazze Şeridi’ne yardım kisvesi altında güvenlik kontrolü sağlamak için kullanılan bu şüpheli mekanizmanın başarısızlığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde teyit etmektedir.”
BM yetkilileri de GHF dağıtım sistemine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yardımın dağıtılış şeklini “sadistçe” olarak nitelendirdi. “Bu, ABD ve İsrail’in işlediği bir suçtur” diyen Rajagopal, dağıtımın sivilleri aşağılamak ve işkence etmek için kullanıldığını söyledi.
Gazze aşiretlerinden “açlık mühendisliği” tespiti
Gazze’deki Aşiret İşleri Yüksek Komitesi Başkanı Husni el-Muğni, ABD ve İsrail’in desteklediği yardım sistemini “açlık mühendisliği” olarak tanımlayarak, “Gazze halkı bu insanlık dışı plan karşısında kaya gibi durmaktadır” dedi. Muğni, uluslararası yardım kuruluşlarının dışlanarak yerlerine güvenlik şirketlerinin getirilmesinin bu kaotik sürecin temel nedeni olduğunu savundu.
Netanyahu: Kıtlık iddiaları uydurma
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise Refah’taki görüntüleri “geçici kontrol kaybı” olduğunu iddia etti. Netanyahu, “Gazze’de kıtlık yoktu, hepsi basının uydurması. Çünkü binlerce sivili gözaltına aldık, onları çıplak halde fotoğrafladık ve hiçbir açlık belirtisi göstermediler, beden egzersizi bile yapmamışlardı”” iddiasında bulundu.
İsrail’in işgal planı: Filistinliler Gazze’nin yüzde 25’ine hapsedilecek
Ancak Batı Şeria’daki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre sadece son günlerde 29 çocuk ve yaşlı açlık kaynaklı sebeplerle yaşamını yitirdi.
FOX News’te yayımlanan bir haberde de iki yaşındaki Filistinli bir çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırıldığı belirtildi. CNN ise, yeterli mama ve ilaç bulamayan bir annenin bebeğini kaybettiği trajik vakayı ekrana taşıdı.
GHF tartışmaların odağında
Gazze İnsani Yardım Vakfı, şubat ayında İsviçre’nin Cenevre kentinde kurulmuş olsa da ABD ve İsrail tarafından doğrudan yönlendirildiği pek çok kaynak tarafından doğrulandı. Vakfın amacı, BM ve UNRWA gibi kuruluşları devre dışı bırakarak yardımların dağıtımını doğrudan kontrol etmek olarak değerlendiriliyor.
Eski GHF İcra Direktörü Jake Wood da yardım sisteminin insani yardım ilkeleriyle bağdaşmadığını belirterek görevinden istifa etmişti. Wood, GHF’nin tarafsızlık, insanlık ve bağımsızlık ilkelerinden uzaklaştığını ifade etmişti.
Gelişmeler, İsrail’in yardım dağıtım sisteminin insani amaçlar dışında siyasi ve güvenlik hedeflerine hizmet ettiği yönündeki eleştirileri güçlendirdi. Uluslararası kuruluşlar, yardım akışının tarafsız, güvenli ve insani ilkeler doğrultusunda yeniden şekillendirilmesi çağrısında bulundu.
Ortadoğu
Yeni ABD elçisi Şam’da: ‘Suriye ile İsrail arasında barış istiyoruz’

ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, bugün Şam’ı ziyaret ederek Suriye geçiş dönemi cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şaraa ile görüştü. Barrack, Washington’un Suriye ile İsrail arasında barış istediğini ve Suriye’nin terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarılmasının planlandığını belirtti. Bu ziyaret, ABD Büyükelçiliği’nin 2012’de kapatılmasından bu yana bir ABD’li yetkilinin Suriye’ye yaptığı ilk resmi ziyaret oldu.
ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Perşembe günü Suriye’nin başkenti Şam’a gelerek Halk Sarayı’nda geçiş dönemi cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şaraa ile bir araya geldi.
Barrack, aynı zamanda Şam Büyükelçiliği konutuna ABD bayrağını çekti. Bu ziyaret, ABD’nin Şam Büyükelçiliğinin 2012 yılında kapatılmasından bu yana bir Amerikan yetkilisinin Suriye’ye gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret olma özelliği taşıyor.
‘Suriye ve İsrail arasında diyalog başlamalı’
Görüşmede Barrack, Washington’un Suriye ile İsrail arasında barış istediğini ve iki ülke arasındaki sorunun çözülebilir olduğunu ancak bir diyalog başlatılması gerektiğini ifade etti.
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi olarak da görev yapan Barrack, öncelikle bir saldırmazlık anlaşmasıyla işe başlanması ve sınırların konuşulması gerektiğine inandığını dile getirdi.
رئيس الجمهورية السيد أحمد الشرع يستقبل المبعوث الأمريكي الخاص إلى سوريا السيد توماس باراك في قصر الشعب بالعاصمة دمشق#رئاسة_الجمهورية_العربية_السورية pic.twitter.com/FqsBKkqcXx
— رئاسة الجمهورية العربية السورية (@SyPresidency) May 29, 2025
Barrack ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’yi terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarmayı planladığını belirterek, “Amerika Birleşik Devletleri’nin niyeti ve Başkan’ın vizyonu, müdahale etmeyerek bu genç hükümete bir şans vermemiz gerektiği yönündedir,” dedi.
‘IŞİD ile mücadelenin yüzde 99’u tamamlandı’
ABD ordusunun IŞİD ile mücadele görevinin yüzde 99’unu mükemmel bir şekilde tamamladığını da sözlerine ekleyen Barrack, daha önceki bir açıklamasında, “Suriye’nin yeniden doğuşu, onur, birlik ve halkına yatırım yoluyla gelmelidir. Bu da hakikat ve hesap verebilirlikle, bölgeyi dışlayarak değil, bölgeyle birlikte çalışarak başlar,” ifadelerini kullanmıştı.
ABD’li temsilci, geçen hafta sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Suriye’de önceki yönetimin düşmesiyle “barış için kapının açıldığını” iddia etmişti.
Barrack, ABD’nin yaptırımları kaldırarak Suriye halkının “nihayet bu kapıyı açmasını ve yenilenmiş refah ile güvenliğe giden yolu keşfetmesini sağladığını” da sözlerine eklemişti.
ABD Büyükelçiliği, Suriye’de savaşın patlak vermesinden bir yıl sonra, 2012’de kapatılmıştı.
Dönemin ABD Büyükelçisi Robert Ford, büyükelçiliğin kapatılmasından hemen önce Suriye’den çekilmiş ve ABD’nin Suriye özel temsilcileri görevlerini ülke dışından yürütmeye başlamıştı.
Ortadoğu
İngiltere, Ben-Gvir ve Smotriç’i yaptırım listesine alabilir

New York Times’ın haberine göre İngiliz hükümeti, Gazze Şeridi’ndeki felaket boyutundaki insani durum nedeniyle artan uluslararası baskılar devam ederken İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Smotriç’e yaptırım uygulamayı değerlendiriyor. Başbakan Starmer hükümeti henüz nihai bir karar vermemiş olsa da bakanların Filistinlilerin yerinden edilmesini açıkça desteklemesi kararı etkileyebilecek faktörler olarak öne çıkıyor.
New York Times gazetesinin haberine göre, İngiliz hükümeti Gazze Şeridi’ndeki feci insani durum nedeniyle İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotriç‘e yaptırım uygulamayı masaya yatırdı.
Önerinin ilk olarak Muhafazakar Parti hükümetinde Dışişleri Bakanı olan David Cameron tarafından gündeme getirildiği, ancak Başbakan Keir Starmer liderliğindeki mevcut hükümetin henüz kesin bir karar almadığı belirtildi.
Buna rağmen, son haftalarda bu yöndeki ivmenin arttığı ve Londra’nın Gazze’deki İsrail operasyonlarının genişlemesini kınayan Paris ve Ottawa’ya katıldığı kaydedildi.
Gazeteye konuşan konuya vakıf bir diplomata göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın “bu durumun bir an önce sona erdirilmesi” yönündeki açıklamalarıyla birlikte yaptırım fikrine ABD’den açık bir muhalefet gelmese de Washington’daki bir Yahudi müzesi dışında meydana gelen ve İsrail büyükelçiliği çalışanlarının ölümüyle sonuçlanan saldırı bazı İngiliz yetkililerin tereddüt etmesine yol açtı.
Bu durumun, yaptırım kararının zamanlaması konusunda bir duraksamaya neden olduğu ifade edildi.
İsrailli analistler, Witkoff’un ateşkes teklifine sert çıktı: ‘Kazanımlar tehlikede’
Gazze’ye yardım artışı bekleniyor
New York Times‘a konuşan yetkililere göre İngiliz hükümeti, İsrail hükümetinin Gazze’ye insani yardımda somut bir artışa izin verip vermeyeceğini görmek için bekleme eğiliminde.
Böyle bir gelişmenin, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelen Filistinlilerin yerinden edilmesi politikalarını açıkça destekleyen iki İsrailli bakanın “kara listeye” alınmasını erteleyebileceği düşünülüyor.
Gazeteye göre Ben-Gvir ve Smotriç, Gazze’deki askeri operasyonların genişletilmesinin en önde gelen destekçileri arasında yer alıyor.
Filistin devletini tanıma konusunda isteksizlik sürüyor
Öte yandan Londra; Norveç, İspanya ve İrlanda’nın son dönemde attığı bağımsız bir Filistin devletini tanıma adımına katılma konusunda hâlâ isteksiz davranıyor.
New York Times, Paris’in Londra’yı muhtemelen Haziran ayında yapılması beklenen uluslararası bir zirvede kendisiyle koordineli hareket etmeye çağırdığını ancak bazı İngiliz diplomatların tanımanın zamanlamasının sahada bir şeyi değiştirmeyeceğine inandığını belirtti.
Londra’daki iç tartışmalar, ilerleme kaydetmeye daha eğilimli olduğu belirtilen Dışişleri Bakanlığı ile Başbakan Keir Starmer’ın özellikle kendi partisinden ve Birleşik Krallık’taki insan hakları aktivistlerinden artan baskılarla karşı karşıya olduğu için temkinli davranan hükümet arasında belirgin bir görüş ayrılığının olduğunu da ortaya koydu.
Bu bağlamda, eski İsrailli “barış müzakerecisi” ve U.S./Middle East Project adlı araştırma kuruluşunun başkanı Daniel Levy, başbakanın temas halinde olduğu bazı çevrelerin kendisine, “Eğer bir adım atmazsanız, bunun mirasınızda bir dipnottan daha fazlası olacağını biliyor musunuz?” dediğini aktardı.
Ortadoğu
İsrailli analistler, Witkoff’un ateşkes teklifine sert çıktı: ‘Kazanımlar tehlikede’

İsrailli askeri analistler, ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından sunulan Gazze’de ateşkes teklifine tepki gösterdi. Analistler, önerinin İsrail’in sahadaki kazanımlarını tehdit ettiğini ve askerlerin moralini bozabileceğini savunurken, Hamas ise teklifi kabul ettiğini duyurdu.
İsrailli askeri uzmanlar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması amacıyla sunulan öneriye sert tepki gösterdi.
Kanal 14‘ün haberine göre analistler, söz konusu teklifin İsrail’in sahada elde ettiği kazanımları tehlikeye atacağını ve askerlerin moralini olumsuz etkileyebileceğini savundu. Hamas ise dün yaptığı açıklamada Witkoff’un önerisini kabul ettiğini duyurdu.
‘Witkoff’un önerisi çok kötü’
Askeri analist Noam Amir, “Witkoff’un önerisi çok kötü,” diyerek İsrail’in Morag ekseni gibi kazanımlarını kaybedeceğini ve denetimsiz insani yardımlar yoluyla Hamas’a “nefes alma imkanı” sağlanacağını belirtti.
Amir, “Henüz serbest bırakılacak tehlikeli esirlerden bahsetmedik bile,” ifadelerini kullandı.
Amir, 60 günlük ateşkesin fiilen “savaşın sonunun başlangıcı” anlamına geleceğini öne sürerek, “Fiili bir ateşkese girdiğimizde, bu güçle savaşa geri dönebilecek miyiz?” sorusunu yöneltti.
Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda Amir, önerilen esir takasının ayrıntılarını da paylaştı. Buna göre İsrail, müebbet hapis cezasına çarptırılmış 125 esiri ve Gazze’den 1111 esiri serbest bırakacak, ayrıca 180 kişinin naaşını teslim edecek.
Noam Amir, Gazze’deki İsrailli askerlerden “onlarca öfkeli mesaj” aldığını ve askerlerin savaşın durdurulmasına karşı çıktığını aktardı.
Bazı askerlerin, “Bizi neden geçen ay buraya soktular? Sesimizi duyurmak için var gücünle bağırmalısın, bu savaş durdurulmamalı. Refah’ta başardıklarımızın hepsi değersiz mi?” dediğini belirtti.
‘Öneri İsrail’i geri adım atmaya zorlayabilir’
i24news kanalından gazeteci Amihai Stein ise Witkoff’un, İsrail’in talep ettiği gibi ilk etapta 10 esirin serbest bırakılacağı ve müzakereler devam etmediği takdirde ateşkes bitiminde çatışmalara dönme olasılığının bulunduğu, pozisyonlar arasında denge kuran bir öneri formüle etmeye çalıştığını kaydetti.
Bununla birlikte Stein, “Öneri, özellikle insani yardımların Hamas’ı zayıflatmaya başlamasının ardından, İsrail’i kısıtlayabilir ve katı tutumundan geri adım atmaya zorlayabilir. Şimdi Hamas, yeni bir anlaşma şeklinde bir cankurtaran halatı elde ediyor,” uyarısında bulundu.
Washington’dan iyimserlik ve baskı
İsrail, plana ilişkin henüz resmi bir tutum açıklamadı. Ancak Yedioth Ahronoth gazetesine göre, tahminler önerinin Witkoff’un ilk sunduğu ve 10 esirin tek seferde serbest bırakılmasını içeren orijinal plana yakın olduğu yönünde. Bu ise Tel Aviv’in öneriye itiraz etmeyebileceği anlamına geliyor.
İsrail basınında yer alan haberlerde ise, “Netanyahu liderliğindeki daraltılmış bir forumda bu akşam İsrail’e teslim edilen anlaşma önerisi üzerine bir tartışma yapılacağı” belirtildi.
Anlaşmanın kabul edilmesi durumunda, müzakerelerin ayrıntıları tamamlamak üzere “yakınlaştırma görüşmeleri” formatında Doha’ya taşınacağı bildirildi.
Witkoff, dün yaptığı açıklamada, “uzun vadeli bir çözüme” ulaşılması konusunda iyimser olduğunu belirterek, teklifindeki maddelerin değiştirilebileceğine işaret etti.
Witkoff, “Bugün sonuna kadar belge taslağının gözden geçirilmek üzere Başkana sunulmasını bekliyorum,” diyerek, “önce geçici bir ateşkese, ardından da bu çatışmaya uzun vadeli bir çözüme” ulaşılması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan Yedioth Ahronoth gazetesine konuşan kaynaklar, “Washington’un, Hamas’ın müzakerelerin başından beri talep ettiği ve Tel Aviv’in daha önce reddettiği, savaşın sona ermesi için garantiler içeren bir anlaşmayı kabul etmesi yönünde İsrail’e büyük baskı uyguladığını” ifade etti.
Aynı kaynaklar, Katar ile ABD arasında, Hamas’ın muhtemel onayıyla perde arkası görüşmelerin yapıldığına dikkat çekti.
Hamas, dün yaptığı açıklamada Witkoff ile ayrıntılarını açıklamadan “prensip anlaşmasına varıldığını” duyurmuştu.
Hamas, Witkoff’un önerisinin detaylarını açıkladı
Hamas da dünkü açıklamasında Witkoff’un ateşkes önerisini kabul ettiğini duyurdu.
Örgüt, anlaşmanın “kalıcı bir ateşkes sağlayan, işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini, yardım akışını ve anlaşmanın ilanından hemen sonra bölgenin işlerini yönetecek profesyonel bir komitenin göreve başlamasını içeren genel bir çerçeveye” dayandığını belirtti.
Ayrıca açıklamaya göre anlaşma, “arabulucuların garantisiyle, üzerinde anlaşmaya varılan sayıda Filistinli esirin serbest bırakılması karşılığında 10 İsrailli esirin ve bir dizi naaşın serbest bırakılmasını” içeriyor.
Örgüt, “bu çerçeveye ilişkin nihai yanıtı beklediğini” kaydetti.
Bibi’den koalisyonuna Gazze’de ateşkes için ‘Hamas’ güvencesi
-
Dünya Basını4 gün önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika1 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş6 gün önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Ortadoğu1 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Ortadoğu2 hafta önce
Eski ABD Büyükelçisi Jeffrey: Şaraa’yı Esad’a karşı koruduk
-
Görüş1 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak