Amerika
Trump, orduda ‘woke’ politikasını hedef alan emirler imzaladı

ABD Başkanı Donald Trump pazartesi günü ordudaki ‘çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık’ (DEI) politikasını hedef alan bir dizi idari emir imzaladı. Pandemi sırasında COVID-19 aşılarını reddettiği için atılan binlerce askeri geri almak da buna dahil.
Pazartesi günü erken saatlerde, savunma bakanı olmak için yeterli oyu kıl payı alan Pete Hegseth, görevdeki ilk tam gününde Pentagon’a girerken gazetecilere yaptığı açıklamalarda, bir zamanlar iki önemli üs için kullanılan Konfederasyon generallerinin isimlerine atıfta bulundu.
Trump kararnameleri Miami’den Washington D.C.’ye dönerken imzaladı.
Trump’ın imzaladığı kararnamelerden biri, bir bireyin doğumdaki cinsiyetinden farklı bir “cinsel kimlik” ifade etmesinin askeri standartları karşılamadığını söylüyordu.
Emir, orduda “icat edilmiş” zamirlerin kullanılmasını yasaklarken, şu anda orduda görev yapan transseksüel askerlerin orduda kalmalarına izin verilip verilmeyeceği ve verilmeyecekse nasıl çıkarılacakları gibi temel sorulara yanıt vermedi.
Trump ilk döneminde transseksüel askerlerin orduda görev yapmasını yasaklayacağını duyurmuştu. Bu yasağı tam olarak uygulamadı – yönetimi, hizmet veren personelin kalmasına izin verirken işe alımlarını dondurdu.
Biden 2021’de göreve geldiğinde kararı bozdu.
Savunma Bakanlığı verilerine göre orduda yaklaşık 1,3 milyon aktif görevli personel bulunuyor. Transseksüel hakları savunucuları 15.000 kadar transseksüel hizmet üyesi olduğunu söylerken, yetkililer bu sayının binlerde olduğunu söylüyor.
Trump 2017’de ilk yasağını açıkladığında, ordunun transseksüel personele sahip olmanın “muazzam tıbbi maliyetleri ve aksaklıkları” ile yükümlü olmadan “kararlı ve ezici zafere” odaklanması gerektiğini söylemişti.
Değişimler Kapıda
Hegseth, Pentagon’a büyük değişiklikler getirme sözü verdi ve DEI’nin ordudan çıkarılmasını en önemli öncelik haline getirdi.
Trump’ın orduda DEI’ye son verilmesine ilişkin kararnamesi, hizmet akademilerinin “Amerika’nın ve onun kurucu belgelerinin insanlık tarihinde iyilik için en güçlü unsur olmaya devam ettiğini” öğretmesi gerektiğini vurguladı.
Hava Kuvvetleri pazar günü yaptığı açıklamada, ABD ordusunda Tuskegee Havacıları olarak bilinen ilk siyahi havacıları konu alan ve Trump’ın DEI girişimlerine getirdiği yasağa uygunluk açısından incelemeden geçen bir videoyu kullanarak kursiyerlere eğitim vermeye devam edeceğini duyurdu.
Hegseth Pentagon merdivenlerinde, son kitabında eleştirdiği ABD ordusunun en üst düzey yetkilisi Hava Kuvvetleri Generali C.Q. Brown tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Brown’ı kovup kovmayacağı sorulduğunda Hegseth hemen yanında durduğunu söyleyerek şaka yaptı.
“Şu anda onun yanındayım. Onunla çalışmayı dört gözle bekliyorum” diyerek Brown’ın sırtını sıvazladı.
Reuters daha önce Hegseth’in onay sürecinde defalarca reddettiği, üst düzey rütbelilerin toplu olarak işten çıkarılması olasılığı hakkında haber yapmıştı.
Hegseth gazetecilerle konuşurken Fort Moore ve Fort Liberty’den önceki isimleri olan Fort Benning ve Fort Bragg ile bahsetti.
Konfederasyon subaylarını onurlandıran bu isimler, ABD tarihini ve Konfederasyon mirasını yeniden gözden geçirme çabasının bir parçası olarak eski Başkan Joe Biden döneminde değiştirilmişti.
Hegseth, “Guam, Almanya, Fort Benning ve Fort Bragg’daki askerleri düşünüyorum” dedi.
Hegseth’in Pentagon’daki odak noktasının büyük bir kısmı, Trump’ın COVID aşılarını reddettiği için terhis edilen askerlerin geri getirilmesine ilişkin kararnamesini yerine getirmek de dahil olmak üzere ordu içinde olabilir.
Pentagon’un 2021 yılında aşıyı zorunlu hale getirmesinin ardından binlerce hizmet mensubu ordudan uzaklaştırılmıştı.
Amerikan Demir Kubbesi
Trump ayrıca “bir ‘Amerikan Demir Kubbesi’ geliştirme sürecini zorunlu kılan” bir kararname imzaladı.
Kısa menzilli Demir Kubbe hava savunma sistemi, ABD’nin desteğiyle İsrail’in Rafael Gelişmiş Savunma Sistemleri tarafından inşa edildi ve Hamas tarafından Gazze’den İsrail’e atılan roketleri engellemek için üretildi.
Kamyonlarla çekilen her bir ünite roket, havan topu ve insansız hava aracı gibi kısa menzilli tehditleri havada imha etmek üzere radar güdümlü füzeler ateşliyor.
Sistem bir roketin nüfusun yoğun olduğu bir bölgeye isabet edip etmeyeceğini belirliyor. Eğer değilse, roket göz ardı edilir ve zararsız bir şekilde inmesine izin verilir.
Böyle bir çabanın ABD’de uygulanmasının yıllar alacağı söyleniyor.
Amerika
Çinli öğrencileri engelleme kararı ABD Dışişleri için sürpriz oldu

ABD Dışişleri Bakanlığı içindeki ve dışındaki kişiler, Çinli öğrencilerin vizelerini iptal etmeye yönelik yeni planın nasıl işleyeceğini ve bunun ABD’de okuyan Çin vatandaşlarına yönelik genel bir yasak haline gelip gelmeyeceğini anlamış değil.
POLITICO’da yer alan habere göre Beyaz Saray vizeleri derhal iptal etmeye başlayabilirken, konsolosluk konularına aşina olan ve kamuoyuna açıklama yapma yetkisi olmadığı için ismini vermek istemeyen bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, büyükelçiliklerin planın nasıl uygulanacağına dair resmi talimat almadığını söyledi.
Plan, Çin ve Hong Kong’dan gelecek başvuru sahiplerine yönelik denetimin artırılması için vize kriterlerinin revize edilmesini de içeriyor.
Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı’nın Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile bağlantısı olan veya “kritik alanlarda” okuyan Çinli öğrencilerin vizelerini “agresif bir şekilde iptal edeceğini” duyurdu.
Öte yandan bunu uygulamaya koymak kolay değil ve bunun nasıl yapılacağı, Trump yönetiminin nihai hedefleri hakkında çok şey söyleyecek.
Tüm Çinli öğrenci vizelerini gözden geçirmek, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı için zorlu bir görev olabilir. Hükümet verilerine göre, 2023-2024 öğretim yılında ABD’de yaklaşık 277.000 Çinli öğrenci bulunuyordu.
Hedef Çinli aileleri korkutmak mı?
Yönergelerin nasıl uygulanacağına dair tartışmalara katılan bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Bu çılgınlık. Bu bizim için büyük bir baş ağrısı olacak,” dedi.
Yönetim, belgesiz göçmenleri kendi istekleriyle ülkeden ayrılmaya teşvik ettiği gibi, bu tehdidin tek başına öğrencileri ABD’deki eğitim kurumlarına gitmeyi yeniden düşünmeye sevk edeceğini umuyor olabilir.
Trump’ın ilk yönetimi sırasında konsolosluk işlerinden sorumlu Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Carl Risch, “Bunu açıklamak için tek neden, bu durumdan potansiyel olarak etkilenecek Çinli ailelerin bunu bilmesini istemenizdir. Onları korkutmak istiyorsunuz,” dedi.
Risch, yönetimin bu politikanın kime uygulanacağını henüz bilmediğini, ama yönergeler belirlendiğinde bile, Dışişleri Bakanlığı genellikle yeni güvenlik soruşturması standartlarını kamuoyuna duyurmadığı için halkın bunu bilmeyeceğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, vize incelemesi hakkında, kaç Çinli öğrencinin etkileneceği, incelemenin zamanlaması veya ÇKP ile bağların nasıl değerlendirileceğine ilişkin ayrıntıları vermeyi reddetti.
Perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Vizelerle ilgili yöntemlerimiz hakkında ayrıntılı bilgi vermiyoruz. Bu konunun nereye varacağı konusunda spekülasyon yapmayacağız,” diye ekledi.
Öğrenci vizesini kaybetmek, bir öğrencinin üniversitede eğitimine devam etmesini engellemez, fakat ABD’den etkili bir şekilde çıkmasını imkansız hale getirebilir.
Sınır dışı için ilk adım
Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza İdaresi (ICE), Öğrenci ve Değişim Ziyaretçileri Bilgi Sistemindeki (SEVIS) bir öğrencinin kaydını sonlandırırsa, üniversiteler bu öğrencilerin eğitimine devam etmesini engellemek zorunda kalabilir ve bu da sınır dışı edilme sürecine doğru bir adım olabilir.
ICE’nin öğrencilerin SEVIS kayıtlarını hızlı bir şekilde sonlandırma yetkisi, yoğun bir dava konusu olup, geçen hafta Kaliforniya’daki bir federal yargıç, SEVIS kayıtları sonlandırılanlara “olumsuz yasal etki” uygulamasını engelleyen ülke çapında bir ihtiyati tedbir kararı verdi.
Obama yönetimi altında ICE’nin eski başkanı John Sandweg, Rubio’nun Çarşamba günkü açıklamasında DHS ve Dışişleri Bakanlığının vize incelemelerinde işbirliği yapacağına dair ifadesinin, Trump yönetiminin “her ikisini de yapacağı” anlamına geldiğini söyledi.
Sandweg, Çinli öğrencilerin ilk incelemelerinin çoğunun ICE, CBP ve Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılan yazılımlar aracılığıyla yapılabileceğini söyledi fakat ÇKP vakaları için analistlerin daha fazla araştırma yapması gerekeceğini söyledi.
Trump, 2023’teki seçim kampanyasında, “Hıristiyan düşmanı komünistler, Marksistler ve sosyalistleri” yasaklayacağına söz vermiş ve ilk yönetiminin Çin tarafından finanse edilen Konfüçyüs Enstitülerini ABD üniversite kampüslerinden kapatma ve Amerikan üniversitelerinde çalışan Çinli bilim adamları ve profesörleri yargılama çabalarını genişletöişti.
Devlet okulları Çin karşıtı yaptırımlardan etkilenebilir
Beyaz Saray’ın kararı yabancı öğrencilere bağımlı hale gelen ve çok daha az kaynağa sahip devlet üniversitelerinin ve diğer okulların mali durumunu da tehlikeye atıyor.
Arizona, Kaliforniya, Illinois, Michigan ve Teksas’taki kamu kurumları, eyalet dışı öğrenim ücretinin tamamını ödeyen uluslararası öğrencilerin en çok tercih ettiği okullar arasında yer alıyor.
Bu nüfus, 2023-24 öğretim yılında Arizona Eyalet Üniversitesine 545 milyon dolar gelir sağladı ve şu anda tehdit altında olan Urbana-Champaign’deki Illinois Üniversitesine ise daha da fazla gelir sağladı.
Eyalet meclisleri yıllardır vergi mükelleflerinin desteğini keserken, eyalet içi öğrenim ücretlerini artırmak istemeyen okullar için uluslararası öğrencilere bağımlılık kaçınılmaz hale gelmişti.
Bu durum, yabancı öğrenci sayısındaki düşüşün artık ABD’li öğrencilere verilen mali yardımdan kampüslerdeki öğretim desteğine kadar her şeyi etkileyebileceği anlamına da geliyor.
Ülkenin en büyük iki devlet üniversite sistemi olan Kaliforniya Üniversitesi ve Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, bu yıl her biri için yüz milyonlarca dolara denk gelen yüzde 3’lük bir bütçe kesintisiyle karşı karşıya.
Amerika
Wall Street, bütçe tasarısındaki yabancı vergi uygulamasından endişeli

Wall Street analistleri, Kongre’de görüşülmekte olan ABD bütçe tasarısında yer alan yabancı yatırımcıları hedef alan verginin, ABD Hazine tahvillerine ve dolara olan talebi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
ABD Temsilciler Meclisi geçen hafta, yabancı yatırımcıların temettü ve telif hakları gibi pasif gelirlerine %20’ye varan oranda kademeli vergi yükü getirilmesini öngören kapsamlı bir vergi ve harcama tasarısını onaylamıştı.
899. maddede yer alan bu vergi, ABD’nin haksız bulduğu vergileri uygulayan ülkelerden gelen tüzel veya gerçek kişiler tarafından ödenecek. Kongre Bütçe Ofisine göre, bu vergi Senato tarafından da onaylanırsa, on yıl içinde 116 milyar dolarlık vergi geliri elde edilebilir.
Yabancı yatırımcılar için, 899. Madde, ABD hisse senetleri ve bazı şirket tahvillerinin temettü ve faizlerine dört yıl boyunca her yıl yüzde 5 oranında vergi artışı getirecek. Ayrıca, şu anda vergiden muaf olan devlet fonlarının Amerikan portföy varlıklarına da vergi uygulanacak.
Deutsche Bank’ın döviz araştırma başkanı George Saravelos perşembe günü yaptığı açıklamada, “Bu yasayı, ABD yönetiminin isterse ticaret savaşını sermaye savaşına dönüştürme imkanı yaratan bir adım olarak görüyoruz,” dedi ve yeni verginin ABD Hazine tahvillerine olan talebi olumsuz etkileyebileceğini ekledi.
Senato tarafından kabul edilmesi halinde, yabancıların yatırımlarına uygulanan vergi oranının artırılması, küresel yatırımcıların artan mali açıklar ve gümrük vergilerine dayalı yeni ticaret politikası nedeniyle ABD’nin diğer finansal piyasalardan daha iyi performans gösterme konusundaki “istisnacılığı”nı sorgulamaya başladığı bir dönemde gerçekleşecek.
Morgan Stanley, yeni verginin ABD varlıklarına olan yabancı talebini azaltacağı için doların değerini zayıflatacağını belirtti.
Morgan Stanley stratejisti Michael Zezas, ABD’de pasif gelir elde eden Avrupalı yatırımcıların bu vergiye özellikle duyarlı olduğunu belirtti. Banka, verginin etkisine ilişkin herhangi bir tahminde bulunmadı.
Davis Polk hukuk bürosuna göre, “ayrımcı yabancı ülkeler” olarak kabul edilebilecek ülkeler arasında Avrupa Birliği üyesi birçok ülke ile Hindistan, Brezilya, Avustralya ve Birleşik Krallık yer alıyor.
Wall Street’in önde gelen bir bankasının üst düzey yöneticisi Financial Times’a (FT) yaptığı yorumda, “Bu, bu yıl Washington’dan çıkan en endişe verici fikirlerden biri. Eğer hayata geçirilirse, ABD’ye yabancı yatırımları kesinlikle soğutacaktır,” dedi.
Birçok analist ve yatırımcıya göre, ABD hisse senetlerine ve bazı şirket tahvillerine yatırım yapan yabancı yatırımcılar daha yüksek vergilerle karşı karşıya kalabilir, fakat bu verginin Hazine borçlarına da uygulanıp uygulanmayacağı belirsiz.
Hazine tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri genellikle ABD dışında yerleşik yatırımcılar için vergiden muaf ve bu gelirlerin vergilendirilmesi mevcut politikadan büyük bir değişiklik anlamına gelecek.
Amerika
ABD’li istihbarat çalışanı gizli bilgileri sızdırmaya çalışırken yakalandı

ABD Savunma İstihbarat Ajansı (DIA) çalışanı Nathan Vilas Laatsch, ulusal savunma bilgilerini yabancı bir hükümete sızdırmaya çalıştığı gerekçesiyle dün Virginia’da tutuklandı. FBI tarafından yürütülen bir operasyonda, Laatsch’ın gizli belgeleri bir USB belleğe kopyalayıp teslim etmeye çalışırken ve daha sonra doğrudan iletmeye yeltenirken suçüstü yakalandığı belirtildi. Laatsch’ın bu eylemi karşılığında ilgili ülkeden vatandaşlık talep ettiği de iddialar arasında yer alıyor.
ABD Savunma İstihbarat Ajansı’nda (DIA) görevli bir IT uzmanı olan 28 yaşındaki Nathan Vilas Laatsch, ulusal savunma bilgilerini yabancı bir hükümet yetkilisine veya ajanına aktarmaya çalıştığı gerekçesiyle dün kuzey Virginia’da tutuklandı.
Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Laatsch, FBI tarafından yürütülen bir operasyon sonucu yakalandı ve ertesi gün Virginia Doğu Bölgesi’nde ilk mahkemesine çıkarılacak.
İhbar üzerine FBI operasyonu
Mahkeme belgelerine göre, Laatsch 2019 yılında DIA’da sivil çalışan olarak göreve başladı.
Burada İç Tehdit Bölümü’nde çalışan Laatsch, çok gizli güvenlik yetkisine sahipti. FBI, bu yılın mart ayında, Laatsch olduğu sonradan anlaşılan bir kişinin dost bir yabancı hükümete gizli bilgi sağlamayı teklif ettiğine dair bir ihbar almasının ardından operasyon başlattı.
İddiaya göre Laatsch, gönderdiği bir e-postada, “bu yönetimin değerleriyle aynı fikirde veya aynı çizgide olmadığını” ve bu nedenle erişimi olan “tamamlanmış istihbarat ürünleri, bazı işlenmemiş istihbaratlar ve diğer çeşitli gizli belgeler” dahil olmak üzere “gizli bilgileri paylaşmaya istekli olduğunu” yazdı.
Gizli bilgileri sızdırma süreci
Laatsch’ın, yabancı bir hükümetin görevlisi olduğuna inandığı bir FBI ajanıyla yaptığı çok sayıda görüşmenin ardından, çalışma masasındaki bir not defterine gizli bilgileri yazdığı belirtildi.
Mahkeme belgelerinde, Laatsch’ın yaklaşık üç gün boyunca bu bilgileri çalışma alanından defalarca dışarı çıkardığı ve daha sonra FBI ajanına bilgileri iletmeye hazır olduğunu teyit ettiği kaydedildi.
Bunun üzerine FBI, kuzey Virginia’daki bir parkta operasyon düzenledi. Laatsch’ın, gizli bilgileri yabancı hükümetin alması için buraya bırakacağına inandığı ifade edildi.
1 Mayıs günü, FBI gözetim ekipleri Laatsch’ın belirtilen yere gidip bir nesne bıraktığını gözlemledi.
Laatsch’ın ayrılmasının ardından FBI tarafından ele geçirilen nesnenin bir USB bellek olduğu anlaşıldı.
Bellekte, Laatsch’tan bir mesaj ve her biri “gizli” veya “çok gizli” gizlilik seviyesine sahip olduğu belirtilen bilgiler içeren çok sayıda daktilo edilmiş belge bulundu.
Laatsch’ın mesajında, erişimi olan “ürün türlerinin çeşitliliğini yeterince göstermek” amacıyla “makul bir örneklem büyüklüğü” eklemeyi seçtiği belirtiliyordu.
Vatandaşlık talebi ve ikinci girişim
USB belleğin alındığına dair teyit aldıktan sonra, 7 Mayıs’ta Laatsch’ın FBI ajanına bir mesaj gönderdiği ve bu mesajda gizli bilgi sağlamaya devam etme karşılığında yabancı hükümetten bir şeyler istediğinin anlaşıldığı iddia edildi.
Ertesi gün Laatsch’ın, “buradaki durumun uzun vadede düzelmesini beklemediğini” belirterek “ülkeniz için vatandaşlık” istediği kaydedildi.
“Maddi tazminat” arayışında olmadığını ancak “diğer tazminatlara karşı olmadığını” da söylediği ifade edildi.
Mahkeme belgelerine göre, 14 Mayıs’ta FBI ajanı Laatsch’a ek gizli bilgi almaya hazır olduklarını bildirdi. 15 Mayıs ile 27 Mayıs arasında Laatsch’ın tekrar gizli çalışma istasyonunda oturum açmışken birden fazla sayfa not aldığı, notları katladığı ve gizli bilgileri giysilerine saklayarak dışarı çıkardığı tespit edildi.
29 Mayıs’ta Laatsch, kuzey Virginia’da önceden ayarlanmış bir buluşma noktasına geldi. Burada Laatsch’ın tekrar yabancı ülkeye çok sayıda gizli belge iletmeye çalıştığı sırada, FBI’ın belgeleri almasının hemen ardından tutuklandığı bildirildi.
Duyuruyu Adalet Bakanlığı Ulusal Güvenlik Birimi Başkanı Sue J. Bai, Virginia Doğu Bölgesi Başsavcısı Erik S. Siebert, FBI Karşı İstihbarat Birimi Direktör Yardımcısı Roman Rozhavsky ve Hava Kuvvetleri Özel Soruşturmalar Ofisi (OSI) Özel Projeler Ofisi İcra Direktörü Lee M. Russ yaptı.
FBI Washington Saha Ofisi’nin, ABD Hava Kuvvetleri OSI’nin önemli katkılarıyla ve Savunma İstihbarat Ajansı’na işbirliği için teşekkürlerini sunarak davayı yürüttüğü açıklandı.
-
Dünya Basını5 gün önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika1 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş7 gün önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Ortadoğu1 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş1 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Dünya Basını2 hafta önce
Dani Rodrik: Merkantilizm o kadar da kötü değil ama Trump’ınki en kötüsü