Bizi Takip Edin

Diplomasi

Lavrov: 14 Mayıs’ı Amerikalı temsilcilere sorun

Yayınlanma

Çavuşoğlu ve Lavrov’un gündeminde Akkuyu Nükleer Santrali, Rus gazının Türkiye üzerinden dünyaya sevki, Suriye ile normalleşme süreci, Rusya-Ukrayna savaşı, Libya, İsrail-Filistin sorunu vardı. Lavrov “Rusya 14 Mayıs’ta hangi ittifakı destekliyor” sorusuna Amerika’yı işaret ederek yanıtladı. 

Hafta içi Moskova’da düzenlenen Türkiye, Suriye, İran ve Rusya Dışişleri Bakan yardımcılarının toplantısından sonra Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun davetlisi olarak dün akşam Ankara’ya geldi. İki bakan bugün gündemlerindeki konuları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde masaya yatırdı ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Çavuşoğlu, Lavrov ile yoğun gündemlerinin olduğunu ve dün akşam Ankara’da Rus mevkidaşıyla iftarda da buluştuklarını, bugün de baş başa, daha sonra da heyetler arası geniş katılımlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, görüşmelerin kapsamlı ve verimli olduğunu söyledi. Lavrov da mevkidaşıyla yaptığı görüşmede uluslararası konular arasında oldukça detaylı bir şekilde Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar, Orta Asya ve Karadeniz Bölgesi’ndeki durumu değerlendirdiklerini aktardı.

İki bakan özetle şunları söyledi:

Moskova zirvesi

  • Çavuşoğlu: Moskova’da her ülke tutumunu ve görüşlerini şeffaf ve açık şekilde dile getirdi. Bu sürecin aynı şekilde şeffaf ve açık şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir toplantıda, iki toplantıda tüm meselelerin halledilmeyeceğini biliyoruz, gerçekçiyiz ama diyaloğun devam etmesi gerekiyor. Dörtlü dışişleri bakanları toplantısının ne zaman olacağını da değerlendirdik.
  • Lavrov: Biliyorsunuz, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler normalleşmeye başladı, Rusya’nın aracılığıyla normalleşiyor bu ilişkiler. Moskova’da dışişleri bakan yardımcıları seviyesinde 4’lü toplantı başlı başına bir başarıydı. Ancak sorunlar bir adımda çözülemez; temasların güçlendirilmesi, şeffaflığın artırılması ve karşılıklı güven ve çıkar dengesinin sağlanması gerekiyor. Dışişleri bakanları toplantısı için de hazırlıklar devam ediyor. Tüm taraflar için uygun bir tarih belirlenecek.

Rusya-Ukrayna savaşı

  • Çavuşoğlu: Maalesef bir yılı aşkın süredir devam eden savaş, başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere tüm dünyaya zarar vermeyi sürdürüyor. Savaşın bir an önce uluslararası hukuk temelinde müzakereler yoluyla sonlandırılması beklentimizi bir kere daha vurguladık. Bu konuda her zaman olduğu gibi Türkiye olarak elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu tekrarladık. Biz her iki tarafla da görüşerek sorunun çözümü için gayret gösteriyoruz.
  • Lavrov: Kamuoyuna açık bir şekilde hedeflerini şöyle açıkladılar: Rusya’yı sahada yeneceklermiş, stratejik bir mağlubiyet bekliyormuş Rusya’yı. Ama aslında uluslararası alanda bir rakip görmek istemiyorlar. Kendilerinden bağımsız, egemen, politika yürüten ülkelere karşı çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. Rusya’yı yenecekleri zaman daha sonra sıra Çin’e gelecek. Yani öyle geliyor. Kendi ulusal çıkarlarını koruyan her bir ülkeyi böylelikle sindirmeye çalışıyorlar. Herkesin ABD çıkarlarına uymalarını onların gündemine tabi olmalarını bekliyorlar. Amerika hegemon olmak istiyor. Herkese kendi tavrını, kendi tutumunu empoze ediyor ve yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyor. Rusya ise bu yeni dünya düzeninin BM şartına dayalı bir düzen olmasını istiyor.
  • Ukrayna ile ilgili görüşmeler sadece Rusya’nın çıkarlarının göz önüne alınması durumunda gerçekleşebilir. Barış görüşmelerine yanaşmadığımız doğru değil, fakat bu görüşmelerin, daha önce sunduğumuz prensiplere dayanması gerekiyor.
  • Minsk anlaşmalarının Ukrayna’yı silahlandırma molası olarak kullanıldı, Batı Ukrayna’daki Nazi ideolojisinin sıçramasına katkı sundu. Zelenskiy’in Nazi rejiminin yansıtmaya çalıştığı gibi ‘dünyanın en demokratik devletine saldırı’ gibi bir durum yok. Biz görüşmeye açığız. Ancak haklı taleplerimiz dikkate alınmalı. Bu kendine ‘demokratik’ diyen devlet (Ukrayna) bakın hangi yasaları çıkarttı: Rusçayı yasakladı, Rusça kitaplar yasaklanıyor, Rus sanatçılar konser veremiyor. Odessa, İkinci Yekaterina tarafından kurulan bir şehir. Ancak heykeller bile kaldırılıyor.

Tahıl anlaşması

  • Çavuşoğlu: İstanbul Tahıl Anlaşması, diplomasi ve müzakerelerin sonuç verdiğini de aynı zamanda gösteriyor. Tahıl Anlaşması’nın uzatılması için Rus tahılı ve gübresinin ihracının önündeki engeller gibi sorunlar giderilmeli. Burada adil olmak zorundayız. Bunu söylediğimiz zaman bazen bize ‘Siz Rusya’yı mı destekliyorsunuz?’ diyorlar. Hayır, biz Rusya’yı desteklediğimizden değil, biz zaten Rusya’dan tahıl ve gübre ithal ediyoruz. Önemli olan bu anlaşmanın devamı için Ukrayna’dan tahıl ve gübrenin ihracatının devam edebilmesi için var olan mutabakatların yerine getirilmesi lazım, bizim söylediğimiz bu. Mesela Rusya Federasyonu’nun Ziraat Bankası halen SWIFT sistemine dahil edilmedi. Bu konuda da sorun devam ediyor.
  • Lavrov: Rus tahıl ve gübresi yaptırım listesine dahil edilmedi ancak Swift ödeme sisteminden bağlantımız kesildi. Gemilerimizi sigortalayamıyoruz ve yabancı gemiler de limanlarımıza giremiyor. Aslında bize, siz gübre ve tahılları depolayın, hiçbir yere sevk edemeyeceksiniz nasıl olsa diyorlar. Dolayısıyla biz bu tahıl anlaşmasını bir kez 220 gün uzattık fakat bu problemleri gerçek anlamda çözmek isteyen kimseyi görmediğimiz ve vicdanlarına seslenmekten bıktığımız için anlaşmayı askıya aldık. Şimdi de 60 günlük bir uzatma söz konusu. Rus tarım ürünlerinin sevkiyatında herhangi bir gelişme olmazsa bu anlaşmaya ihtiyacımız var mı diye sorgulayacağız.
  • Ukrayna’dan sevk edilen tahılların aslan payı AB’ye gidiyor. Eğer isterlerse kendi tahıllarını karayoluyla gönderebilirler. Biz ise bu anlaşmanın dışında kendi adımlarımızı atarız. Katar ve Türkiye ile sevkiyatı devam ettiririz. Zaten devlet başkanımız (Vladimir Putin) ‘Fakir ülkelere tahıllarımızın sevkiyatı, ihracatımız devam edecek’ dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabul, basına kapalı gerçekleştirildi.

Akkayu ve enerji merkezi

  • Çavuşoğlu: Türkiye ile Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için ortak bir irade var. Akkuyu Nükleer Güç Santrali dahil olmak üzere enerji iş birliği konularını da ele aldık.
  • Lavrov: Bugünkü toplantıda ilişkilerimizde lokomotif olan projelerden bahsettik. Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali’nin kuruluşundan bahsedildi. Bu santralin inşası Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. Bu vesileyle şunu ifade etmek istiyorum, 27 Nisan’da santralin birinci bloğuna artık nükleer enerjiyi sevk etmiş olacağız. Türkiye’de bir gaz merkezi kurulacak. Rus enerji kaynaklarını dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet başkanlarımız, liderlerimiz bu gaz merkezinin oluşturulması ile ilgili bir karar almıştı. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk.

Libya

  • Çavuşoğlu: Ülkenin (Libya) bir an önce demokratik, şeffaf bir seçime hazırlanması gerektiğine inanıyoruz. Bugün, aynı şekilde ülkenin hem siyasi olarak hem diğer unsurlarıyla birleştirilmesinin önemini vurguladık. Özellikle çok sayıda milis gruplar var, dolayısıyla Libya’nın artık askeri ve polis dahil güvenlik gücüne ihtiyacı var. Ülkenin her anlamda birleştirilmesi için çabalarımızı devam ettireceğiz. Bu konuda Rusya ve diğer aktörlerle yakın iş birliği içinde olacağız.
  • Lavrov: Türk dostlarımızla hedefimiz ortak. Libya’da siyasi uzlaşma sağlamak. Libya’da mevcut olan tüm güçleri barıştırmak ve tabii bunun temelinde devlet yapılarını yeniden kurmak.

Kuzey Akım saldırıları

  • Çavuşoğlu: Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarında geçen yıl meydana gelen patlamalara ilişkin soruşturmaları nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, bu patlamaların mevcut enerji krizini daha da tetiklediğini vurguladı. Çavuşoğlu, söz konusu saldırının ciddi olduğuna işaret ederek, saldırının kimin tarafından neden yapıldığına dair “açık ve şeffaf” bir soruşturmanın bağımsız uzmanlardan oluşan kuruluş tarafından yürütülmesi gerektiğine dikkati çekti.
  • Lavrov: Kuzey Akım’daki patlamanın soruşturulmasına Rusya prensipte katılabilir. Ancak tüm sonuçlar ve bilgiler gizlilik bahanesiyle bir şekilde paylaşılmıyor. Bir jandarma var ve bunun talimatı, telkiniyle hareket ediyorlar.

İsrail-Filistin sorunu

  • Çavuşoğlu: Bugün İsrail’de güvenlik işleri en ırkçı, en faşist bir siyasetçiye verilmiştir. (Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir’a verilmiştir. Dolayısıyla bizim İsrail’e çağrımız, gerek Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını, biraz önce durduklarının haberini aldık, gerekse hava saldırılarını kalıcı olarak durdurması gerekiyor. Kalıcı çözümün yöntemi dün dünyanın kabul ettiği iki devletli çözüm. Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Doğu Kudüs’ün bu devletin başkenti olması gerekiyor.
  • Lavrov: Filistin ile İsrail arasındaki süreci yeniden başlatmak istiyoruz. Bu süreçten sorumlu olan Rusya, AB, ABD ve BM dörtlüsü var. Bir de Arap Birliği devletlerinin de sürece katılması öngörülüyor. Taraflarla somut anlaşma sağlayabiliriz. İsrail ve Filistin’in iki devlet olarak yaşaması öngörülüyor fakat bu dörtlü format uzun zamandır toplanamıyor. Batı, daha doğrusu ABD, bu süreci engelliyor. BM Genel Sekreteri adeta gölgeye çekildi. Çağrıda bulunmalı ama herhalde ABD’yi rahatsız etmek ve kızdırmak istemiyor. ABD’nin kendi planı var. Doğrudan İsrail ve Filistin’i görüştürebiliriz diyor fakat bildiğimiz ve medyaya sunulan bilgilere göre, BM kararlarına uygun olmayan teklifler sunuluyor.

Lavrov’a 14 Mayıs sorusu

Lavrov kendisine yöneltilen “Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde, Rusya’yı kimin desteklediğine” ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Beni bir başkasıyla karıştırmış olmayasınız? Size tavsiyem, Amerikalı temsilcilerin basın toplantılarına gitmeniz ve bu soruları onlara sormanız. Çünkü Rusya Federasyonu, seçim döneminde olan ülkelerin iç işlerine, hatta iç tartışmalarına dahi asla karışmaz. Şeffaflık prensibine dayalı ve gözlemcilerin de izlediği kendi demokratik süreçleri içindeki ülkelerin yasalarına her zaman saygılıyızdır. Bu her ülkenin kendi meselesidir. Bu tabii ki, böyle gelişmiş ve demokratik bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de kendi meselesidir.”

Lavrov’a yöneltilen soru üzerine söz alan Çavuşoğlu da Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu, demokratik ve şeffaf seçimler gerçekleştirdiğini vurguladı. Çavuşoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözünü hatırlatarak, her seçimde son kararı milletin verdiğini ifade etti. Son 6 seçimdir yurt dışında yaşayan vatandaşlara da oy hakkı verildiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Dolayısıyla milletimiz karar verecek. Rusya veya herhangi bir ülkenin Türkiye’deki seçimlere karışmasını biz hiçbir zaman arzu etmeyiz. Ruslardan da böyle bir niyet görmedik zaten” diye konuştu. Çavuşoğlu, buna rağmen bu konuda çifte standartlar olduğuna dikkati çekerek, “Bazı ülkeler, özellikle o ülkelerde yapılacak seçim kampanyasıyla ilgili PKK’ya bağlı HDP ve CHP’nin taleplerini karşılarken Cumhur İttifakı’nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar. Farklı yöntemlerle müdahale etmeye çalıştıklarını biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Diplomasi

İskender saldırısı sonrası Ukrayna Kara Kuvvetleri Komutanı Drapatıy istifa etti

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, İskender operasyonel-taktik füze sistemiyle Dnipropetrovsk oblastındaki Novomoskovsk poligonuna düzenlediği saldırının görüntülerini yayınladı. Saldırının ardından Ukrayna Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mihail Drapatıy, yaşanan trajedinin sorumluluğunu üstlenerek istifa ettiğini duyurdu.

Rusya Savunma Bakanlığı, İskender operasyonel-taktik füze sistemi kullanarak Ukrayna ordusuna ait Dnipropetrovsk oblastındaki Novomoskovsk poligonuna bir saldırı düzenlediğini duyurdu.

Bakanlık, saldırının Ukrayna ordusunun 158. ve 33. ayrı mekanize tugaylarının çadır kampını hedef aldığını belirtti ve saldırıya ilişkin görüntüleri yayınladı.

Söz konusu saldırının ardından Ukrayna Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mihail Drapatıy istifa ettiğini açıkladı.

Novomoskovsk poligonunun Gvardeyskoye yerleşim birimi yakınlarında bulunduğu bilgisi paylaşıldı.

Ukraynalı komutan sorumluluğu üstlendi

Ukrayna ordusu kaynakları da daha önce Ukrayna Kara Kuvvetleri’ne bağlı bir eğitim biriminin bulunduğu noktaya füze saldırısı düzenlendiğini doğrulamıştı. Bu açıklamada en az 12 askerin hayatını kaybettiği, 60 askerin de yaralandığı bildirilmişti.

Yaşananların ardından Ukrayna Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mihail Drapatıy istifasını sundu.

Drapatıy, yaptığı açıklamada, “Bu, 239. poligonda askerlerimizin hayatını kaybettiği trajedi nedeniyle kişisel sorumluluk duygumdan kaynaklanan bilinçli bir adımdır. Bir komutan olarak emirlerimin tam olarak uygulanmasını sağlayamadım. Ders almayan bir sistemde yaşamaya hakkımız yok. Komutanların insan hayatından kişisel olarak sorumlu olduğu bir ordu yaşar. Kayıplardan kimsenin sorumlu tutulmadığı bir ordu ise içeriden ölür,” ifadelerini kullandı.

Drapatıy, geçen yılın kasım ayından bu yana Ukrayna Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini yürütüyordu.

Aynı poligona iki ayda ikinci saldırı

Rusya Savunma Bakanlığı, nisan ayında da Dnipropetrovsk oblastındaki aynı poligona İskender-M operasyonel-taktik füze sistemiyle bir saldırı daha düzenlediğini bildirmişti.

O dönemde poligonda Ukrayna ordusunun 157. mekanize tugayına bağlı askerlerin eğitim aldığı belirtilmişti.

Rusya Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre, bu saldırıda 30’a yakını yabancı eğitmen olmak üzere 150’ye kadar asker hayatını kaybetmişti.

Çuguyev’deki İHA üssü de vuruldu

Rusya Savunma Bakanlığı, 1 Haziran’da ayrıca İskender füzesiyle Harkov oblastındaki Çuguyev havaalanında bulunan uzun menzilli sabit kanatlı kamikaze İHA fırlatma noktasına düzenlenen bir başka saldırının görüntülerini de paylaştı.

Bakanlığın açıklamasına göre, bu saldırıda yaklaşık 30 insansız hava aracı, altı fırlatma rampası ve sekiz araç imha edildi.

Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Londra’dan Moskova’ya: Gerekirse savaşmaya hazırız

Yayınlanma

İngiltere Savunma Bakanı John Healey, hükümetin hazırladığı stratejik savunma gözden geçirme belgesinin, Moskova’ya İngiltere’nin “gerekirse savaşmaya hazır olduğu” yönünde bir sinyal göndereceğini belirtti. Healey, bu kapsamda ulusal güvenliğe yönelik büyük yeni yatırımlar yapılacağını ve bunun düşman devletlere güçlü bir mesaj olacağını iddia etti.

İngiltere Savunma Bakanı John Healey, Birleşik Krallık hükümetinin hazırlamakta olduğu stratejik savunma gözden geçirme belgesinin, Moskova’ya “gerekirse savaşmaya hazır olunduğu” yönünde net bir sinyal teşkil edeceğini ifade etti.

BBC‘nin haberine göre Healey, bu gözden geçirmenin “ulusal güvenliğe yönelik büyük yeni yatırımları” belirleyeceğini ve düşman devletlere güçlü bir mesaj göndereceğini kaydetti.

‘Moskova’ya açık sinyal’

Bakan Healey, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu aynı zamanda Moskova’ya bir sinyaldir. Britanya, Silahlı Kuvvetleri’ni güçlendirmenin yanı sıra sanayi üssünü de kuvvetlendiriyor ve bu, gerekirse savaşmaya hazır olmamızın bir parçasıdır, fakat bu aynı zamanda gelecekte bu tür çatışmaları önleyebileceğimiz bir güçtür,” dedi.

Healey ayrıca, Ukrayna’daki çatışmanın “bir ordunun ancak arkasındaki sanayi kadar güçlü olduğunu” gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Healey’in bu açıklamaları, İngiliz hükümetinin savunma üretimine 1,5 milyar sterlin (yaklaşık 2 milyar dolar) ek yatırım yapacağını duyurmasının hemen ardından geldi.

BBC, bu fonlarla Londra’nın en az altı yeni mühimmat ve patlayıcı madde üretim tesisi kurmayı ve en az 7 bin adet uzun menzilli silah (füzeler ve dronlar dahil) tedarik etmeyi planladığını belirtti.

Hükümet, tüm bu üretimin Birleşik Krallık topraklarında gerçekleştirileceğini açıkladı.

Savunma harcamaları artıyor

Ukrayna’daki çatışmanın başlangıcından bu yana Birleşik Krallık, topçu mermisi üretimini önemli ölçüde artırdı ve Kiev’e tedarik edilen NLAW tanksavar sistemleri ile Storm Shadow seyir füzeleri de dahil olmak üzere çeşitli silahların üretimi için sözleşmeler imzaladı.

Yetkililer ayrıca, NATO’nun genel politikasına uygun olarak savunma harcamalarını keskin bir şekilde artırma kararı aldı. Bakan Healey’in kendi değerlendirmesine göre, bu sektördeki harcamaların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 3’üne çıkarılması 2034 yılına kadar mümkün olabilecek (ülke şu anda GSYİH’nın yüzde 2,3’ünü harcıyor). Rusya ise Kiev’e yapılan silah sevkiyatlarını kınıyor.

Savunma raporu açıklanıyor

İngiliz hükümetinin söz konusu gözden geçirme belgesini 2 Haziran Pazartesi günü yayımlaması bekleniyor.

The Guardian gazetesi, belgede Rusya’nın Birleşik Krallık için “acil ve mevcut” bir tehlike olarak tanımlanacağını iddia etmişti.

Rus yetkililer ise defaatle ülkelerinin Avrupa için bir tehdit oluşturmadığını vurguladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu tür iddiaları “saçmalık” ve “sıradan vatandaşları korkutma çabası” olarak nitelendirmişti.

Putin, Moskova’nın NATO ülkeleriyle savaşmak gibi bir niyetinin olmadığını ve Rusya ile Ukrayna arasındaki askeri çatışmanın başlamasının nedeninin Kuzey Atlantik İttifakı’nın eylemleri olduğunu belirtmişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Birleşik Krallık, Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğine destek açıkladı

Yayınlanma

Büyük Britanya hükümeti, Fransa ve ABD’nin adımlarını yansıtan tarihi bir dönüşümle, Fas’ın Batı Sahra’nın tartışmalı bölgesindeki egemenliğini tanıma planını destekledi.

Londra, Fas’ın bölgenin egemenliğini elinde tutarken sınırlı özerklik tanıyan önerisini, yarım asırdır süren anlaşmazlığı çözmek için “en güvenilir, uygulanabilir ve pragmatik temel” olarak değerlendiriyor.

Dışişleri Bakanı David Lammy pazar günü yaptığı açıklamada, “Bir çözüm için karar alınması çoktan gecikmiştir,” dedi.

Lammy, Fas’ın başkenti Rabat’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, bölge halkına daha iyi bir gelecek sağlamak için “çözümün çok geciktiğini” söyledi ve Birleşik Krallık’ın Kuzey Afrika krallığıyla iktisadi bağlarını da güçlendirdiğini belirtti.

Lammy, “Kasım ayında anlaşmazlığın 50. yılına girmeden önce” bu yıl bir çözümün sağlanması gerektiğini ekledi.

İngiltere’den daha büyük bir kıyı şeridi ve çöl alanını kapsayan Batı Sahra, 1975’te İspanyol sömürge güçlerinin çekilmesinden ve Fas’ın bölgeye girmesinden bu yana şiddetli bir şekilde tartışılıyor.

Bağımsızlık isteyen Polisario Cephesi ile aralıklı çatışmalarda 16 yılda yaklaşık 9.000 kişi hayatını kaybetti.

Üç yıl süren ateşkes 2020’nin sonlarında sona erdi. Kısa bir süre sonra, ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, Rabat’ın İsrail ile diplomatik ilişkilerini yeniden kurmayı kabul ettiği bir anlaşma ile Fas’ın bu bölge üzerindeki hak iddiasını destekledi.

Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor

Fransa da geçen yaz aynı yolu izledi ve nüfusu seyrek ama kaynakları zengin olan bu bölgenin iktisadi kalkınmasının öncelikli olması gerektiğini belirtti.

Fas Dışişleri Bakanı Nasser Bourita pazar günü Lammy ile birlikte yaptığı açıklamada, “Ortak hedeflerimizin çıtasını yükseltiyoruz,” dedi.

Bourita, İngiliz siyasetindeki değişikliği memnuniyetle karşılayarak, yeni tutumun “bu ivmeyi ilerletmeye ve özerklik girişimine dayalı kesin ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme yönelik BM yolunu desteklemeye büyük katkı sağladığını” söyledi.

İki yetkili, işbirliği alanlarının Batı Sahra’daki yatırımların finansmanına Birleşik Krallık’ın katkısı ile savunma, güvenlik ve bilimsel araştırmayı kapsayacağını belirtti.

Londra’nın tutum değişikliği ve yeni iktisadi ve kültürel işbirliği anlaşmaları, Fas’taki İngiliz firmalarına kamu ihaleleri için fırsatlar yaratacak ve bakana göre, “İngiliz şirketlerinin futbolun en büyük sahnesinde büyük başarılar elde etmesini sağlayacak,” dedi. Lammy, Fas’ın 2030’da ev sahipliği yapacağı FIFA Dünya Kupasına atıfta bulundu.

Lammy, Fas ve Büyük Britanya’nın 800 yılı aşkın süredir devam eden iki krallık arasındaki ilişkilerle temellendirilen ortaklıklarında “yeni bir dönem başlattığını” da sözlerine ekledi.

Birleşik Krallık, ortak bir açıklamada, ihracat kredi kurumu UK Export Finance’ın, Fas’ta yeni iktisadi girişimler için 5 milyar sterlin (yaklaşık 5,9 milyar avro) mobilize etme taahhüdünün bir parçası olarak Sahra’daki projeleri desteklemeyi değerlendirebileceğini belirtti.

Birleşik Krallık daha önce Batı Sahra’nın “kendi kaderini tayin hakkını” destekliyordu.

İspanya ve Almanya da artık Fas’ın özerklik planını resmi olarak destekliyor.

Polisario Cephesini destekleyen ve 2021’de Rabat ile diplomatik ilişkilerini kesen Cezayir ise, Birleşik Krallık’ın pazar günü Fas’ın özerklik planını destekleme kararını “üzüntüyle karşıladığını” açıkladı.

Cezayir Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “18 yıllık varlığı boyunca bu plan, Sahrawilere müzakere temeli olarak sunulmamış ve birbirini izleyen BM temsilcileri tarafından da hiçbir zaman ciddiye alınmamıştır,” dedi.

Birleşmiş Milletler, Batı Sahra’yı “özerk olmayan bölge” olarak kabul ediyor ve 1991 yılından bu yana bölgede barış gücü misyonu yürütüyor. Bu misyonun amacı, bölgenin geleceği hakkında referandum düzenlemek.

Ateşkes, Fas askerlerinin, Moritanya’ya giden tek yolu engelleyen ayrılıkçıları uzaklaştırmak için bölgenin en güneyine konuşlandırılmasının ardından Kasım 2020 ortasında çökmüştü. Polisario Cephesi, 1991’de var olmadığı için bu yolun yasadışı olduğunu iddia ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »