Bizi Takip Edin

Avrupa

Rus alüminyum devi Rusal, Alman devletini dava etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden Rusal, bir iştirakine yönelik 213 milyon avroluk ödeme emri nedeniyle Almanya’ya ‘yasa dışı kamulaştırma’ gerekçesiyle dava açabileceği uyarısında bulundu. Financial Times‘ın haberine göre, bu durum Rusya’nın VTB Bankası’nın Avrupa biriminin tasfiyesiyle ilgili anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Rusal, Almanya’nın ikili yatırım anlaşmasını ihlal ettiğini belirtiyor.

Financial Times‘ın (FT) haberine göre, dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden Rusal, iştiraki olan RTI’ya VTB Bank Europe’un (şimdiki adıyla OWH SE) tasfiyesine karar veren düzenleyicilere 213 milyon avro ödeme emri verilmesinin ardından, Almanya makamlarına karşı “yasa dışı kamulaştırma” gerekçesiyle dava açma konusunda uyarıda bulundu.

Şirket, bu uyarısını geçici Başbakan Olaf Scholz’a gönderdiği dilekçede ifade etti.

Olay, RTI ile VTB’nin Avrupa birimi arasında döviz risklerine karşı korunmak amacıyla yapılan bir riskten korunma (hedging) anlaşmasıyla ilgili.

Rusal, bu anlaşmanın Ukrayna’daki askeri eylemlerin başlamasının ardından Alman düzenleyicilerin eylemleri nedeniyle bozulduğuna inanıyor.

Şirket, dilekçede “tam tazminat” talep etti ve Almanya’nın 1989 yılında SSCB ile Almanya arasında imzalanan ikili yatırım anlaşması (yatırımların teşviki ve karşılıklı korunması anlaşması) kapsamında sağlanan “temel güvenceleri ihlal ettiğini” belirtti.

Almanya Federal Finansal Denetleme Kurumu (BaFin), 2022 yılında VTB’ye yönelik yaptırımların uygulanmasının ardından Rus bankasını iştirakinin yönetiminden uzaklaştırdı.

Kurum, oy hakkını, 1 Nisan 2023’ten itibaren VTB Bank Europe’u tasfiye etme kararı alan bir kayyıma devretti.

Aynı yıl banka adını OWH olarak değiştirmeye karar verdi ve geçen yılın ağustos ayında Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve BaFin, OWH’nin lisansını iptal etti.

Tasfiye sürecinin birkaç yıl sürmesi bekleniyor.

FT, Jersey mahkemesi tutanaklarına atıfta bulunarak, Ukrayna’daki çatışmanın başlamasının ardından Rusal’ın iştirakinin OWH’den ek teminat yatırma konusunda bir dizi talep aldığını yazdı.

RTI, bunun yaptırımları ihlal edeceğini düşünerek bu talepleri yerine getirmeyi reddetti.

Geçen sene Londra Tahkim Mahkemesi OWH lehine karar verdi ve 213 milyon avro ödenmesine hükmetti.

FT, RTI’nın bu karara itiraz etmeye çalıştığını belirtti. Şirket, OWH’nin Batı kısıtlamaları altındaki bir kuruluşun iştiraki olduğunu, ancak OWH’nin kendisinin yaptırımlara tabi olmadığını vurguladı.

Bunun yanı sıra gazetenin aktardığına göre RTI, kararın uygulanmasının OWH tasfiye memurlarına “muazzam bir beklenmedik kâr” sağlayacağı görüşünde.

VTB, OWH yönetiminin eylemlerinden sorumlu olmadığını belirtti.

Banka, “Bu eylemlerin, yasa dışı ve temelsiz olduğuna inanıyoruz, çıkarlarımızla kesinlikle uyumlu değil ve bazı durumlarda onlarla çelişiyor,” ifadelerini kullandı.

Gazete, şubat ayında OWH tasfiye memurlarının, VTB’ye yönelik yaptırımların uygulanmasının ardından Angola hükümetini kredi yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladığını yazmıştı.

OWH, ülkenin hükümetine karşı krediyi geri ödemeye zorlamak amacıyla tahkim süreci başlatmıştı.

Gazprom’a Avrupa’dan 18 milyar avroluk dava

Avrupa

Birleşik Krallık, İran meselesinde karar anına yaklaşıyor

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, kabinesini ABD’nin İran’a olası bir saldırısı için alarma geçirdi.

İngiliz yetkililer, durumun “ciddi ve değişken” olduğunu söylerken, başbakanın ekibi, Trump’ın Hint Okyanusu’nda bulunan Diego Garcia’daki ortak ABD-Britanya hava üssünden İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleyip düzenlemeyeceğini tartıştı.

Birleşik Krallık şu ana kadar İsrail-İran savaşına doğrudan dahil olmadı ve Orta Doğu’daki önemli bir Batı diplomatik merkezi olan Tahran’daki büyükelçiliğinin kapatılmasına yol açabilecek hiçbir adım atmamaya kararlı görünüyor.

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi yetkililerin Financial Times’a (FT) aktardığına göre, Starmer çarşamba günü Whitehall acil durum komitesi toplantısında ABD’nin İran’a saldırı olasılığını tartıştı.

Toplantıya üst düzey kabine bakanları, askeri yetkililer, istihbarat şefleri ve ABD Büyükelçisi Lord Peter Mandelson katıldı.

Başbakan, İngiltere’nin İran’ın hava saldırılarından kendini savunması için İsrail’e herhangi bir destek sunmamasının resmi nedeni olan “gerginliğin azaltılması” çağrısını sürdürdü.

Çarşamba akşamı Starmer, İran ile yakın ilişkileri olan Katar emiri ile çatışma hakkında bir telefon görüşmesi yaptı.

Downing Street, Starmer ve Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani’nin “gerginliğin azaltılması ve diplomasiye ihtiyaç olduğunu” vurguladığını söyledi.

Salı günü Kanada’da düzenlenen G7 zirvesinde Starmer, Trump’ın “bu çatışmaya müdahil olacağını gösteren hiçbir şey” söylemediğini belirtti.

Fakat İngiliz yetkililer daha sonra Trump’ın Batılı liderlerle akşam yemeğinde gerçek düşüncelerini paylaşmasının olası olmadığını ve Beyaz Saray’ın krize yaklaşımının “tekerrür eden bir süreç” olduğunu kabul etti.

ABD’nin B2 hayalet bombardıman uçaklarıyla hava saldırıları için Hint Okyanusu’ndaki Diego Garcia üssünü kullanması, İngiltere’yi çatışmaya daha da yaklaştırabilir.

Bir İngiliz yetkili, Washington’un üssü saldırı için kullanmak üzere Londra’dan onay alması gerekip gerekmediğine dair net bir “evet veya hayır” cevabı olmadığını söyledi.

Bununla birlikte The Times’ın haberine göre ABD bu üssü kullanabilek için Birleşik Krallık’ın iznine ihtiyaç duyuyor.

Gazeteye konuşan bir ABD askeri kaynağı, “Diego Garcia, Birleşik Krallık’ın egemenliği altında. Diego Garcia ile ilgili her türlü faaliyet için izin talep ediyoruz,” diye konuştu.

ABD, Birleşik Krallık’ın Kıbrıs’taki üssünü de kullanabilir. Burada, Amerikan yakıt ikmal uçaklarını konuşlandırması da istenebilir.

Birleşik Krallık geçen ay, Chagos Adalarının egemenliğini Mauritius’a devretmek için 3,4 milyar sterlinlik bir anlaşma imzalarken, adaların en büyüğü olan Diego Garcia’daki hava üssünün 99 yıllık kiralama hakkını elinde tutmuştu.

İsrail’in Londra Büyükelçisi salı günü, Londra’nın savunma desteğinin tartışılmadığını veya talep edilmediğini söyledi.

Bu, geçen yıl nisan ayında İran’ın İsrail’e ateşlediği insansız hava araçlarının Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) savaş uçakları tarafından vurulmasına tezat oluşturuyor. RAF uçakları, geçen ekim ayında Tahran’ın İsrail’e düzenlediği füze saldırısı sırasında da yardım sağladı.

Britanya ile Mauritius arasındaki Chagos meselesi: ABD de topa girdi

Birleşik Krallık, geçen yıl ABD’nin Yemen’de düzenlediği askeri saldırılara da yardım etmişti.

İngiltere’nin mevcut krize müdahil olması, ABD’nin büyükelçiliği bulunmayan Tahran’da İngiliz diplomatların varlığının devamı konusunda soru işaretleri yaratabilir.

Downing Street sözcüsü, Whitehall komitesi toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Bakanlar, bölgedeki İngiliz vatandaşlarını destekleme ve bölgesel güvenliği sağlama çabaları ile devam eden diplomatik girişimler hakkında bilgilendirildi,” dedi.

Starmer, “İsrail’in kendini savunma hakkını” defalarca vurguladı ve İran’ın nükleer silah geliştirmesine izin verilemeyeceğini söyledi, fakat ABD’nin İsrail-İran çatışmasına müdahalesini destekleyip desteklemeyeceğini söylemekten kaçındı.

Başsavcı Lord Hermer, Londra’nın çatışmaya müdahalesinin yasallığı konusunda endişelerini dile getirdi. Hukuki görüşüne göre, Britanya müdahalesini “savunma amaçlı” destekle sınırlamalıdır. 

Fakat başka bir hükümet kaynağı, İngiltere’nin ABD’nin İran’a karşı bombardıman düzenleme talebini reddetmesinin “özel ilişkiler” üzerinde önemli etkileri olacağı endişesini dile getirdi.

The Times’a göre toplantıda bakanlar, desteği tamamen kesmek, Diego Garcia’nın kullanımına izin vermek, lojistik destek sağlamak ve tam ölçekli bir askeri müdahale gibi çeşitli senaryoları tartıştı. Sınırlı bir destek teklifi en olası karar olarak görülüyor.

Henüz bir karara varılamadı ve hükümet, ABD askeri güçleri yerleştirilmeden önce kısa bir “fırsat penceresi” içinde Trump’ın müdahale etmemesi için ikna edilebileceğini umuyor.

Bölgede konuşlanmış birliklerin hedef alınacağı endişesiyle İngiliz ordusu yüksek alarmda. İngiliz personelini korumak için şu anda Kıbrıs’ta 14 adet Typhoon uçağı bulunuyor ve İngiltere’nin çatışmaya katıldığı görülürse Bağdat ve Erbil’de konuşlanmış 100 İngiliz askerinin saldırıya uğrayabileceği endişesi var.

Teorik olarak, Typhoonlar, IŞİD’e karşı yürütülen “Shader Operasyonu” kapsamında Irak ve Suriye üzerinde uçuyor ve İngiliz askerlerini insansız hava araçlarının saldırılarından korumak veya vekil güçlere hassas güdümlü Paveway IV bombaları atmak için kullanılabilir.

ABD’nin İran’a yönelik herhangi bir saldırısının, başlangıçta İsrail’in yok etmek için yeterli bombaya sahip olmadığı, ağır şekilde güçlendirilmiş Ferda nükleer tesisine odaklanabileceği konuşuluyor.

Ferda’yı delebilecek ABD’nin sığınak yıkıcı bombaları, Amerikan B2 hayalet bombardıman uçaklarından fırlatılmalı ve Washington, Tahran’a nükleer anlaşmayı kabul etmesi için baskılarını artırırken mart ayında Diego Garcia’ya en az altı adet B2-A yerleştirdi.

Uzmanlar, ABD’nin Missouri’deki ana üssünden B2 saldırıları düzenleyebileceğini fakat ek mesafe ve yakıt ikmali ihtiyacının herhangi bir görevi daha da zorlaştıracağını belirtti.

Bir İngiliz hükümet sözcüsü, “varsayımsal operasyonlar hakkında yorum yapmayacaklarını” söyledi.

Bu arada, Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma Bakanlığı (FCDO), Tel Aviv ve Kudüs’teki İngiliz büyükelçiliği ve konsolosluk personelinin aile üyelerinin “ihtiyati tedbir olarak geçici olarak geri çekildiğini” açıkladı.

Bu karar, İsrail’deki İngiliz vatandaşlarına İngiliz büyükelçiliği veya konsolosluğuna kayıt yaptırmaları, fakat ülkeyi terk etmeleri talimatı verilmeyen FCDO’nun mevcut tavsiyesiyle çelişiyor.

İngiliz yetkililer, danışmanlık ve diğer konsolosluk yardımları için kayıt yaptıranların sayısının “binlerce” olduğunu ve bunların çoğunun çifte vatandaşlığa sahip (İngiliz-İsrail) kişiler olduğunu belirtti.

FCDO, Mısır veya Ürdün üzerinden ticari karayolları kullanarak ülkeden ayrılmanın hala mümkün olduğunu bildirdi, fakat İngiliz vatandaşlarının İsrail’den çıkmaya çalışmamasını tavsiye etti.

10 Numara sözcüsü, “İngiliz vatandaşlarına temel mesajımız, yerel yetkililerin tavsiyelerine uymaları, barınakların yakınında kalmaları ve FCDO’ya varlıklarını bildirmeleri,” dedi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB, İsrail vatandaşlarına vizesiz seyahati askıya alabilir

Yayınlanma

Avrupa Birliği, Gazze Şeridi’ndeki eylemleri nedeniyle İsrail vatandaşları için vizesiz seyahat rejimini askıya almayı değerlendiriyor. Vize muafiyetinin askıya alınması teklifinin, BM şartı, insan hakları ve uluslararası hukuk normlarının ihlali gibi gerekçelere dayandırıldığı belirtildi.

Avrupa Birliği’nin (AB), Gazze Şeridi’ndeki eylemleri nedeniyle İsrail vatandaşlarının Schengen bölgesine yönelik kısa süreli vizesiz seyahat hakkını askıya alabileceği bildirildi.

Euronews‘in Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) kaynaklara dayandırdığı habere göre, söz konusu adımın atılması için parlamentodaki siyasi gruplar tarafından teklif sunuldu.

Gerekçe uluslararası hukukun ihlali

Habere göre, vizesiz giriş rejiminin askıya alınması; Birleşmiş Milletler (BM) şartının, insan haklarının ve uluslararası insani hukuk normlarının ihlal edilmesinin yanı sıra uluslararası mahkemelerin kararlarına uyulmamasına dayandırılacak.

Teklifi sunan AP’deki “birkaç siyasi grup”, İsrail’in eylemlerine ve Gazze’deki savaş suçlarına odaklandı.

Slovenyalı AP üyesi Matjaž Nemec ise yaptığı bir yorumda, bu önlemlerin “herhangi bir ülkeye özel olarak yönelik olmadığını” belirtti.

Böyle bir kararın alınabilmesi için üye devletlerin onayı gerekiyor ve nitelikli çoğunlukla engellenebiliyor.

Yasağın süresinin Avrupa Konseyi ile yapılacak mutabakatla uzatılabileceği de kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Alman ordusu kışla inşaatlarını hızlandırıyor

Yayınlanma

Rusya ile savaşa hazırlık amacıyla Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) yeniden yapılandırılması ve modernizasyonu sürüyor.

German Foreign Policy’de yer alan analize göre bu kapsamda, federal hükümet Bundeswehr kışlalarının inşaat çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Federal Savunma Bakanlığı, geçen yıl Bundeswehr mülklerine yaklaşık 1,6 milyar avro yatırım yaptığını açıkladı.

Bu, on yıllık zaman dilimi içinde önemli bir artış anlamına geliyor: 2013 yılında bu rakam 600 milyon avro iken, 2023 yılında 1,3 milyar avroya çıkarak iki katından fazla arttı; 2023’ten 2024’e kadar artış yine yüzde 20’nin üzerinde oldu.

Berlin, kışlalarda yeni barınaklar, eğitim tesisleri ve yeni silah sistemleri için özel binalar inşa ettiriyor.

Federal hükümet, askeri inşaat projelerine yönelik bürokratik engelleri de önemli ölçüde azalttı ve önümüzdeki aylarda daha fazla deregülasyon adımları atmayı planlıyor. Bu, en azından şirketler tarafından standartlaştırılmış inşaatları mümkün kılmayı amaçlıyor.

Berlin, özerk bir (acil durum) elektrik tedarik sistemi kurarak Bundeswehr mülklerini daha dayanıklı hale getirmek istiyor. Nükleer güce sahip Rusya ile bir savaşta, Bundeswehr kışlaları, Mali veya Afganistan’daki savaşlardan farklı olarak potansiyel bir saldırı hedefi olacak.

Bundeswehr’in neredeyse tüm mülklerinde inşaat var

Savunma Bakanı Boris Pistorius’un geçen yıl talep ettiği “2029’a kadar savaşa hazır olma” hedefine ulaşmak için, Savunma Bakanlığına göre “Bundeswehr’in neredeyse tüm mülklerinde inşaat çalışmaları planlanıyor veya yürütülüyor.”

Savaş hazırlığı yanında, Bundeswehr kışlalarına yapılan yatırımlarda “üretimi artırma kabiliyeti” de “öncelikli hedef” olarak belirtiliyor.

Savunma Bakanlığının son raporuna göre, “büyük bir zaman baskısı” var. Geçen yıl 450’den fazla inşaat projesi tamamlandı, bu rakam 2023’e göre yüzde 20 daha fazla. Böylece Bundeswehr, 38.000 metrekare ek ofis alanı ve 48 yeni eğitim tesisi gibi imkanlara kavuştu.

Şu anda askerlerin barınma yerlerinin yüzde 60’ı, ofis alanlarının yüzde 70’i ve eğitim tesislerinin yüzde 70’i iyi ila çok iyi durumda

Bakanlık, Bundeswehr mülklerinde proje ve inşaat hacminin yıllık yüzde 10 ila 20 oranında artmasını planlıyor. Şu anda toplamda yaklaşık 8.000 askeri inşaat projesi olduğu belirtiliyor. Bu, Şubat 2024’te açıklanan sayıdan 1.000 daha fazla.

Berlin, orta vadede 24 milyar avro, uzun vadede ise 67 milyar avro federal ordu arazilerine yatırım yapmayı planlıyor.

Ordu inşaatları için bürokrasi azaltılıyor

Askeri mülklerdeki inşaat çalışmalarını hızlandırmak için Savunma Bakanı Pistorius, geçen yıl eyaletlerle işbirliği içinde bir dizi önlem hazırladı. Amaç, bürokratik engelleri kaldırmak ve bakanlıklar arası işbirliğini daha verimli hale getirmekti.

Savunma Bakanlığı, daha önce bahsedilen raporunda, askeri inşaatlar için çok sayıda yasal düzenlemenin yürürlükten kaldırıldığını duyurdu. Ayrıca, Federal Altyapı, Çevre Koruma ve Hizmetler Ofisinde (BAIUDBw) “hızlı projeler”in uygulanması için yeni bir organizasyon yapısı oluşturuldu.

Bakanlık, önümüzdeki aylarda ve yıllarda askeri federal inşaatların daha da hızlandırılması için ek deregülasyon adımları planlıyor, çünkü 24 milyar avro değerindeki mevcut projeler mevcut gerçekleştirme olanaklarını çok aşıyor.

Planlanan inşaat çalışmalarını yine de hızlandırmak için Berlin, ihale, inşaat ve çevre hukukunda daha fazla “yasa basitleştirmesi” planlıyor. Federal hükümet, diğer şeylerin yanı sıra, ordunun inşaat projelerinin “onaylanması ve ruhsatlandırılması” konusunda “kendi uygulama yetkilerini” genişletmek ve inşaat ihalelerinin parça parça verilme ilkesini tamamen kaldırmak istiyor.

Böylece, “genel yüklenicilerin devreye girmesini” sağlamak ve “Bundeswehr için inşaatın büyük ölçüde standartlaştırılması” hedefine ulaşmak istiyor.

Tüm askeri yeni inşaatlar için ülke çapında tek tip bir temel olarak, gelecekte dört standart tipte bina olacak. Bu, en azından “mümkün olan en yüksek […] endüstriyel […] ön üretim”ü mümkün kılmak için atılan bir adım ve ancak çok sayıda yeni inşaat planlandığında anlamlı.

Alman devleti, Deutsche Bahn ve Lufthansa’yı savaşa hazırlıyor

Daha fazla asker için daha fazla yatak

Raporda, Bundeswehr’in yeni binalarının standardizasyonunun, Federal Gayrimenkul İdaresinin (BfI) 32 Bundeswehr kışlasında “kendi banyosu olan” 7.300 tek kişilik konaklama birimi inşa etmesini öngören Bundeswehr konaklama inşaat programı için “önemli bir temel taşı” olduğu belirtiliyor.

Askerler için özel banyolar sağlayarak Berlin, nükleer güce sahip Rusya ile savaş tehdidi altında olduğu bu dönemde “Bundeswehr’in işveren olarak cazibesini daha da artırmayı” umuyor. 

Fakat askerlerin kışla planlamasına istek ve fikirlerini dahil etme imkanlarının gelecekte “kısıtlanacağı” belirtiliyor. Federal Savunma Bakanlığı, “silahlı kuvvetlerin savaşa hazır hale gelmesi için gerekli olan asker sayısının artırılması” için yeni barınma kapasitesine ihtiyaç duyuyor.

Zorunlu askerlik hizmetinin yeniden getirilmesi de kışlalarda yeterli yatak sayısının bulunmasını gerektiriyor. Barınma tesislerinin yanı sıra, “büyüyebilen silahlı kuvvetler”in, acemi askerleri görev yapabilir hale getirmek için eğitim binalarına da ihtiyacı var.

Geçen yıl Berlin, Puma zırhlı araç mürettebatı için bir eğitim tesisi ve Heron TP keşif uçağı için bir uçuş simülatörü kurdu. 15 eğitim tesisi daha inşa edilecek.

İnşaat projelerinde odak noktası ‘yurt ve NATO’ savunması

Uzun ve kısa vadeli asker artışının yanı sıra, inşaat çalışmaları, Rusya ile bir savaşa hazırlık amacıyla Bundeswehr’in yapısal uyumuna da hizmet ediyor. Raporda, “inşaat projelerinin odak noktasının ülke ve ittifak savunması” olduğu belirtiliyor.

Ayrıca inşaat çalışmalarıyla “yurt içindeki gayrimenkul işletmesi de değişen güvenlik politikası koşullarına” uyarlanacak. Federal hükümet, 2014 yılında silahlı kuvvetleri yeniden yapılandırmaya başlamıştı: Asya ve Afrika’da müdahale savaşları yürüten bir ordudan, Doğu Avrupa’da Rusya’ya karşı pozisyon alan bir orduya dönüştürülmesi hedefleniyordu.

Avrupa’da büyük bir savaşın tehdidi karşısında, federal hükümet şimdi Bundeswehr kışlaları için de “ilk acil direnç önlemleri”ni başlattı – örneğin acil durum jeneratörlerinin satın alınması.

Bundeswehr’in savaş hazırlıkları kapsamında yeniden yapılandırılmasıyla bağlantılı olarak satın alınan silah sistemleri de inşaat önlemlerini gerektiriyor. Örneğin Büchel’deki F-35A savaş uçağı, ağır nakliye helikopteri CH-47 Chinook, yeni deniz keşif uçağı P-8A Poseidon ve Arrow füze savunma sistemi, kışlalarda konuşlandırılabilmeleri için özel binalara ihtiyaç duyuyor.

Berlin, 2014 yılında başlattığı ordusunu Rusya’ya karşı bir savaşa hazırlama politikasını, Federal Savunma Kuvvetlerinin bina yapılarında da somutlaştırmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »