Diplomasi
Kanada’nın silah satışını durdurma kararına İsrail’den tepki

Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly, Kanada hükümetinin İsrail’e silah satışını durduracağını açıkladı. İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Kanada hükümetinin kararını “İsrail’in meşru müdafaa hakkını baltalayan talihsiz bir durum” olarak nitelendirdi.
Toronto Star gazetesine konuşan Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly, Avam Kamarası tarafından Filistin hakkında kabul edilen önergenin, bağlayıcı olmamasına rağmen Kanada hükümetinin bundan sonra “İsrail’e silah ihracatını durduracağını” söyledi.
Askeri mal ve teknoloji ihracatına yönelik izinleri onaylama ve reddetme yetkisi bulunan Bakan Joly, yapılan bu değişikliğin “sembolik kalmayacağını”, önemli olduğunu vurguladı.
Üzerinde düzeltmeler yapılan önergede, “Filistin Devleti’nin tanınması” şeklindeki ifade “Filistin Devleti’nin kurulmasının desteklenmesi”, İsrail’e yönelik silah satışlarıyla ilgili bölümde yer alan “askıya alma” ifadesi ise “durdurma veya yasaklama” şeklinde değiştirildi.
Önergedeki değişiklikler, Kanada Avam Kamarasında 117’ye karşı 204 oyla kabul edildi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun da önerge değişikliği lehine oy kullandığı bildirildi.
Yeni Demokrasi Partisi (NDP) lideri Jagmeet Singh de gazetecilere yaptığı açıklamada, “İstediğimiz temel değişiklikler İsrail’e silah satışının sona ermesini sağlamaktı. Bu Kanada’nın daha önce söylediği bir şey değil. Bu önerge artık meclisin iradesi olacak ve hükümet silahların satışının sona erdirilmesi yönünde oy kullanacak” ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanı Joly, İsrail’e askeri malzeme ve teknoloji ihracatına ilişkin ihracat izinlerini 8 Ocak itibarıyla geçici olarak askıya almıştı.
İsrail’den tepki
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Kanada hükümetinin kararını “İsrail’in meşru müdafaa hakkını baltalayan talihsiz bir durum” olarak nitelendirdi.
İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Katz, Kanada’nın İsrail’e silah ihracatını durdurma kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kanada hükümetinin bu hamlesini tarihin “sert şekilde” yargılayacağını savunan Katz, Kanada’nın, ülkesinin “Hamas’a karşı meşru müdafaa hakkını baltalayan bir adım atması talihsiz bir durum” dedi. Katz, Hamas yok edilene ve esirlerin tamamı evlerine dönene kadar savaşmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
Diplomasi
İsrail’in Pekin Büyükelçisi: Çin’le ilişkilerimiz çok önemli

İsrail, İran’a yönelik son saldırılarını defalarca kınamasına rağmen Çin ile “görüşmeleri sürdürmek” istediğini açıkladı. İsrail’in Pekin Büyükelçisi, “Çin’le ilişkilerimiz çok önemli” dedi.
İsrail’in Pekin Büyükelçisi Eli Belotserkovsky, çarşamba günü South China Morning Post’a verdiği röportajda, Çin’in arabulucu rolünü üstlenme olasılığını dışlamadı, ancak ülkesinin şu aşamada askeri operasyona odaklandığını söyledi.
Pekin’in tutumu sorulan Belotserkovsky, İsrail’in Çin ile ilişkilerinin “çok önemli” olduğunu ve iki tarafın açık iletişim kanalları olduğunu söyledi. “Devam eden sürecin bir parçası olarak Çin ile görüşmelerimizi sürdüreceğiz” dedi.
Belotserkovsky, Pekin’in İsrail’e arabuluculuk yapma olasılığını gündeme getirip getirmediğini veya bu öneriyi değerlendirip değerlendirmeyeceğini açıkça belirtmedi.
“Şu aşamada askeri harekata odaklanıyoruz. Şu anda ana endişemiz bu ve olayların nasıl gelişeceğini görmek gerekiyor” dedi.
Geçen hafta, başta Devlet Başkanı Xi Jinping olmak üzere üst düzey Çinli yetkililer İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine, askeri ve sivil hedeflere yönelik saldırılarını eleştirdi ve kınadı. İran’ın misillemeleri sonrası devam eden eden açıklamalarda Pekin taraflara gerginliği azaltma çağrısı yaptı ve arabuluculuk teklifinde bulundu.
Washington merkezli bir İranlı insan hakları grubu, İran’da 263’ü sivil olmak üzere en az 639 kişinin öldüğünü ve 1.300’den fazla kişinin yaralandığını söyledi. İsrail, kendi tarafında en az 24 kişinin öldüğünü ve yüzlerce kişinin yaralandığını doğruladı.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping salı günü yaptığı açıklamada, saldırıların Orta Doğu’daki gerilimi tırmandırdığını ve Çin’in diğer ülkelerin egemenliğini, güvenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal eden eylemlere karşı olduğunu söyledi.
Ancak Pekin’in “Orta Doğu’da barış ve istikrarın yeniden tesisinde yapıcı bir rol oynamak için tüm taraflarla işbirliği yapmaya hazır” olduğunu da ekledi.
Çin’in en üst düzey diplomatı Wang Yi daha sert sözler kullandı. Cumartesi günü İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi ile yaptığı telefon görüşmesinde Wang, Pekin’in “İranlı yetkilileri hedef alan ve sivil kayıplara neden olan pervasız saldırıları kesin bir şekilde kınadığını” ve Tahran’ın ulusal egemenliğini korumasına ve meşru hak ve çıkarlarını savunmasına destek verdiğini söyledi.
Wang aynı gün İsrailli mevkidaşı Gideon Sa’ar ile de görüştü ve “güçle kalıcı barış sağlanamayacağını” belirterek, İsrail’in İran ile olan anlaşmazlıklarını diyalog yoluyla çözmesi çağrısında bulundu.
Mısır’ın öncülüğünde pazartesi günü yayınlanan ortak açıklamada, 21 Arap ve Müslüman ülke de İsrail’in hava saldırılarını kınadı ve bölgede gerginliğin azaltılması çağrısında bulundu.
Çarşamba günü İsrail’in Çin büyükelçiliğinde düzenlenen ayrı bir basın toplantısında, ismini vermek istemeyen bir yetkili, İran’ın barışçıl nükleer program hakkını destekleyen Çin açıklamalarını reddetti.
Geçen hafta Çin’in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Fu Cong, Pekin’in barışçıl nükleer tesislere yönelik silahlı saldırılara karşı olduğunu ve “İran’ın nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma hakkının tam olarak saygı görmesi gerektiğini” söyledi.
Ancak İsrailli yetkili, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın İran’ın güvenlik önlemlerine uymadığına dair bulgularını gerekçe göstererek, İran’ın nükleer programının barışçıl olduğu iddiasının “açıkça doğru olmadığını” savundu.
Belotserkovsky ise, çatışmanın “İsrail ile İran halkı arasında bir çatışma olmadığını” ve “İran halkına karşı hiçbir şeyimiz olmadığını” iddia etti.
İsrail’in farklı ülkelerden büyük destek gördüğünü öne süren Belotserkovsky, “genel olarak dünyanın tutumu çok destekleyici ve olumlu çünkü insanlar İran’ın terörün kaynağı olduğunu ve durdurulması gerektiğini anlıyor” ifadelerini kullandı.
Daha önce İsrail’in Güney Afrika büyükelçisi olan ve bu ayın başlarında Pekin’e gelen Belotserkovsky, yeni görevini “çok önemli” olarak nitelendirdi.
“Görevimi ilişkileri iyileştirmek, daha da güçlendirmek ve genişletmek olarak görüyorum. Şu anda ilişkilerimizin çok iyi ve çok güçlü olduğunu söylemeliyim. Ancak elbette her zaman iyileştirilebilecek yönler vardır” dedi.
Diplomasi
Yeni Zelanda, Çin’le yakınlaşan Cook Adaları’na fonları dondurdu

Yeni Zelanda, Pasifik takımadalarının Çin ile derinleşen ilişkileri nedeniyle Cook Adaları’na sağladığı finansmanı askıya aldı ve tarihi müttefikinden güveni yeniden tesis etmek için daha fazla çaba sarf etmesini talep etti.
Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters’ın bu hamlesi, analistlerin Wellington’un Çin’in bölgedeki artan diplomatik ve ekonomik etkisine yanıt olarak küçük Pasifik ada ülkelerine karşı daha iddialı bir yaklaşım sergilediğini belirttiği son örnek oldu.
Bu hamle, geçen yıl Tuvalu, Papua Yeni Gine ve Nauru ile anlaşmalar imzalayan ve Pasifik’teki dış yardımlarını artıran ABD ve Avustralya da dahil olmak üzere Pasifik’teki geleneksel güçleri tedirgin etti. Çin ise geçen ay bir zirvede ada ülkelerinden 11 dışişleri bakanını ağırladı.
Yardımın askıya alınması, Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon’un, daha yakın ekonomik bağlar kurmak amacıyla Çin’e yaptığı ticaret gezisi kapsamında cuma günü Xi Jinping ile görüşeceği sırada gerçekleşti.
Peters, şubat ayında Çin ile ekonomik anlaşma imzalayan Cook Adaları’na 18,2 milyon Yeni Zelanda doları (11 milyon ABD doları) tutarındaki kalkınma yardımını askıya alma kararının Luxon’un ziyaretini gölgelemeyeceğini söyledi.
Peters perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Bu, Yeni Zelanda ve Cook Adaları ile ilgili bir mesele” dedi. Peters, bu yıl Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile yaptığı görüşmede, Cook Adaları, Niue ve Tokelau dahil olmak üzere Yeni Zelanda’nın Pasifik’teki ortaklarıyla “özel ilişkilerini” vurguladığını da sözlerine ekledi.
Cook Adaları, Yeni Zelanda’nın Pasifik’teki en yakın müttefiklerinden biridir. Wellington, yaklaşık 27.000 nüfuslu bu bölgeyi 1965 yılına kadar kontrol etmişti. İki ülke şu anda “serbest birlik” anlaşmasına sahip ve Yeni Zelanda, mali, dışişleri ve savunma alanlarında destek sağlamaktadır. Cook Adaları vatandaşları Yeni Zelanda pasaportuna sahip.
Hükümet verilerine göre, Yeni Zelanda son üç yılda ülkeye 194 milyon Yeni Zelanda doları katkıda bulundu.
Peters, Yeni Zelanda’nın, ticaret, turizm ve yenilenebilir enerji gibi alanları kapsayan Çin ile “kapsamlı stratejik ortaklık” konusunda Başbakan Mark Brown liderliğindeki Cook Adaları hükümetinden tatmin edici yanıtlar almadığını söyledi.
Peters, Yeni Zelanda’nın “Cook Adaları hükümeti ilişkileri onarmak ve güveni yeniden tesis etmek için somut adımlar atana kadar önemli yeni finansman sağlamayı da düşünmeyeceğini” ekledi.
Peters’a göre, Brown hükümeti bu ay fonların askıya alındığı konusunda bilgilendirildi.
Cook Adaları hükümeti, yorum talebine hemen yanıt vermedi.
Wellington Victoria Üniversitesi’nde karşılaştırmalı siyaset profesörü olan Jon Fraenkel, Peters’ın yaklaşımının Yeni Zelanda’nın “daha iddialı bir Pasifik politikası”nı yansıttığını söyledi.
Yeni Zelanda, ocak ayında da Cook Adaları’nın kuzeyindeki bir ada zinciri olan Kiribati’ye yardımları gözden geçirme kararı aldı. Bu karar, Kiribati cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanının Peters ile toplantıyı iptal etmesinin ardından gerginliği tırmandırmıştı.
Financial Times’a konuşan Fraenkel, Çin’in bu durumdan yararlanarak finansman açığını kapatabileceği ve stratejik bölgedeki ülkelerle ekonomik ve güvenlik işbirliğini derinleştirme arayışında Pekin’e yeni bir fırsat sunabileceği uyarısında bulundu.
Ancak, iki ülke arasındaki tarihi bağlar nedeniyle Yeni Zelanda’nın Cook Adaları ile ilişkilerini kesmesinin olası olmadığını söyledi.
“Gerçekten bu kadar sert bir karar alacaklarını sanmıyorum” dedi.
Diplomasi
Rusya ile Ukrayna arasında yeni esir takası

Rusya ve Ukrayna, Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre esir takası gerçekleştirdi. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Kiev’e teslim edilen askerlerin çoğunun 2022’den beri esir olduğunu belirtti. Taraflar, takas edilen esir sayısını açıklamadı ancak İstanbul anlaşmaları çerçevesinde sağlık amaçlı takasların da sürdüğü bildirildi.
Rusya ve Ukrayna, Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre esir takası gerçekleştirdi.
Ukrayna’dan dönen Rus askerleri şu anda Belarus’ta bulunuyor ve daha sonra tedavi ile rehabilitasyon için Rusya’ya götürülecekler.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, Kiev’e teslim edilen askerler arasında Ukrayna ordusu, Ulusal Muhafızlar ve sınır muhafızları mensuplarının bulunduğunu belirtti.
Zelenskiy, bu askerlerin çoğunun 2022’den beri esir tutulduğunu ifade etti.
Taraflar, takas edilen savaş esirlerinin sayısını açıklamadı. Ancak, müzakere heyetinden RBK gazetesine konuşan bir kaynak, takasın İstanbul anlaşmaları doğrultusunda eşit sayıda yapıldığını bildirdi.
Kaynak ayrıca, yaralıların sağlık amaçlı takaslarının da devam ettiğini ekledi.
Rusya ileUkrayna, geçen haftadan bu yana, 2 Haziran’da İstanbul’da yapılan ikinci tur müzakerelerde varılan anlaşmalar çerçevesinde esir takasları gerçekleştiriyor.
Moskova ve Kiev, ağır hasta ve ağır yaralıların yanı sıra 25 yaş altı askerlerin “herkesin herkesle takası” formatında takas edilmesi konusunda mutabık kalmıştı.
Rus heyeti başkanı ve Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy, her iki tarafın da en az bin esiri takas edeceğini belirtmişti.
Taraflar, 9, 10 ve 12 Haziran tarihlerinde üç tur esir takası gerçekleştirdi. Medinskiy, 12 Haziran’dan itibaren cephe hattından ağır yaralı esirlerin “acil sağlık amaçlı” takaslarının başlayacağını duyurmuştu.
Fakat aynı gün Rusya Savunma Bakanlığı, Kiev’in takasları günlük olarak yapmaya hazır olmadığını açıklamıştı.
14 Haziran’da ise bir başka esir takası turu daha yapıldı. RBC‘ye konuşan müzakere grubundan bir kaynak, o dönemde Rusya ve Ukrayna arasında “süresiz sağlık amaçlı takasların” başladığını belirtmişti.
Tüm bu takaslarda taraflar, teslim edilen kişi sayısını belirtmedi.
Ayrıca Rusya, Ukrayna’ya 6 binden fazla ölen askerin cesedini teslim ederken, Kiev’den 78 ölen askerin cesedini aldı.
-
Görüş3 gün önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Asya1 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu1 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Diplomasi4 gün önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3