Diplomasi
Rusya Libya’daki hava üssünü onardı: Suriye’den silah sevkiyatı başladı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesi ve bunun Hmeymim ve Tartus’taki üslerin varlığını tehlikeye atmasının ardından Rusya, Libya’da yoğun bir faaliyet başlattı. Moskova’nın önceliği silah sevkiyatı oldu.
Le Monde gazetesine konuşan diplomatik kaynaklara göre, aralık ayından bu yana İlyuşin tipi kargo uçakları, el-Hadim ve el-Cufra üslerine haftada ortalama dört kez uçuş yapıyor.
Ancak Suriye’deki üslerle ilgili sorunlar, alışılagelmiş lojistiği bozdu.
Flightradar24 verilerine göre, Rus uçakları artık müttefik Belarus’tan Türkiye’yi dolaşarak doğrudan uçmak zorunda kalıyor. Ankara, ülkenin doğusunu kontrol eden Halife Hafter ile savaşan, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe hükümetini destekliyor.
Askeri teçhizat da deniz yoluyla taşınıyor. Fakat Suriye’deki Tartus üssü ile Libya’nın doğusundaki Tobruk ve Bingazi limanları arasındaki bağlantının kesilmesi nedeniyle gemiler, Baltık Denizi’nden Atlantik ve Cebelitarık Boğazı üzerinden doğrudan gitmek zorunda kalıyor.
Gazeteye göre, Rus birlikleri ayrıca Libya’nın güneydoğusunda, Çad sınırına 100 kilometre ve Sudan’a 300 kilometre mesafede bulunan terkedilmiş Maaten el-Sarra havaalanını onardı.
Uydu görüntüleri, 3,9 kilometre uzunluğundaki pistin yenilenmesinin Şubat 2025 başlarında tamamlandığını gösteriyor.
Le Monde’a konuşan kaynaklar, Rusya’nın, eğer Şam’daki yeni yönetimle donanmasının Tartus’taki varlığını sürdürme konusunda anlaşamazsa, Libya’da Tobruk veya Sirte limanlarında tam teşekküllü bir deniz üssü kurmaya çalışabileceğini düşünüyor.
Geçtiğimiz yıl üst düzey Rus yetkililer, Yunanistan ve İtalya’ya 640 kilometreden daha yakın konumda bulunan Bingazi veya Tobruk limanlarındaki uzun vadeli rıhtım haklarını görüşmek üzere Hafter ile bir araya geldi.
Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov da dahil olmak üzere yetkililer Libya’yı ziyaret etti.
Aralık ayında Amerikalı bir yetkili, The Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada, Rusya’nın askeri gemilerini kabul edebilmeleri için Tobruk’taki liman tesislerini modernize etme ihtimalini değerlendirdiğini söyledi.
Moskova, Libya’yı Sahel bölgesindeki Burkina Faso, Mali, Nijer ve Sudan gibi ülkelerdeki nüfuzunu güçlendirmek için lojistik merkez olarak kullanıyor.
Üstelik Hafter’in Rus tesisleri üzerinde sınırlı kontrolü var. Trablus’taki bir kaynak, “Subaylarının Rus üslerine erişmesine bile izin verilmiyor,” dedi.
Diplomasi
Trump-Putin telefon görüşmesinde neler konuşuldu?

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde Ukrayna’daki “kan dökülmesinin” sona ermemesi halinde müzakerelerden çekilebileceği uyarısında bulundu ve Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulamayacağını belirtti. Putin, Ukrayna ile gelecekteki bir barış anlaşması için ilkeleri, zaman çizelgesini ve ateşkes koşullarını içeren bir memorandum üzerinde çalışmaya hazır olduklarını ifade ederken, Zelenskiy de böyle bir belgeyi imzalamaya açık olduklarını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump, 19 Mayıs akşamı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iki saatlik bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşmenin ardından Beyaz Saray’da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Trump, Putin’e Ukrayna’daki “kan dökülmesinin” ne zaman sona ereceğini sorduğunu ve müzakerelerde “kayda değer bir ilerleme” olmaması durumunda çatışmanın çözüm sürecinden çekilebileceği uyarısında bulunduğunu söyledi.
Trump ayrıca, Rusya ve Ukrayna’nın ateşkes ve savaşı sona erdirme konusunda “derhal” müzakerelere başlayacağını duyurdu.
Trump’tan yaptırım mesajı
Trump, Putin’e hitaben, “Ona dedim ki: İlerlemeniz gerekiyor. Ve şunu da ekledim: Eğer bunu yapamayacağınızı düşünürsem, [çözüm sürecinden] çekileceğim, çünkü ne yapılabilir ki,” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı, müzakerelerden çekilme kararı alacağı bir “kırmızı çizgisi” olduğunu belirtti ancak bunun ne olduğunu açıklamadı.
Böyle bir durumda ABD’nin çözümdeki rolünü Avrupa’ya devredeceğini ifade eden Trump, Ukrayna’daki savaşın en başından beri Avrupa’nın sorunu olarak kalması gerektiğini ve Washington’un müdahil olmaması gerektiğini vurguladı.
Buna rağmen Trump, Putin ile yaptığı görüşmenin ardından önemli değişiklikler olacağına dair güvencesini dile getirdi. ABD Başkanı, “Büyük egolar devrede ama bir şeyler olacağını düşünüyorum,” dedi.
Savaşın sona ermesi konusunda ilerleme şansı olduğu için Rusya’ya yaptırım uygulamayacağını da belirten Trump, “Eğer bunu yaparsanız (Rusya’ya yaptırım uygularsanız), durumu çok daha kötüleştirebilirsiniz. Ancak bunun olacağı bir zaman gelebilir,” diye ekledi.
Trump, Truth Social adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iki saatlik telefon görüşmem az önce sona erdi. Çok iyi geçtiğine inanıyorum. Rusya ve Ukrayna derhal ateşkes ve daha da önemlisi savaşın sona ermesi için müzakerelere başlayacak,” ifadelerini kullandı.
Gelecekteki anlaşmaların koşullarının doğrudan Moskova ile Kiev tarafından belirleneceğini, çünkü “kimsenin bilmediği detayları sadece onların bildiğini” vurguladı. Trump, Putin ile görüşmesinin yapıcı bir atmosferde geçtiğini de sözlerine ekledi.
Putin’den barış anlaşması için memorandum önerisi
Trump ile görüşmesinin ardından Vladimir Putin de bir açıklama yaparak, Rusya’nın ancak “uygun anlaşmalara” varılması durumunda ateşkes olasılığını değerlendirmeye hazır olduğunu belirtti.
Moskova için temel önceliğin “bu krizin temel nedenlerinin” ortadan kaldırılması olduğunu bir kez daha vurgulayan Putin, “Rusya, Ukrayna tarafıyla olası bir gelecekteki barış anlaşmasına ilişkin bir memorandum üzerinde çalışmaya hazır,” ifadesini kullandı.
Putin’e göre bu belge, çözüm ilkeleri, barış anlaşmasının imzalanması için zaman çizelgesi ve olası geçici ateşkes koşulları gibi bir dizi kilit parametreyi içerebilir.
Zelenskiy memoranduma yeşil ışık yaktı
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise, Kiev’in Moskova ile savaşı sona erdirecek bir anlaşmanın yolunu açacak bir memorandum imzalamaya hazır olduğunu belirtti. Zelenskiy, Moskova’nın ateşkesin nasıl sağlanabileceği ve sonraki adımların ne olabileceği konusundaki görüşlerini anlamak için yeni bir müzakere turu öncesinde Rusya’nın belge taslağını bekleyeceklerini ifade etti.
Ukrayna ve Rusya temsilcilerinin bir sonraki toplantısının Vatikan, İstanbul veya İsviçre’de ABD, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık’ın katılımıyla gerçekleşebileceğini de sözlerine ekledi.
Kremlin: Memorandum için belirli bir takvim yok
Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Ukrayna ile olası bir barış anlaşması memorandumu hazırlanması için herhangi bir özel takvim belirlemediğini açıkladı.
Peskov, “Takvim yok ve olamaz. Herkesin bunu mümkün olan en kısa sürede yapmak istediği açık, ancak elbette tüm şeytan ayrıntılarda gizli,” dedi.
Peskov’a göre, Moskova ile Kiev kendi memorandum taslaklarını oluşturacak ve ardından taraflar “nihayetinde tek bir metin üzerinde anlaşmak için karmaşık temaslarda” bulunacaklar.
Aynı zamanda, Rusya için herhangi bir belgedeki en önemli şeyin “bu çatışmanın temel nedenlerinin ortadan kaldırılması” olduğunu vurguladı.
Peskov ayrıca, “Rusya ve Ukrayna arasındaki temasların devam edeceği yer konusunda henüz somut kararlar alınmadı,” diye belirtti.
Donald Trump ve Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesi 19 Mayıs akşamı gerçekleşti. Bu görüşmeden önce Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile de bir telefon görüşmesi yapmıştı.
The Wall Street Journal‘ın haberine göre, Beyaz Saray Başkanı Zelenskiy’e Putin ile görüşmesinde hangi konuları gündeme getirmesi gerektiğini sordu.
Zelenskiy’nin ise Trump’tan Putin’i kendisiyle kişisel bir görüşme yapması gerektiğine ikna etmesini istediği ve ABD Başkanı’na böyle bir toplantıya katılmasını teklif ettiği bilgisi paylaşıldı.
Ayrıca Zelenskiy, Trump’ın Washington’un Ukrayna ile ilgili hiçbir kararı Kiev’in katılımı olmadan almayacağını teyit etmesinde ısrar etti.
Trump’tan geniş kapsamlı ticaret sinyali
ABD Başkanı ayrıca, Putin’in savaşın sona ermesinin ardından ABD ile büyük ölçekli ticari işbirliğine hazır olduğunu ifade ettiğini aktardı.
Trump, “Rusya, bu feci ‘kan banyosu’ sona erdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri ile geniş ticari ilişkiler geliştirmek istiyor. Ve ben bu fikri destekliyorum,” diye vurguladı.
Rusya’nın büyük bir ekonomik potansiyeli ve istihdam yaratma ile yaşam standartlarını yükseltme fırsatlarının olduğunu kaydeden Trump, “Bu potansiyel neredeyse sınırsız,” dedi.
Trump, Ukrayna’nın da savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde gelecekteki ticari ilişkilerin ana faydalanıcılarından biri olabileceğini ekledi.
Trump sözlerini şöyle tamamladı: “Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakereler derhal başlayacak; bunu Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’ye, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’e (Almanya’nın mevcut Şansölyesi Olaf Scholz’dur, Friedrich Merz CDU/CSU muhalefet lideridir) ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Aleksandr Stubb’a Vladimir Putin ile görüşmemden hemen sonra yaptığım telefon görüşmelerinde bildirdim. Vatikan, Papa aracılığıyla bu müzakerelerin kendi topraklarında yapılmasına özel ilgi gösterdiğini ifade etti. Süreç başlasın!”
Diplomasi
ABD ve İsviçre’den mali bilgi paylaşımı için kritik anlaşma

ABD ve İsviçre, yaptırım rejimlerinin uygulanmasında işbirliğini artırmak ve hassas mali bilgileri paylaşmak üzere mutabakat zaptı imzaladı. Anlaşma, özellikle Rus müşteriler için bankacılık işlemlerinde daha sıkı denetimlere yol açabilir.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İsviçre, yaptırım rejimlerinin hayata geçirilmesi alanında işbirliğini genişletmeyi hedefleyen mutabakat zaptını imzaladı.
ABD Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC) internet sitesinde yayınlanan belge, Amerikan kurumu ile İsviçre Devlet Ekonomi Sekreterliği (SECO) arasındaki anlaşmaları kayıt altına aldı.
Taraflar, hassas bilgileri değiş tokuş etmeyi, soruşturmaları koordine etmeyi, ortak eğitimler düzenlemeyi ve yaptırım kontrolünün etkinliğini artırmak için diğer önlemleri uygulamayı taahhüt ediyor.
Mutabakat zaptında, yaptırımların her iki ülkenin dış politikası ve ulusal güvenliği için önemli bir araç olmaya devam ettiği ve uygulanmalarının yakın koordinasyon gerektirdiği vurgulandı.
OFAC, daha önce 13 Ocak 2025 tarihinde İngiltere’nin Mali Yaptırımları Uygulama Ofisi (OFSI) ile benzer bir anlaşma imzalamıştı.
Mutabakat zaptında, tarafların değiş tokuş etmeyi planladığı özel, gizli veya hassas bilgilere (private, confidential or sensitive information) özel önem atfediliyor.
Frank Media‘ya konuşan Delcredere avukatlık bürosundan Dariya Bilyk, Amerikan hukukuna göre bu tür bilgilerin Mahremiyet Yasası (Privacy Act) ve Ticari Sırlar Yasası (Trade Secrets Act) ile korunan verileri içerdiğini açıkladı.
Bilyk, bunların müşteri hesapları ve işlemleri, varlıkların mülkiyet yapısı ve nihai faydalanıcılara ilişkin bilgiler olabileceğini belirtti.
İsviçre hukukunda da benzer bir yaklaşımın, Uluslararası Yaptırımlar Federal Yasası’nın (Ambargo Yasası) 3. Maddesinde yer aldığına dikkat çeken Bilyk, bu yasanın yaptırım politikasının uygulanması amacıyla yetkili makamlar arasında bu tür verilerin aktarılmasına açıkça izin verdiğini ifade etti.
Dariya Bilyk, “Bu nedenle, mutabakat zaptının söz konusu yasalara yaptığı atıflar dikkate alındığında, ‘özel/gizli/hassas’ bilgi ifadesiyle, genellikle yasalarla korunan ancak yaptırımlara uyumun izlenmesi sırasında ilgili olan müşteri ve operasyonlarına dair bilgilerin kastedildiği anlaşılmalıdır,” diye değerlendirdi.
Bu tür bilgilerin değişimi kesinlikle ulusal mevzuat çerçevesinde gerçekleşecek olsa da Dariya Bilyk’e göre anlaşma, yaptırımlarla ilgili önemli bilgilerin daha hızlı bir şekilde aktarılmasına olanak tanıyor.
Daha önce bankacılık sırrı ve bürokratik prosedürler nedeniyle bu tür süreçler uzayabilirken, şimdi hesaplar, mülkiyet yapısı, Rusya’nın dondurulan varlıkları ve şüpheli işlemler hakkındaki veriler, yaptırım risklerine dair işaretler bulunması hâlinde OFAC ve SECO arasında doğrudan gönderilebilecek.
Hukukçuya göre, Rus müşteriler için bu tür bir işbirliğinin güçlendirilmesi, yabancı finans kurumları tarafından daha fazla dikkat ve ihtiyatla karşılanmalarına yol açabilir.
Dariya Bilyk, “Bankaların, Rusya Federasyonu’ndan müşterilerin bağlantılarını ve operasyonlarını yaptırım riskleri açısından daha da titizlikle kontrol etmesi, ek bilgi ve teyitler talep etmesi bekleniyor. Yaptırımları delme girişimlerine dair en ufak bir şüphe durumunda, kurumlar işlemleri askıya alabilir veya reddedebilir, ayrıca yeni hesap açmayı da reddedebilirler,” dedi.
Bir banka veya düzenleyici kurum, müşterinin işlemlerinin yaptırımların delinmesiyle bağlantılı olduğundan şüphelenirse, SECO derhal OFAC’a fonların kaynağı veya şirketin faydalanıcıları gibi gerekli verileri iletebilecek.
Dariya Bilyk, sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak, İsviçre —ve daha geniş anlamda Batı— bankalarındaki Rus mevduat sahipleri ve iş insanları daha sıkı bir denetime tabi tutulacak, bu da yaptırım risklerine dair en ufak bir belirtide ek kontrollere, işlemlerde gecikmelere ve hatta hizmet reddine yol açabilir.”
Eski NATO-Rusya Konseyi Başkanı Kujat: İsviçre tarafsızlığını dişiyle tırnağıyla korumalı
Diplomasi
Ukrayna müzakerelerinde yeni perde: Trump’tan kritik telefon diplomasisi

ABD Başkanı Donald Trump’ın bugün (19 Mayıs) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Ukrayna’daki çatışmanın çözümünü görüşmesi bekleniyor. Uzmanlar, müzakere sürecinin karmaşık olacağını ancak ABD’nin belirleyici bir rol oynayabileceğini ve Rusya’nın belirli koşullar öne süreceğini belirtiyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna’daki çatışmanın çözüm yollarını ele almak üzere bugün (19 Mayıs) Türkiye saatiyle akşam saatlerinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yapabileceği bildirildi.
Kendi sosyal medya platformu Truth Social‘dan paylaşımda bulunan Trump, olası görüşme konuları arasında Ukrayna ihtilafının çözüm yolları ve ticaretin bulunduğunu belirtti.
Amerikalı liderin daha sonra Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile de görüşmeyi planladığı, ardından ise “NATO’nun çeşitli üyeleriyle” ortak bir görüşme yapacağı ifade edildi.
Trump, bu temaslar sonucunda bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varılmasını ve uygulanmasını umduğunu, bunun da nihayetinde çatışmanın sona ermesine yol açması gerektiğini dile getirdi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da gazetecilere yaptığı açıklamada, Trump ve Putin arasındaki görüşme hazırlıklarını doğruladı.
İnterfaks haber ajansının aktardığına göre Peskov, “Görüşme hazırlanıyor,” dedi. Eğer görüşme gerçekleşirse, bu iki lider arasındaki üçüncü resmi görüşme olacak. İlk görüşme 12 Şubat’ta, ikincisi ise 18 Mart’ta yapılmıştı.
Trump’ın özel temsilcisi Steven Witkoff, 18 Mayıs’ta ABC News kanalındaki bir programda yaptığı açıklamada, liderlerin görüşmesinin başarılı olacağını ve çözüm sürecindeki “tıkanıklığın giderilmesine” yol açacağını düşündüğünü belirtti.
The Washington Post gazetesine konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin yakın çevresinden bir kaynak, Kiev’in de Trump ile görüşmeyi beklediğini teyit etti.
Öte yandan, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, 18 Mayıs’ta Roma’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “dört devlet ve hükümet başkanıyla” (Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Polonya Başbakanı Donald Tusk) birlikte, Trump’ın Putin ile yapacağı görüşmeden hemen önce Trump ile konuşma niyetinde olduklarını söyledi. Avrupalı liderlerin, İstanbul’daki müzakereler öncesinde, görüşmelerin başlamasından önce 30 günlük acil ateşkes ilan edilmesi yönündeki ısrarlarını sürdürdükleri biliniyor.
Konuya ilişkin Vedomosti gazetesine değerlendirmelerde bulunan siyaset bilimci Aleksandr Nemtsev, Rusya-Ukrayna diyaloğunun mevcut aşamasının temel karakteristiğinin, daha sonra ortak bir paydada buluşmak amacıyla tarafların pozisyonlarının değerlendirilmesi olduğunu belirtti.
Nemtsev, Avrupalıların Ukrayna’nın pozisyonunu destekleyeceğini, ancak Amerikalıların tutumunun ve Rusya’nın çatışma çözüm vizyonunu kabul etme istekliliklerinin belirleyici olacağını kaydetti.
Nemtsev, “Washington’ın bunun için Ukrayna’nın askeri ve ekonomik yardıma devam eden bağımlılığı ve nadir toprak metalleri anlaşmasının varlığı göz önüne alındığında baskı araçları var,” diye ekledi.
Nemtsev’e göre, Rus tarafı bugün çatışmanın temel nedenleri sorunu çözülmeden ve Ukrayna birliklerinin dört yeni bölgeden çekilmesi sağlanmadan askeri operasyonları durdurmayı kabul etmeyecek.
Ulusal Araştırma Üniversitesi Yüksek Ekonomi Okulu Kapsamlı Avrupa ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Direktör Yardımcısı Dmitriy Suslov ise her iki taraftan da müzakerelerin başarısız olduğuna dair açıklamaların olmamasının Rusya-Ukrayna diyaloğunun, her ne kadar Ukrayna tarafı başlangıçta İstanbul’a bunu baltalamak amacıyla gelmiş olsa da olumlu bir sonucu olduğunu söyledi.
Suslov, Trump’ın pozisyonunun da bu duruma katkı sağladığını dile getirdi.
Suslov, “Yakın gelecekte sunulacak tarafların pozisyonları birbirinden kökten farklı olacak, ardından uzun bir müzakere süreci devam edecek. Paralel olarak, çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırmak ve değişen bölgesel gerçekleri dikkate almak amacıyla İstanbul anlaşması taslağı temelinde nihai bir barış düzenlemesi tartışmaları başlayacak,” ifadesini kullandı.
Ancak Suslov, yakın gelecekte kesin diplomatik atılımlar ijtimalini dışladı. Uzman, bunun için Trump ile Putin arasında kişisel bir görüşme yapılması gerektiğini ifade etti.
Suslov, “Bu, uluslararası krizin ana aktörlerinin öncelikle Rusya ve ABD olduğu anlamına geliyor. Olası bir Rusya-ABD zirvesi, Avrupa Birliği’nin nihai olarak marjinalleşmesine de yol açacaktır,” diye belirtti.
Diğer yandan Suslov, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Rusya’ya karşı olası yeni yaptırımlara ilişkin açıklamasının bir enformasyon baskısı unsuru olduğunu belirtti.
Siyaset bilimci, Trump’ın kendisinin yeni yaptırımlarla ilgilenmediğini vurguladı. Suslov’a göre, bunun ilk nedeni, Moskova’nın müzakere sürecinden çekilmesi ve Ukrayna krizinin diplomatik yollarla çözülmesinin imkânsız hale gelmesi anlamına geleceği ve bunun da Amerikan başkanının imajına ciddi bir darbe vuracağı.
İkinci olarak, yeni yaptırımların Rusya-ABD ilişkilerinin normalleşme sürecini tahrip edeceğine işaret eden Suslov, “Aksine, Beyaz Saray yönetimi Moskova’yı, örneğin İran nükleer programı konusunda yeni bir anlaşma yapılması gibi konularda potansiyel olarak önemli bir ortak olarak görüyor,” değerlendirmesini yaptı.
Batı basını, İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmelerini nasıl yorumladı?
-
Rusya2 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş2 hafta önce
Kim kazandı?
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Görüş2 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Söyleşi2 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Asya2 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Amerika1 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!
-
Görüş2 hafta önce
Çok kutupluluk çağında Türkiye’nin Antalya Diplomasi Forumu