Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Trump yönetimi İran ve Husilere askeri tehdidi artırıyor

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Orta Doğu’ya ek askeri güç gönderilmesi talimatını verdi. Pentagon’dan yapılan açıklamada, bu kapsamda USS Carl Vinson uçak gemisi görev grubu ile çeşitli hava unsurlarının bölgeye sevk edileceği bildirildi.

Söz konusu karar, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ı müzakere masasına çekme hedefiyle Tahran’a yönelik tehditlerini artırdığı ve Yemen’deki Husilere yönelik neredeyse günlük hale gelen hava saldırılarının sürdüğü bir dönemde alındı. ABD bu saldırılarla, İsrail’in Gazze’deki soykırımını durdurma hedefiyle bölgedeki İsrail bağlantılı gemileri hedef alan Husileri etkisiz hale getirmeye çalışıyor.

Pentagon Sözcüsü Sean Parnell, USS Carl Vinson’un Hint-Pasifik’te yürüttüğü tatbikatların ardından bölgeye ulaşacağını belirtti. Ayrıca, USS Harry S. Truman uçak gemisi görev grubunun görev süresinin uzatıldığı da açıklandı. Böylece bölgede eş zamanlı konuşlanan iki uçak gemisi ile Trump yönetimi de Biden yönetiminin yaptığı gibi İsrail’e destek için bölgede güç gösterisi yapmış olacak.

Parnell açıklamasında “Savunma Bakanı Hegseth, İran ya da onun vekil güçleri tarafından ABD personeli ya da çıkarlarına yönelik herhangi bir tehdit durumunda, ABD’nin halkını korumak için kararlı adımlar atacağını açıkça ifade etmeyi sürdürüyor” dedi.

CENTCOM Komutanı İsrail’de

Öte yandan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, Tel Aviv’de İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve üst düzey güvenlik yetkilileriyle görüştü.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, Kurilla ile Zamir ve İsrailli yetkililer arasındaki yaklaşık 10 saat süren görüşmelerin odağında İran ve Husiler olduğu aktarıldı. Haberde, Kurilla’nın İsrail ziyaretinin “İran’a yönelik bir saldırının habercisi olabileceği” kaydedildi.

ABD Başkanı Donald Trump, ülke medyasına yaptığı açıklamada, ABD ile anlaşmaya varmaması halinde İran’ı “daha önce hiç görmedikleri şekilde bombalayacakları” tehdidinde bulunmuştu.

Trump’a yanıt veren İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD ya da İsrail’den gelecek herhangi bir saldırının “sert bir misilleme ile karşılık bulacağını” söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi de geçen hafta, Trump yönetimi askeri tehditlerini sürdürdüğü sürece ABD ile doğrudan görüşme yapılmayacağını duyurmuştu.

Ortadoğu

ABD ve İsrail arasında İran gerginliği: Telefonda hararetli tartışma

Yayınlanma

ABD ve İsrail liderlerinin geçen hafta İran konusunda yaptığı telefon görüşmesinde görüş ayrılığı yaşandığı öne sürüldü. Tartışmanın ardından Trump’ın İsrail’e gönderdiği ABD’li bakan, “Başbakandan Trump ile birlikte çalışmasını ve akılcı kararlar alınmasına katkıda bulunmasını istedim” dedi.

Netanyahu ile Trump telefonda karşı karşıya geldi

İsrail basınına göre Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Donald Trump, İran’a karşı nasıl bir yol izleneceği konusunda geçen hafta gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde sert bir tartışma yaşadı.

Kanal 12’nin haberine göre, Trump görüşmede Netanyahu’ya “İranlılarla diplomatik bir çözüm istiyorum. İyi bir anlaşma yapma yeteneğime inanıyorum” dedi. Ayrıca her iki tarafın çıkarına olacak bir uzlaşmadan yana olduğunu vurguladı.

Bu haber, daha önce tarafların İran’ın nükleer silah edinmesini önlemek konusunda hemfikir oldukları yönündeki resmi açıklamalarla çelişiyor.

Başbakanlık Ofisi ise Perşembe günkü telefon görüşmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, iki liderin İran’a nükleer silah kapısını kapatmak gerektiği konusunda mutabık kaldığını bildirmişti.

Trump’ın İsrail’e gönderdiği bakan: Zamanımız kısıtlı

Kanal 12’nin haberinin ardından ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem’in İsrail ziyareti sırasında Fox News’e verdiği bir röportaj dikkat çekti.

Noem, “Başkan Trump beni, müzakerelerin nasıl ilerlediğini konuşmak ve birlikte hareket etmenin önemini vurgulamak üzere gönderdi” dedi.

Trump’a yakınlığıyla bilinen Noem, Netanyahu ile yaptığı görüşmeyi “çok açık ve doğrudan” olarak tanımladı. Röportajda, “Başkan’ın başbakana ilettiği özel mesajı paylaşmam doğru olmaz” diyen Noem, Netanyahu’nun danışmanlarının da görüşme sonrası bu kadar açık bir toplantıyı daha önce yaşamadıklarını söylediğini aktardı. “İsrail’e olan desteğimizi yineledik ancak bu müzakereler de hayati öneme sahip” dedi ve ekledi: “Başkan Trump’ın karar vermesi için çok kısa bir süremiz var; haftalar ya da aylar değil, sadece birkaç gün. Bu süreçte Netanyahu’nun da işbirliği yapması gerektiğini ilettim.”

“Netanyahu’nun ABD’ye ihtiyacı var”

İsrail’in İran’a olası bir saldırı planını askıya alıp almadığı sorulduğunda Noem, “Başkan Trump, İran’ın nükleer silah sahibi olmasını asla kabul etmeyecek” dedi.

Noem şunları kaydetti: “İsrail’in ABD ile paylaştığı istihbarat çok önemli. Başkanımız barış istiyor ama gelecekte nükleer kapasiteye sahip bir İran’ı da kabul etmeyecek. Sadece barış yetmez Başkan, Netanyahu’nun da onunla aynı çizgide olmasını istiyor. İran’ın ve vekil gruplarının İsrail’e yönelik saldırıları göz önüne alındığında, İsraillilerin yaşadığı acıyı anlıyoruz. Ama Netanyahu da biliyor ki Amerika’ya ve Başkan Trump’a ihtiyaç duyuyor. Birlikte daha güçlüyüz ve bu süreç dürüst ve samimi yürütülmeli. İran’ın nükleer silah kapasitesine asla ulaşamayacağı bir gelecek için birlikte çalışmalıyız.”

Netanyahu’nun ofisi, Noem’le yapılan görüşmeye ilişkin yayımladığı açıklamada, bakanın “Başbakana ve İsrail devletine sarsılmaz desteğini” ifade ettiği bildirildi. Ancak İran konusuna yer verilmedi.

Trump: İran’la müzakerelerde ilerleme var

Öte yandan ABD ile İran arasında hafta sonu Roma’da yapılan beşinci tur nükleer müzakerelerde, uranyum zenginleştirme konusu temel kriz başlığı olmaya devam ediyor.

Tahran, barışçıl nükleer program kapsamında düşük seviyeli uranyum zenginleştirmeyi savunurken; Washington, bu faaliyetlerin tamamen durdurulmasını talep ediyor.

Müzakerelerden sonra taraflar temkinli açıklamalar yaparken, Başkan Trump, Morristown Havaalanı’nda gazetecilere iyimser mesajlar verdi. “İran cephesinden iyi haberler alabiliriz. Görüşmeler oldukça iyi gidiyor. Bunun olmasını gerçekten istiyorum. Çünkü bombaların atılmadığı ve insanların ölmediği bir çözüm arzuluyorum” dedi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail’in işgal planı: Filistinliler Gazze’nin yüzde 25’ine hapsedilecek

Yayınlanma

İsrail’in Gazze’ye yönelik işgal planı ortaya çıktı. Ordu, Gazze’nin yüzde 75’ini 2 ay içinde kontrol altına almayı ve 2,3 milyon Filistinliyi yalnızca yüzde 25’lik bir alana zorla yerleştirmeyi amaçlıyor. Eşzamanlı olarak BM dışlanarak yardım dağıtımı da İsrail kontrolüne geçiriliyor.

İsrail’in işgal planı, İsrail basınında yer alan belgelerle gün yüzüne çıktı. Plana göre, İsrail ordusu 2 ay içinde Gazze’nin’nin yüzde 75’ini işgal etmeyi ve 2,3 milyonluk Filistin nüfusunu yalnızca yüzde 25’lik bir alana zorla yerleştirmeyi hedefliyor. Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, İsrail ve ABD destekli Gazze Yardım Vakfı da Birleşmiş Milletler’i dışlayarak ilk yardım dağıtım merkezini Gazze’nin güneyinde faaliyete geçirdi.

İsrail’den ABD garantörlüğünde ateşkes ve esir takasına ret

İşgal planı: Gazze üç bölgeye parçalanacak

İsrail ordusunun sızdırılan planlarına göre, Filistinliler üç küçük bölgeye hapsedilecek:

-Güneyde Refah-Han Yunus arasında yer alan El-Mevasi kıyı şeridi,

-Orta kesimde Deyr el-Belah ile Nusayrat yakınları,

-Kuzeyde ise Gazze kent merkezinin dar alanları.

Bu plan çerçevesinde, toplamda 365 km² büyüklüğündeki Gazze Şeridi’nin yalnızca yüzde 25’i Filistinlilere “ayrılmış” olacak. Geriye kalan %75’lik bölüm ise askeri kontrol altında olacak ya da “güvenlik gerekçesiyle tahliye” kapsamında boşaltılmış durumda bulunacak.

Birleşmiş Milletler ve yerel kaynaklara göre, hali hazırda Gazze topraklarının yüzde 81’i ya doğrudan işgal edilmiş ya da tahliye emirleriyle fiilen boşaltılmış durumda. Gazze Hükümeti Medya Ofisi ise bu oranın yüzde 77’ye ulaştığını açıkladı.

Gazze’nin güneyinde toplu tahliyeler başladı

İsrail ordusu, 26 Mayıs itibarıyla Gazze’nin güneyinde Han Yunus, Refah, Abasan, el-Karara ve Beni Süheyl gibi yoğun nüfuslu bölgeleri kapsayan geniş alanlar için toplu tahliye emirleri yayımladı. Ordu sözcüsü Avichai Adraee, bu bölgeleri “kırmızı bölge” olarak işaretleyerek sosyal medyada harita paylaştı ve burada yaşayan Filistinlilerin, sahil şeridindeki El-Mevasi’ye gitmesini istedi.

Bu tahliye çağrıları, geniş çaplı bir kara harekâtı ile aynı anda başlatıldı. Kanal 14 muhabiri Hallel Biton Rosen, İsrail ordusunun 98. ve 36. tümenlerine bağlı birliklerin Han Yunus’ta konuşlandığını bildirdi. Operasyonun birkaç hafta süreceği öngörülüyor.

BM’yi devre dışı bırakan Gazze Yardım Vakfı’nda istifa

Yardımda yeni dönem: BM dışarıda, ilk merkez açıldı

İsrail, askerî harekâtın yanı sıra, Gazze’deki insani yardım dağıtımını da kendi kontrolü altına almak için yeni bir model uygulamaya koydu. Refah’ın Tel Sultan Mahallesi’nde ilk yardım dağıtım merkezi açıldı. İsrail ve ABD destekli Gazze Yardım Vakfı (GHF) öncülüğünde başlatılan bu girişim, BM gibi kuruluşları devre dışı bırakmayı hedefliyor.

Önümüzdeki haftalarda üç yeni merkezin daha açılması planlanıyor: ikisi Gazze’nin güneyinde, biri Netzarim koridoru yakınlarında. ABD merkezli özel şirketlerin ve İsrail’le koordinasyon içinde hareket eden kurumların işlettiği bu merkezler, ciddi tartışmalara yol açtı. Vakfın İsrail’le bağlantıları, bağımsızlık ve insani ilkelere uygunluk konularında büyük endişeler doğurdu.

İşgal planı insani yardım sürecini de şekillendiriyor

Bu gelişmelerin ortasında GHF Başkanı Jake Wood, yardım sürecinin insani değerlerden saptığını belirterek görevinden istifa etti. Eski bir ABD Deniz Piyadesi olan Wood, istifa mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Bu yardım planı, insanlık, tarafsızlık, yansızlık ve bağımsızlık ilkelerine sadık kalınarak uygulanamaz. Ben bu ilkelerden ödün veremem.”

Wood’un ayrılışı, yardımın siyasileştiği ve işgal planının insani yardım sürecine doğrudan yön verdiği yönündeki endişeleri daha da artırdı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail’den ABD garantörlüğünde ateşkes ve esir takasına ret

Yayınlanma

ABD adına İsrail ve Hamas arasında arabuluculuk yapan Filistin asıllı iş insanı Dr. Bishara Bahbah’ın sunduğu ABD garantörlüğünde ateşkes ve esir takası öngören teklif, İsrail tarafından reddedildi.

Lübnan merkezli El Mayadin televizyonu, Filistin asıllı Amerikalı in insanı Dr. Bishara Bahbah tarafından hazırlanan ve ABD’nin garantörlüğünde sunulan ateşkes ve esir takası teklifinin Hamas ve İsrail tarafından değerlendirildiğini duyurdu. Ancak teklifin basına yansımasının hemen ardından İsrailli yetkililer, Tel Aviv yönetiminin söz konusu planı reddettiğini basına sızdırdı.

ABD garantörlüğünde ateşkes

El Mayadin’e konuşan üst düzey bir Filistinli yetkili, Bahbah’ın sunulan teklifin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un onayı ve koordinasyonu ile hazırlandığını belirtti.

Teklife göre ABD’nin resmi garantörü olacağı 60 günlük ateşkeste Hamas’ın elindeki 10 İsrailli rehinenin (5’i sağ, 5’i ölü) iki aşamada serbest bırakılması planlanıyor. Ateşkes süresince günde bin yardım kamyonunun Gazze’ye girişine izin verilmesi isteniyor. Ayrıca ateşkes devam ederken Gazze’nin yeniden inşası, teknokrat bir hükümetin kurulması ve siyasi çözüm müzakerelerinin başlatılması planlanıyor.

Habere göre bu önerinin hemen tüm maddelerine onay veren Hamas, teklifte öngörülen 60 günlük ateşkesin 70 güne çıkarılmasını talep etti. Rehinelerin tesliminin ise ilk gün ve yedinci gün olacak şekilde iki aşamada yapılması önerildi.

İsrail teklifi neden reddetti?

El Mayadin’in haberinin ardından, İsrail medyasına konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, söz konusu taslağın “Hamas’a teslim olmak anlamına geldiğini” iddia etti.

Söz konusu taslağın ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce gündeme getirdiği önerinin “çok uzağında olduğu” ileri sürüldü.

İsrail’in önerilen son esir takası ve geçici ateşkesi içeren taslağı reddettiğini dile getiren yetkili, söz konusu teklifin “İsrail’deki hiçbir sorumlu hükümet tarafından kabul edilemez olduğunu” savundu.

Söz konusu yetkili, esir takası ve geçici ateşkes için sunulan son taslağı reddeden taraf İsrail olmasına rağmen “Hamas’ın anlaşmada ilerleme sağlanmasında istekli olmadığını” iddia etti.

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, Gazze’deki duruma dair ABD’nin hem İsrail hem Hamas yetkilileriyle doğrudan temas halinde olduğunu belirtmişti. Trump, “Bu durumu mümkün olan en kısa sürede durdurup durduramayacağımıza bakmak istiyoruz” demişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English
OSZAR »