Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya’dan yabancı şirketlere geri dönüş kapısı kapanıyor

Yayınlanma

Rusya, ülkeden ayrılan yabancı şirketlerin daha önce sattıkları varlıklarını geri satın alma haklarını kısıtlayan bir yasa tasarısı hazırladı. Maliye Bakanlığı’nın onayladığı ve Duma’nın haziran ayında görüşmesi beklenen tasarıya göre, geri alımlar ancak hükümetin veya yeni sahibin onayıyla ve belirli koşullar altında mümkün olabilecek; aksi halde şirketlere tazminat ödenecek.

Rusya, ülkeden ayrılan yabancı şirketlerin daha önce sattıkları işletmelerini geri satın alma haklarını önemli ölçüde kısıtlamaya hazırlanıyor.

İzvestiya gazetesinin haberine göre, Maliye Bakanlığı tarafından onaylanan ve Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın haziran ayında yasalaştırması beklenen tasarı, bu tür geri alımları hükümetin veya işletmenin yeni sahibinin iznine tabi tutacak.

Tasarı, özellikle “dost olmayan” ülkelerden gelen yatırımcıları ve belirli koşulları karşılamayan geri alım girişimlerini hedefliyor.

Geri alıma katı şartlar

Gazetenin incelediği yasa tasarısına göre, yabancıların daha önce kendilerine ait olan işletmelerin hisselerini geri satın almalarına yalnızca hükümetin veya yeni Rus sahibin onay vermesi durumunda izin verilecek.

Varlıkların iadesi ise çeşitli durumlarda reddedilebilecek. Bu durumlar arasında yabancı hissedarın “hasım” bir ülkeden olması, geri satın alma sözleşmesinde belirtilen fiyatın piyasa değerinin altında olması ve sözleşmenin imzalanmasının üzerinden iki yıl geçmiş olması gibi koşullar bulunuyor.

Ayrıca tasarıda, hükümetin, şirketin ülkenin sosyoekonomik durumunu etkileyen bir sektörde faaliyet göstermesi hâlinde yabancı girişimcilerin varlıklarını geri almasını reddetme yetkisine sahip olacağı belirtiliyor.

Ülkenin mali istikrarı ve savunmasıyla ilgili kritik öneme sahip işletmelerin geri alınması ise yalnızca devlet başkanının onayıyla mümkün olabilecek.

Reddedilirse tazminat ödenecek

Geri alım talebinin reddedilmesi durumunda, yabancı işletmenin hükümet tarafından belirlenecek miktarda bir tazminat alması öngörülüyor.

Ancak yasa tasarısına göre, eski yabancı sahiplerin ülkeden ayrılmadan önce Rusya’daki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmaları durumunda, opsiyon kapsamında ödenecek tazminat miktarı azaltılacak ve nihai tutar mahkeme tarafından belirlenecek.

Yasanın, resmi olarak yayımlandığı gün yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Rusya, ‘düşman’ kuruluşları finanse eden şirketlerin geri dönüşünü yasaklayacak

En az 18 şirket etkilenebilir

Hukukçular Birliği’nin tahminlerine göre, Rusya’daki varlıklarını geri satın alma opsiyonuna sahip en az 18 yabancı şirketin bu yeni düzenlemeden etkilenerek varlıklarını geri alamama riskiyle karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.

Sözleşmelerde bu tür geri alım maddelerinin yer aldığı genellikle kamuoyuna açıklanmasa da Fransız otomotiv devi Renault ve Amerikalı hızlı tüketim zinciri McDonald’s gibi şirketlerin bu tür opsiyonlara sahip olduğu biliniyor.

Renault’nun varlıklarını altı yıl içinde geri almayı planladığı, McDonald’s’ın da benzer bir koşulu sözleşmesine dahil ettiği ifade ediliyor.

Hukukçular Birliği üyesi Mariya Spiridonova, İzvestiya‘ya verdiği demeçte, önerilen yasa tasarısının öncelikle eski yabancı işletmelerde kendi üretimlerini kurmuş olan Rus şirketlerinin gelişimini desteklemeyi amaçladığını belirtti.

Spiridonova, “Bu adım, Rus işletmelerinin güçlenmesine katkı sağlayabilir,” ifadesini kullandı.

Öte yandan, hukukçu Yevgeniya Sabitova, geri satın alma konusundaki bu tür kısıtlamaların hukuki açıdan kurumsal haklara bir müdahale anlamına geldiğini vurguladı.

Sabitova, “Yasa tasarısındaki bazı ifadelerin muğlak olması, piyasada belirsizlik yaratabilir ve potansiyel olarak ihtilaflı durumlara yol açabilir,” diye konuştu.

Batılı şirketler Rusya’ya geri dönecek mi?

Rusya

Rusya istihbaratı: Sırp savunma sanayii Rusya’yı arkadan vurmaya çalışıyor

Yayınlanma

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Sırbistan’ı Ukrayna’ya gizlice mühimmat tedarik ederek Rusya’yı “arkadan vurmakla” suçladı. SVR, yüz binlerce mermi ve milyonlarca fişeğin sahte sertifikalarla aracı ülkeler üzerinden gönderildiğini ifade ederken, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vučić daha önce bu tür ihracatları doğrulamış ancak bunun ekonomik canlanma için olduğunu belirtmişti.

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) tarafından yapılan açıklamada, Sırp savunma şirketlerinin, Belgrad’ın resmi olarak deklare ettiği “tarafsızlık” politikasına rağmen Ukrayna’ya mühimmat tedarik etmeye devam ettiği ifade edildi.

SVR, bu durumu “Sırp askeri sanayii Rusya’yı arkadan vurmaya çalışıyor” başlığıyla duyurduğu basın bildirisinde, Sırbistan‘ın Ukrayna ordusuna yüz binlerce roketatar ve obüs mermisi ile milyonlarca hafif silah mühimmatı gönderdiğini öne sürdü.

‘Tedarikler sahte belgelerle yapılıyor’

SVR, söz konusu teslimatların sahte son kullanıcı sertifikaları ve aralarında Çekya, Polonya ve Bulgaristan’ın da bulunduğu aracı ülkeler kullanılarak gerçekleştirildiğini kaydetti.

Açıklamada, “Sırp savunma sanayicilerinin Batı tarafından başlatılan savaşa katkısı yüz binlerce roketatar ve obüs mermisi ile milyonlarca hafif silah mermisiyle ölçülüyor,” ifadeleri kullanıldı.

Bildiride ayrıca, “Bu tür teslimatların ‘insani gerekçelerle’ haklı gösterilmesi pek mümkün değildir. Bunların tek bir açık amacı var: Rus askerlerini ve Rusya’nın sivil nüfusunu öldürmek ve sakatlamak,” denildi.

Dış İstihbarat Servisi, “ölüm konvoyuna” katıldığı iddia edilen Sırp savunma şirketlerinin isimlerini de sıraladı.

Sırbistan, Rusya ile bir dizi silah sözleşmesinin feshedildiğini duyurdu

‘Gerçek dostlarını unuttular’

SVR’nin açıklamasında, “Sırp savunma sanayicilerinin ve onların hamilerinin kardeş Slav halklarının kanı üzerinden zenginleşme arzusunun, onlara gerçek dostlarının kim, düşmanlarının kim olduğunu tamamen unutturduğu anlaşılıyor,” denilerek Rusya’nın tarihinin en kritik anlarında Sırplara defalarca yardım ettiği hatırlatıldı.

Vučić ihracatı doğrulamıştı

Geçen yılın haziran ayında İngiliz Financial Times gazetesi, Sırbistan’dan ihraç edilen ve üçüncü taraflar aracılığıyla Ukrayna’ya ulaşan mühimmatın hacminin yaklaşık 800 milyon avro olduğunu bildirmişti.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić, bu iddiaları yalanlamamış ve söz konusu rakamın “genel olarak doğru” olduğunu ifade etmişti.

Vučić, mühimmat ihracatının ülkenin “ekonomik canlanmasının bir parçası” olduğunu vurgulamıştı.

Cumhurbaşkanı Vučić, Financial Times‘a yaptığı açıklamada, “Evet, mühimmatımızı ihraç ediyoruz. Ukrayna’ya veya Rusya’ya ihraç edemeyiz. Ancak Amerikalılarla, İspanyollarla, Çeklerle ve diğerleriyle birçok sözleşmemiz oldu. Sonuçta bununla ne yapacakları onların işi,” demişti.

Rusya: Sırbistan silahlarının Ukrayna’ya üçüncü taraflarca ihracı kabul edilemez

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’da bankacılık ve likidite riskleri yükselişte: Ekonomik daralma kapıda mı?

Yayınlanma

Rusya Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP), Mayıs 2025 verilerine dayanarak yayımladığı raporda, Rusya ekonomisinde sistemik mali ve makroekonomik risklerin arttığına dikkat çekti. Raporda, özellikle sorunlu kredilerdeki artış, potansiyel mevduat kaçışı ve yüksek likidite riskleri ön plana çıkarken, bu durumun küresel finansal piyasalardaki istikrarsızlık ve ülkedeki sıkı para politikasından kaynaklandığı belirtildi.

Rusya merkezli Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP), Mayıs 2025 itibarıyla mevcut istatistiklere dayanarak hazırladığı son raporunda, ülke ekonomisindeki sistemik mali ve makroekonomik risklerin belirgin bir şekilde arttığına dair önemli uyarılarda bulundu.

TsMAKP, “Mevcut durum, makrofinansal risklerin güçlendiğini gösteren birçok olumsuz sinyal ve eğilimin ‘rezonansıyla’ karakterize edilmektedir,” ifadelerine yer verdi.

Rapora göre, bu risk artışının temelinde küresel finansal piyasalardaki istikrarsızlıklar ve Rusya’da uygulanan sıkı para politikası yatıyor.

Riskler artıyor: Dört temel olumsuz sinyal

TsMAKP raporunda, makrofinansal risklerin güçlendiğine işaret eden dört temel olumsuz sinyal ve eğilim vurgulandı.

Merkez, “Erken uyarı sisteminin orta düzeyde kredi riski sinyali verdiği bir ortamda, toplam bankacılık portföyündeki sorunlu ve geri dönmesi şüpheli kredilerin payında artış gözlenmektedir,” tespitinde bulundu.

Raporda ayrıca, “Sistemin yakın zamanda ‘mevduat kaçışı’ riskinin yüksek olduğuna dair sinyal verdiği” ve “Uzun süreli sistemik bir bankacılık krizi riskine ilişkin sinyalin güçlendiği, ancak bu sinyalin henüz zayıf olduğu ve risk seviyesinin şimdilik düşük olarak değerlendirildiği” belirtildi.

Son olarak, “Rusya ekonomisinde resesyon başlama ve ardından uzama riskine dair sinyallerin de güçlendiği, ancak bu risklerin seviyesinin de şimdilik düşük olarak değerlendirildiği” kaydedildi.

Rusya’da yüksek faizler KOBİ’lerin satışlarını vurdu, kredi iştahı arttı

Gelecek dönem risk olasılıkları: Likidite riski yüksek

TsMAKP, erken uyarı sistemi göstergelerine dayanarak çeşitli sistemik risklerin gerçekleşme olasılıklarını da değerlendirdi.

Raporda, “Nisan 2026’ya kadar sistemik bir bankacılık krizinin ortaya çıkma olasılığı orta düzeydedir,” denildi.

Buna karşılık, “Nisan 2026’ya kadar yeni bir ekonomik resesyonun başlama olasılığı düşük” olarak öngörüldü.

Merkez, Temmuz 2025’e kadar sistemik kredi risklerinin gerçekleşme olasılığını orta, Nisan 2026’ya kadar sistemik döviz risklerinin olasılığını düşük, ancak Mart 2026’ya kadar sistemik likidite risklerinin olasılığını yüksek olarak değerlendirdi.

Bankacılık krizinde mevcut durum ve beklentiler

TsMAKP raporunda, “Şu anda sistemik bankacılık krizinin resmi tanımına uyan koşullardan hiçbiri karşılanmamaktadır,” ifadesi yer aldı.

Ancak, gelecekte böyle bir durumun ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğuna işaret eden bazı eğilimlere dikkat çekildi.

Bu eğilimler arasında, “son altı aydır işletmelere ve hanehalkına verilen yeni kredilerde (bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla) gözle görülür bir azalmanın devam etmesi” ve “toplam bankacılık portföyünde sorunlu ve geri dönmesi şüpheli kredilerin payının artması” gösterildi.

Merkez, sistemik bankacılık krizinin devamına ilişkin birleşik öncü göstergenin nisan ayı başında 0,106 seviyesinde olduğunu ve bunun kritik eşik olan 0,19’un altında kaldığını belirtti.

TsMAKP, “Bu nedenle, birleşik öncü gösterge şu anda uzun süreli bir bankacılık krizi olasılığının düşük olduğuna işaret etmektedir,” dedi.

Ancak raporda, “Son altı ay boyunca gösterge değerinin istikrarlı bir şekilde arttığı (özellikle mart ayında 0,07’lik bir artış gösterdiği)” vurgulandı.

Bu kötüleşmenin temel nedeninin, “Rus bankacılık sektörünün kredi portföyünün GSYİH’ye oranının azalmasıyla kendini gösteren banka kredilerindeki yavaşlamanın devam etmesi” olduğu ifade edildi.

Rusya, bütçe açığını kapatmak için rubleyi devalüe etmeyi planlıyor

Resesyon riski düşük ama baskı artıyor

Rosstat verilerine göre, Nisan 2024 – Mart 2025 döneminde Rusya’nın GSYİH’si yüzde 3,4 oranında büyüme kaydetti.

TsMAKP, “Rus ekonomisinin resesyona girme riskine ilişkin birleşik öncü gösterge değeri mart ayında yavaş ama istikrarlı bir şekilde artmaya devam ederek 0,05’e ulaştı (bir ay önceki değer 0,03 idi),” bilgisini paylaştı.

Merkezin raporunda, “Ancak, birleşik öncü göstergenin mevcut değeri kritik eşik olan 0,18’in oldukça altında kaldığından, kullanılan metodolojiye göre resesyon olasılığını hâlâ düşük olarak değerlendiriyoruz,” denildi.

Raporda, birleşik öncü gösterge değerindeki artışa katkıda bulunan faktörler arasında, “Yıllıklandırılmış yerli para piyasası faiz oranlarındaki artış; ABD ekonomisindeki yavaşlama ve artan resesyon riskiyle bağlantılı olarak ABD için OECD birleşik öncü göstergesindeki kötüleşme; yerli iş dünyası güven endeksindeki (OECD metodolojisiyle hesaplanan) bozulma; ve Rusya’nın ödemeler dengesi cari işlemler hesabındaki düşüş” sıralandı.

TsMAKP, “GSYİH’deki pozitif büyüme ivmesinin resesyon riskini sınırlayan bir etken olduğunu, ancak bu pozitif etkinin gücünün azaldığını” belirtti.

Kredi riskleri: Sorunlu krediler ve yeniden yapılandırma talebi artıyor

TsMAKP, “Sistemik kredi risklerine ilişkin güncellenmiş birleşik öncü gösterge değeri son altı aydır sıfır seviyesinde kalarak düşük olasılık bölgesinde bulunmaktadır,” dedi.

Ancak merkez, “Kullanılan metodolojiye göre, göstergenin mevcut sıfır değerine rağmen, birleşik öncü göstergenin en son orta risk bölgesi sınır değerini aştığı andan itibaren on iki ay boyunca (Temmuz 2025’e kadar) sistemik kredi riski olasılığı orta olarak değerlendirilecektir,” diye ekledi.

Raporda, “Bankacılık sektörünün toplam kredi portföyündeki sorunlu ve geri dönmesi şüpheli kredilerin payı bu yılın ocak-şubat döneminde 0,5 puan artarak yüzde 6,4’e yükseldi. Bu oran, geçen yılın aynı dönemine göre 0,6 puan daha düşük olsa da, özellikle perakende krediler segmentinde ‘kötü’ kredilerin payının daha hızlı arttığı, Sberbank ve VTB gibi büyük Rus bankalarının raporlarıyla da teyit edilmektedir,” ifadeleri kullanıldı.

Rusya Merkez Bankası’nın “Nüfus ve İşletme Kredilerinin Yeniden Yapılandırılma Dinamikleri” izleme raporuna atıfta bulunan TsMAKP, “Bu yılın ilk çeyreğinde hem bireylerden (2024’ün dördüncü çeyreğine göre 1,5 kat, 2024’ün ilk çeyreğine göre 2,3 kat) hem de KOBİ’lerden (2024’ün dördüncü çeyreğine göre 2,3 kat, 2024’ün ilk çeyreğine göre 4 kat) yeniden yapılandırma talebinde artış eğilimi devam etmiştir. Bu durum, borçlarını ödemekte zorlanan borçlu sayısındaki artıştan kaynaklanmaktadır,” değerlendirmesini aktardı.

TsMAKP, “Son 3 yılın rekor seviyesindeki üç aylık yeniden yapılandırılmış kredi hacmi, ‘kredi sıkılaşması’ aşamasına geçişin ardından kısa vadede kredi riskleriyle ilgili durumda önemli bir kötüleşme olasılığının yüksek olduğuna dolaylı olarak işaret etmektedir.” Merkez, “Rus bankacılık sektörünün toplam kredi portföyünün reel büyüme hızı, geçen yılın aynı dönemine göre mart ayı sonunda eksi yüzde 0,1 ile negatif bölgeye gerilemiştir,” diye ekledi.

Rusya makroekonomik tahminlerini güncelledi, bütçe açığı beklentisi arttı

Döviz riskleri düşük seviyede seyrediyor

TsMAKP raporunda, nisan ayı başı itibarıyla ruble üzerindeki kur baskısı endeksinin (EMP) hafif bir artışla -1,28 seviyesine geldiği (bir ay önceki değer -1,42 idi), ancak hâlâ negatif bölgede ve kritik eşik olan +1,86’dan oldukça uzakta olduğu belirtildi.

Merkez, “Bu durum, mart ayında rublenin güçlenmesi yönündeki baskının devam ettiği anlamına gelmektedir,” dedi.

Raporda ayrıca, “Sistemik döviz risklerine ilişkin birleşik öncü gösterge değeri sıfır seviyesinde kalarak kritik düzey olan 0,3’ten oldukça uzaktır. Bu nedenle, önümüzdeki bir yıllık dönemde bir döviz krizi olasılığını düşük olarak değerlendirmeye devam ediyoruz,” ifadelerine yer verildi. TsMAKP, mart ayında birleşik öncü göstergeyi oluşturan tüm alt öncü göstergelerin kritik seviyelerinden uzak olduğunu, ancak ikisinin (iş dünyası güven endeksi ve petrol fiyatı göstergesi) şubat ayında olduğu gibi olumsuz bir dinamik sergilediğini ve bu eğilimlerin devam etmesi halinde önümüzdeki aylarda endişe verici sinyaller verebileceğini kaydetti.

Likidite riski yüksek: ‘Mevduat kaçışı’ endişesi sürüyor

TsMAKP, mart ayında “mevduat kaçışı” riskine ilişkin birleşik öncü gösterge değerinin 0,27’ye gerileyerek riskin düşük olasılıklı olduğu bölgeye döndüğünü bildirdi.

Raporda, “Para çarpanı dinamiklerine ilişkin alt öncü göstergeden gelen sinyal üçüncü ayda da devam ederken, şubat ayında kaydedilen MMVB borsa endeksi oynaklığı dinamiklerine ilişkin alt öncü göstergeden gelen sinyal tekrarlanmamıştır,” denildi.

Bununla birlikte merkez, “Kullandığımız metodolojiye göre, birleşik öncü göstergenin yüksek risk bölgesi sınır değerini aştığı andan itibaren on iki ay boyunca (Mart 2026’ya kadar) sistemik likidite riski olasılığı yüksek olarak değerlendirilecektir,” uyarısında bulundu.

Raporda, mart ayında hanehalkı hesap ve mevduatlarındaki artışın devam ettiği (+0,5 trilyon ruble, yüzde +0,8), ancak sosyal ödemeler ve emekli maaşlarının endekslendiği şubat ayına göre (+1,1 trilyon ruble, yüzde +1,9) daha ılımlı olduğu belirtildi.

TsMAKP, “Ruble cinsinden mevduatlar (+0,4 trilyon ruble, yüzde +0,8) vadeli mevduatlardaki artışla (+0,4 trilyon ruble, yüzde +1,1) büyürken, vadesiz hesaplardaki bakiye neredeyse değişmemiştir (+4 milyar ruble, yüzde +0,03). Vatandaşların yabancı para cinsinden mevduatları ise sınırlı bir artış göstermiştir (eşdeğer +27 milyar ruble, yüzde +0,8),” bilgilerini paylaştı.

Rusya ekonomisi, 2022’den bu yana ilk kez ilk çeyreği daralmayla tamamladı

Okumaya Devam Et

Rusya

Reuters: Putin, NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair yazılı garanti istedi

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Ukrayna’daki askeri müdahaleyi sona erdirmek için Batı’dan NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair yazılı güvence, Ukrayna’nın tarafsız statüsü ve bazı yaptırımların kaldırılması gibi bir dizi şart öne sürdüğü bildirildi. Reuters‘a konuşan üst düzey Rus kaynaklar, Putin’in talepleri karşılanmazsa Moskova’nın savaşı yıllarca sürdürmeye ve Kiev üzerindeki baskıyı artırmaya hazır olduğunu belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna’daki savaşı “ne pahasına olursa olsun” bitirmeye hazır olmadığı ve Batılı ülkelerden NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair “yazılı” bir taahhüt ile bazı yaptırımların kaldırılmasını talep ettiği bildirildi.

Reuters‘a konuşan ve müzakerelerin gidişatı hakkında bilgi sahibi olan üç üst düzey Rus kaynak, Putin’in ayrıca Ukrayna’nın tarafsız statüsünü ve ülkedeki Rusça konuşan sakinlerin korunmasını şart koştuğunu belirtti.

Rusya liderinin aynı zamanda Batı’nın bazı yaptırımlarını kaldırmasını ve Merkez Bankası’nın dondurulan varlıklarıyla ilgili sorunun çözülmesini istediği ifade edildi.

Reuters‘ın bir kaynağı, “Putin, kendi koşullarında bir barış anlaşmasına varamayacağını anlarsa, Ukrayna için ‘yarının daha da sancılı olacağını’ göstermeye çalışacaktır,” dedi.

Kaynağa göre Moskova, Batı’nın uygulayacağı yaptırımlara ve bunun yol açacağı ekonomik zorluklara bakılmaksızın Rusya’nın yıllarca savaşabileceğine inanıyor.

Ajansa konuşan bir başka kaynak ise Putin’in topraklar konusundaki “tutumunu sertleştirdiğini” ve şimdi Kiev’in dört oblasttan —Lugansk, Donetsk, Zaporojye ve Herson’dan— askerlerini çekmesini talep edeceğini anımsattı.

Putin: Eşit ve bölünmez bir güvenlik mimarisine ihtiyaç var

Rus yetkililer daha önce defalarca Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalenin temel nedeninin NATO’nun doğuya doğru genişlemesi ve Kiev’in ittifaka katılma olasılığı olduğunu belirtmişti.

Buna karşılık Kuzey Atlantik İttifakı, “açık kapı” politikasından ve ülkelerin hangi askeri ittifaklara katılacaklarına kendilerinin karar verme hakkından bahsetmişti.

NATO, Moskova’nın talebi nedeniyle bu yaklaşımın değişmeyeceğini vurgulamış ancak Ukrayna’nın yakın zamanda ittifaka davet edilmesinin mümkün olmadığını da kabul etmişti.

İstanbul görüşmeleri ve Trump-Putin diyaloğu

Rusya ile Ukrayna arasında üç yıl aradan sonra 16 Mayıs’ta İstanbul’da yapılan ilk doğrudan görüşmelerde Rus heyeti, Kiev’den dört oblastı teslim etmesini talep etmiş ve reddedilmesi hâlinde Sumi ve Harkov olmak üzere iki oblastı daha ele geçirmekle tehdit etmişti.

Bunun ardından Trump, Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Wall Street Journal‘ın haberine göre Trump, görüşmenin ardından Avrupalı liderlere Rusya Devlet Başkanı’nın kazandığına inandığı için çatışmaları durdurma niyetinde olmadığını bildirdi.

Trump ayrıca Zelenskiy’e Putin ile kendi başına müzakere etmesi gerektiğini söyledi.

ABD’den Rusya’ya: Yaptırım tehditlerini ciddiye alın

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »