Rusya
Rus fabrikaları Çin, Hindistan ve Türkiye’den yaklaşık 50 bin işçiyi işe aldı

Rusya’daki sanayi kuruluşları, 2024 yılında hükümetin belirlediği kotayı yüzde 16 aşarak Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerden yaklaşık 50 bin yabancı işçi istihdam etti. Uzmanlar, iş gücü açığının Ukrayna’daki savaş ve savunma sanayisine yönelik personel kaymasından kaynaklandığını belirtiyor.
Rusya’daki büyük ve küçük ölçekli sanayi kuruluşları, 2024 yılında iş gücü açığını kapatmak için vize rejimine tabi ülkelerden 47 bin yabancı işçi istihdam etti.
Vedomosti gazetesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine dayandırdığı haberine göre, işe alınan yabancı personel sayısı, hükümetin belirlediği 40 bin 500 kişilik başlangıç kotasını yüzde 16 oranında aştı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, yabancı işçi kotasının piyasanın ihtiyaçları ve bölgelerden gelen talepler doğrultusunda belirlendiği ifade edildi.
Rusya’da aranan niteliklere sahip personel bulunamadığı durumlarda yurt dışından işçi getirilmesinin “nesnel bir gereklilik” olduğu vurgulandı. İşe alınan personelin büyük bir kısmının Çin, Hindistan, Türkiye ve Sırbistan gibi ülkelerden geldiği belirtildi.
En çok aranan meslekler kaynakçılık ve inşaat
Personel temini konusunda faaliyet gösteren Intrud adlı kuruluşun yönetici direktörü Dmitriy Lapşinov, Rus işverenler arasında özellikle kaynakçı, betoncu ve sıvacı gibi inşaat sektörü uzmanlarına yönelik yüksek bir talep olduğunu belirtti.
Lapşinov, gıda ve tarım sektörleri için de yoğun bir şekilde yabancı personel arandığını sözlerine ekledi.
Lapşinov, işverenlerin en çok Çin, Hindistan, Myanmar, Sri Lanka, Vietnam ve Filipinler’den uzman getirmek için kendilerine başvurduğunu ifade etti.
Bu ülkelerden gelen çalışanların çoğunun Budist ve Hindu olduğunu belirten Lapşinov, “Bu dinlerde iç disiplin, kurallara saygı ve gelişme arzusu değerlidir. Bu tür çalışanlar sorumlu, sakin ve çatışmaya eğilimli değiller,” dedi.
İş gücü açığının nedeni savaş ve savunma sanayisi
Rusya Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi (RANHİGS) Uygulamalı Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden (İPEİ) kıdemli araştırmacı Viktor Lyaşok, inşaat, imalat ve teknoloji sektörlerindeki işçi açığının Ukrayna’daki savaş ve ithal ikamesi politikalarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.
İPEİ RANHİGS Mekansal Analiz ve Bölgesel Teşhis Araştırma Merkezi Direktörü Dmitriy Zemlyanskiy ise bu durumun, söz konusu sektörlerden savunma sanayisi kompleksindeki işletmelere doğru bir personel akışı yaşanmasından kaynaklandığını açıkladı.
Zemlyanskiy, “İnşaat sektörü, vizesiz ülkelerden gelen göçmen sayısındaki azalmanın da etkisiyle en büyük personel açığını koruyor. Aynı zamanda, son yıllarda özellikle Uzak Doğu gibi iş gücü sıkıntısı çekilen bölgelerde madencilik alanındaki yeni projelerin önemli sayıda yabancı işçi çekilerek hayata geçirildiğini de belirtmek gerekir,” diye ekledi.
Rusya
Rusya: Sırbistan’ın silah ihracatını durdurma sözüne güveniyoruz

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, Sırbistan’ın silah ihracatını durdurma yönündeki açıklamalarına güvendiklerini ancak bu kararın fiili olarak uygulanıp uygulanmadığını denetleyeceklerini bildirdi. SVR daha önce, Sırbistan’da üretilen mühimmatın NATO ülkeleri üzerinden Ukrayna’ya ulaştırıldığını bildirmişti.
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, Sırbistan’ın silah ihracatını durdurma yönündeki açıklamalarına güvendiklerini ancak bu kararın fiili olarak uygulanıp uygulanmadığını denetleyeceklerini belirtti.
Narışkin, TASS haber ajansına yaptığı açıklamada, Moskova’nın Belgrad’ın sözlerini yakından takip edeceğini vurguladı.
Narışkin, SVR’nin Sırbistan’ın Ukrayna’ya askeri ürünler tedarik ettiğine dair bilgileri sonrasında Belgrad’dan beklenen tepkiye ilişkin soruya yanıt verdi.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vučić’in “Sırbistan’ın silah ihracatını durdurmuyorsa bile askıya aldığı” yönündeki açıklamasını hatırlatan Narışkin, “Kontrol edeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Rusya’dan ‘dolaylı sevkiyat’ iddiası
Rusya Dış İstihbarat Servisi, 23 Haziran’da yaptığı bir açıklamada, Sırbistan’ın Ukrayna’nın çıkarları doğrultusunda askeri ürün ihraç etmek için dolaylı yollar kullandığını iddia etmişti.
SVR’ye göre, Sırp savunma sanayii işletmelerinde üretilen mühimmat, montaj için parça setleri halinde NATO ülkelerine gönderiliyordu.
Açıklamada, Sırbistan’daki üreticilerin ürünlerinin nihai alıcısının kim olduğunu bildikleri de öne sürülmüştü.
Bu iddiaların ardından aynı gün Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Sırbistan’dan Kiev’e olası silah sevkiyatı hakkında net bir açıklama talep etmişti.
Rusya: Sırbistan, kâr hırsı için asırlık dostluğu hiçe sayıyor
Vučić’ten ‘üçüncü ülkeler’ vurgusu
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vučić ise 13 Haziran’da yaptığı bir açıklamada, yerel yasalara göre Belgrad’ın Ukrayna’ya doğrudan silah ihraç etme hakkına sahip olmadığını belirtmişti.
Ancak Vučić, Sırp silahlarının üçüncü ülkeler aracılığıyla Ukrayna topraklarına ulaşabileceğini ifade etmişti.
Rusya
Kremlin, ABD’nin İran’a saldırısının sonuçlarını değerlendirdi

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarının sonuçlarını anlamak için henüz erken olduğunu belirtti. Peskov ayrıca, Putin ve Arakçi görüşmesinde Rusya’nın arabuluculuğunun gündeme gelmediğini ve Moskova’nın ateşkesten memnuniyet duyduğunu açıkladı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından durumun ilgili kanallar aracılığıyla takip edildiğini ancak hasarın boyutunu anlamak için henüz çok erken olduğunu söyledi.
Moskova’nın İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkesten memnuniyet duyduğunu belirten Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi arasındaki görüşmede arabuluculuk konusunun gündeme gelmediğini açıkladı.
Peskov, düzenlediği basın toplantısında, “Henüz çok az zaman geçti, sahadaki durumu analiz ederek ne kadar ciddi bir zarar verildiğini anlamak gerekiyor. Şu anda kimsenin net bir anlayışa sahip olması pek mümkün değil,” ifadelerini kullandı.
‘Putin-Arakçi görüşmesinde arabuluculuk gündeme gelmedi’
Gazetecilerin, Putin ve Arakçi görüşmesinde Rusya’nın ABD ile İran arasındaki çatışmada arabuluculuk yapmasının ele alınıp alınmadığı yönündeki sorusuna Peskov, “Hayır, bu konu gündeme gelmedi,” yanıtını verdi.
Arakçi’nin Amerikan tarafına iletilmek üzere bir talepte bulunup bulunmadığı veya çatışmanın çözümüne yönelik bir teklif gelip gelmediği sorularını da yanıtlayan Peskov, bu yönde bir gelişme olmadığını belirtti.
Peskov ayrıca, İran Dışişleri Bakanı’nın Putin’e, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’den yazılı bir mesaj getirmediğini, ancak “İran yönetiminden belirli mesajların” iletildiğini doğruladı.
23 Haziran’da gerçekleşen görüşmede Putin, ABD’nin İran’a yönelik saldırılarını “hiçbir gerekçesi olmayan, kışkırtılmamış bir saldırganlık” olarak nitelendirmişti.
Arakçi ise Rusya’ya “İsrail ve ABD’nin eylemlerini kararlılıkla kınadığı için” teşekkür etmişti.
‘Ateşkesi memnuniyetle karşılıyoruz’
Peskov, İran ve İsrail arasında 24 Haziran sabahı yürürlüğe giren ateşkese ilişkin, “Eğer gerçekten bir ateşkes sağlanabildiyse, bu ancak memnuniyetle karşılanabilir. Bu, Rusya Federasyonu’nun çatışmanın en başından beri çağrıda bulunduğu bir şeydi. Bunun sürdürülebilir bir ateşkes olmasını umuyoruz,” yorumunu yaptı.
Ancak ateşkesin yürürlüğe girmesinden kısa bir süre sonra İsrail, İran topraklarından yeni füzeler atıldığını ve bunların hava savunma sistemlerince engellendiğini duyurdu.
İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, Tahran’daki hedeflere “güçlü misilleme saldırıları” yapılması talimatı verdi. Tahran ise saldırı iddialarını yalanlayarak ateşkes rejiminin devam ettiğini bildirdi.
Trump ateşkes ilan etti, İran ateşkes öncesi İsrail’e füze saldırısı düzenledi
İran-İsrail gerilimi, 13 Haziran’da İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırması ve üst düzey askeri yetkilileri öldürmesiyle tırmanmıştı. 22 Haziran’da çatışmaya dahil olan ABD, İran’ın Fordo, İsfahan ve Natanz’daki üç büyük nükleer kompleksini vurdu.
İran ise 23 Haziran’da Katar ve Irak’taki Amerikan askeri üslerine saldırarak karşılık verdi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, ABD saldırısı sonucunda Natanz’daki nükleer tesiste uranyum zenginleştirme ünitesinin hasar gördüğünü bildirdi.
Ajans ayrıca, Fordo’daki tesiste delici mühimmatların açtığı kraterler tespit ederken, İsfahan’da nükleer materyallerin işlendiği binaların zarar gördüğünü açıkladı.
‘Medvedev’in görüşü bizim için tüm görüşlerden daha önemli’
Peskov, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev’in açıklamalarına verdiği tepki üzerine sorulan bir soruya da yanıt verdi. Peskov, “Dmitriy Anatolyeviç, görüşlerini sağlam ve tutarlı bir şekilde ifade ediyor. Elbette onun görüşü bizim için diğer tüm görüşlerden daha önemlidir,” dedi.
Trump, 22 Haziran’da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Medvedev’in “bazı ülkelerin İran’a nükleer silah vermeye hazır olabileceği” yönündeki sözlerine atıfta bulunmuştu.
Medvedev ise daha sonra yaptığı açıklamada, Rusya’nın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nı (NPT) imzaladığını ve İran’a silah tedarik etme gibi bir planı olmadığını, ancak İsrail’in bu anlaşmaya taraf olmadığını belirtmişti.
‘NATO azgın bir militarizasyon yolunda’
Diğer yandan Kremlin Sözcüsü Peskov, Avrupa ve NATO’nun “azgın bir militarizasyon” yolunda ilerlediğini de söyledi. Peskov, bu ifadeleri, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin, Rusya’nın neden beş yıl içinde bir NATO ülkesine saldırabileceğini düşündüğüne dair net bir yanıt verememesi üzerine kullandı.
Peskov, NATO’nun, 24-25 Haziran’da Lahey’de yapılacak zirvede üye ülkelerin savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma kararını kabul ettirebilmek için Rusya’yı bir saldırgan olarak göstermeye çalıştığını savundu.
Peskov, “Yüzde 5’lik kararı geçirmek için ne yapmaları gerekiyor? Bunun için bir cehennem zebanisi, bir canavar yaratmaları gerekiyor. NATO’daki bu yetkililerin bakış açısına göre, canavar rolü için en uygun ülke doğal olarak bizim ülkemizdir,” diye ekledi.
Rusya
Lavrov: İran-İsrail ateşkesinin kalıcılığını konuşmak için erken

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Ukrayna’ya yönelik yaklaşımlarının sürekli değiştiğini ve bunun ilk planlarının başarısızlığını gösterdiğini söyledi. Lavrov, Moskova’nın ilişkileri yeniden kurmak için Batılı ülkelerden teklif bekleyeceğini belirtirken, İran-İsrail ateşkesinin kalıcılığı konusunda ise temkinli konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Primakov Okumaları uluslararası forumunda yaptığı konuşmada, Batılı liderlerin Ukrayna konusundaki yaklaşımlarının sürekli değiştiğini ve bunun ilk planlarının başarısızlığını yansıttığını ifade etti.
Lavrov, Moskova’nın ilişkileri düzeltmek için Batı’dan teklif bekleyeceğini belirtirken, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin kalıcılığı hakkında kesin yorum yapmak için henüz erken olduğunu vurguladı.
Batı’nın sloganları ‘stratejik yenilgiden’ koşulsuz ateşkese evrildi
Lavrov, askeri müdahalenin başlangıcında Batı’nın “Rusya’ya savaş alanında stratejik bir yenilgi yaşatma” gerekliliği konusunda histerik bir şekilde bağırdığını hatırlattı.
Zamanla bu sloganın değiştiğini ve “Rusya, Ukrayna’da kazanmamalı” şeklinde ifadelere dönüştüğünü belirten Lavrov, gelinen noktayı şu sözlerle özetledi:
“Şimdi ise ön koşulsuz derhal ateşkes talep ediyor, rica ediyor, hatta yalvarıyorlar. Bu, Vladimir Zelenskiy’in birkaç yıl önce savaş alanında stratejik yenilgi sloganı altında yaşarken ve çalışırken kategorik olarak reddettiği şeyin ta kendisi.”
Bakan, Batı’nın strateji ve taktiğinin fiyaskosunun aşikâr olduğunu ancak “Avrupa’nın hâlâ çabalamaya devam ettiğini” kaydetti.
Avrupa müzakere istiyor
Mayıs ayında Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Kiev ve müttefikleri tarafından önerilen 30 günlük ateşkesin ardından Avrupalı ülkelerin İstanbul’da yapılması muhtemel Rusya-Ukrayna müzakerelerinde temsil edilmek istediklerini bildirmişti.
Barrot, Moskova’nın ateşi kesmeyi reddetmesi durumunda ABD ve Avrupa Birliği’nin Rusya üzerindeki baskıyı artırmasını ve geniş çaplı yaptırımlar uygulamasını beklediklerini ifade etmişti.
Buna karşılık ABD Başkanı Donald Trump, defalarca yeni Rusya karşıtı yaptırımlardan kaçındığını, bunun sebebinin ise anlaşmaya yakın olduğuna inandığı barış görüşmelerini tehlikeye atmamak olduğunu belirtmişti.
20 Haziran’da Trump, Senatör Lindsey Graham’ın Ukrayna ziyareti sırasında Rusya’dan gelen enerji kaynaklarına yüzde 500’lük ikincil gümrük vergisi getirilmesini öngören bir yasa tasarısını senatoda ilerletme niyetine ilişkin açıklamaları üzerine, ifadelerin daha dikkatli seçilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise 10 Haziran’da yaptığı açıklamada, Avrupa ile gelecekteki anlaşmalar için herhangi bir ortak zemin bulunmadığını söylemişti. Peskov, bunun nedenini Avrupa’nın “şimdilik savaşa odaklanmış olması” ve Rusya ile ortak zemin arama niyetine dair sinyal vermemesi olarak açıklamıştı.
‘Hatalarını anladıklarında tekliflerle gelsinler’
Lavrov, mevcut “uluslararası küstahlık” sona erdiğinde Rusya’nın ilişkileri yeniden kurmak için Batılı ülkelerden teklif beklediğini de dile getirdi.
Birçok ülkenin kendi halklarının zararına olacak şekilde Rusya ile ilişkilerini kestiğini ve devasa mali ve itibari kayıplara uğradığını savunan Lavrov, “Bırakalım onlar, hatalarını anladıklarında bize gelsinler ve tekliflerini söylesinler, biz de kendi çıkarlarımıza göre karar veririz,” diye konuştu.
‘İran-İsrail ateşkesi için konuşmak erken’
Konuşmasında Orta Doğu’daki gelişmelere de değinen Lavrov, İran ve İsrail arasında varılan ateşkesin sağlamlığı hakkında nihai sonuçlar çıkarmanın bu aşamada erken olacağını söyledi.
Gelen bilgilere göre ABD’nin İsrail’i ateşkese ikna ettiğini, Katar’ın da Tahran ile müzakerelerde benzer bir rol oynadığını belirten Lavrov, ateşkes ilanından sonra her iki taraftan da roket saldırılarının devam ettiğine dair haberler geldiğini vurguladı.
Lavrov, “Şu anda olan bitenin tam bir resmini oluşturmak çok zor, bilgiler parçalı geliyor. Aceleci değerlendirmeler yapmamak gerek,” ifadelerini kullandı.
Moskova’nın gerilimi düşürmeye yönelik her türlü adımı desteklediğini ve uzun vadeli bir ateşkes umduğunu belirten bakan, “Ama biz barıştan yanayız,” diye ekledi.
24 Haziran’da Türkiye saatiyle 08.08’de ABD Başkanı Donald Trump, İran ve İsrail arasındaki ateşkesin yürürlüğe girdiğini duyurmuştu.
Trump, bu açıklamadan önce tarafların “tam bir ateşkes için tam bir anlaşmaya” vardığını söylemişti. İran medyası da ateşkesin yürürlüğe girdiğini doğrulamıştı.
Ancak İsrail saatiyle 10.58’de Savunma Bakanı İsrail Katz, İran’ın ateşkes anlaşmasını iki balistik füze fırlatarak ihlal ettiğini açıkladı.
Katz, İsrail ordusuna “İran’ın ateşkes ihlaline, Tahran’ın kalbindeki rejim hedeflerine yoğun saldırılarla kararlı bir şekilde yanıt vermesi” talimatını verdiğini duyurdu.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş7 gün önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?